dokuz

2.4K 258 663
                                    

Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım, çoktan akşam olmuştu bile. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, herkes odalarına dağılmıştı belki de şu an hazırlanıyordular ama benim hiçbir kıyafetim yoktu.

Kendi düşüncelerimin arasında kaybolmuşken kapı tıklandı ve çok vakit geçmeden açıldı. Roseanne içeri girerken ilk olarak elindeki siyah elbise gözüme çarptı sonra da diğer elinde tuttuğu makyaj çantası.

"Giyeceğin kıyafet bu, sana sormadım ama beğeneceğini düşünüyorum. Bunda da işte makyajın için gerekli şeyler var. Saçlarını açık bırak kesinlikle ve istersen maşamı ya da düzleştiricimi verebilirim." Şaşkınlıkla ona baktım ilk önce, karşımda bugün bana sert bakışlar atan kız yoktu sanki.

"Ben... Teşekkür ederim." Elindeki aldım ve yatağın üstüne koydum. Elbise uzundu ve yanında bir yırtmacı vardı. Gerçekten çok güzeldi, açıkçası taşıyabileceğimden emin değildim. Derin yırtmacı bana göre fazla iddialıydı.

"Üstünde güzel duracağına eminim." Korkak bakışlar attığımı fark etmiş olmalıydı ki böyle bir cümle kurmuştu. Cevap veremeden odayı terk ettiğinde birkaç saniye kapıya bakakaldım.

Üzerimdekileri çıkardıktan sonra elbiseyi üzerime geçirdim. Vücudumun üst kısmını tamamen sarmıştı elbise, belimin bu kadar ince olduğunu bilmiyordum açıkçası. Ayağımdaki yaraya göre uzun bir elbise vermiş olmalıydı. Elbisenin yırtmacından görünen yaralarımı kapatıcıyla kapatmam gerekiyordu, şanslıydım ki kabuk bağlamamıştı daha.

Odadaki küçük aynanın karşısına geçip makyajımı yapmaya başladım. Çok ağır bir şey yapmak istemiyordum, elbise zaten yeterince dikkat çekiyordu.

Son olarak rujumu sürmüş, bacaklarımı kapatıcıyla kapatmıştım. Saçlarımı Roseanne'den aldığım maşa ile şekillendirmiştim.

Aslında bu elbiseye bir at kuyruğu çok güzel giderdi ama saçımı açık bırakmamı istemişti.

Tamamen hazır olduğumda odadan dışarı çıktım ve salona doğru yürümeye başladım. Sesleri oradan geliyordu.

İçeri girdiğimde birden hepsi susmuştu ve bakışlar bana dönmüştü.
Ama ben sadece Taehyung'a bakakalmıştım.

Beni baştan aşağı süzmüştü ama bunu asla rahatsız edecek şekilde yapmamıştı.

Roseanne ve Jimin dışarı çıktıklarında Taehyung bana doğru yürümeye başladı.

O bana doğru yürürken onu inceleme fırsatı buldum, siyah takımı ile nefes kesici gözüküyordu.

Önümde durduğunda benden uzun olduğu için kafamı hafifçe kaldırarak ona bakmak zorunda kaldım.

"Hoşuma gitti." Birden kafasını eğip yüzlerimizi hizalayıp konuşmasıyla irkildim.

Onun olayı buydu sanırım, hoşuna gidiyordu.

Birden saçımı kulağımın arkasına atıp oraya yaklaştığında geri çekilmeye çalışmıştım fakat buna izin vermemiş, belimden tutmuştu.

Kulağımın içine bir şey yerleştirdiğinde elimi, belimi tutan kolunun üzerine koydum. Geriye çekilip tekrar yüzlerimizi karşı karşıya getirdiğinde nefesimi tuttuğumun yeni farkına varıyordum. Onunla bu kadar yakın olmamız yanlıştı ama bu onun umurunda bile değildi.

"Kulağına yerleştirdiğim kulaklık sayesinde hem sen bizi hem de biz seni duyabileceğiz. Bir şey olduğunda korkmana gerek olmadığını söylüyorum." Kafamı salladım büyük bir sakinlikle.

"Bugün ilk günün, zor geçebilir. Endişelenme diyemem sana ama biliyorsun her zaman yanında olacağım. Biliyorsun, değil mi?"
"Biliyorum." diye mırıldandım.

forgotten keyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin