on bir

1.9K 255 463
                                    

Yatakta doğrulurken ne diyeceğimi bilemiyordum. O, şu an o kadar korkutucu gözüküyordu ki ağzımdan çıkacak hiçbir şeye inanmayacağına emindim.

"Cevap versene!" Korkuyla gözlerimi sımsıkı yumarken şu an sadece bu ortamdan kaçmak istediğimi fark etmiştim.

"Ben hiçbir şey almadım." Histerik bir şekilde gülerken ona kendimi nasıl kanıtlayacağımı bilmiyordum ama Tanrı aşkına ben orada o tablo için ölecektim. En azından bunu düşünemez miydi?

"Jennie, sana vermeni söylüyorum. Bu son uyarım." Taehyung'a baktım, ne yaptığını görmek için. İzliyordu sadece. Hoş, ondan beni korumasını isteyemezdim.

"O tablonun bulunmasını ben sağladım, ölüyordum Jimin. Niye böyle bir şey yapayım?"

"Bilmiyorum, o tablonun değerini öğrenip almış olabilirsin ya da biri seni tutmuştur onun için yapmışsındır bütün bunları. Söyle de öğrenelim, sen niye buraya geldin?"

Yataktan çıktığım gibi hızla önüne gelirken elimden bir kaza çıkmaması için yumruklarımı sıktım. Beni bir ajan yerine koymuştu az önce.

"Ben buraya Taehyung ile yaptığımız anlaşma sonucu geldim. Sana tabloyu almadığını söylüyorum ama görüyorum ki o beynin bunu anlamayacak kadar küçükmüş. Yazık, ben de seni akıllı sanıyordum."

Jimin birden üzerime yürümeye başladığımda hiç beklemediğim bir şey oldu. Taehyung bileğimden tuttuğu gibi beni arkasına karşısına da Jimin'i aldı.

"Şu kız için beni karşına mı alıyorsun kardeşim. Aferin, böyle devam et. O kıza güven, o kızı koru sen. Ben senin için kimim ki zaten?"

"Ona güvendiğimi kim söyledi sana?"

Derin bir sessizlik oldu ortamda. Bana güvenmediğini biliyordum ama birden böyle söylemesi sanırım beni üzmüştü. Çok daha kötü hissetmeye başlamıştım.

"Anlamıyorum, madem güvenmiyorsun nasıl bu kadar eminsin?" Haklıydı, güvenmediği bir insanı savunmamalıydı.

"Çünkü bütün gece onun yanındaydım."

Kafamı şaşkınlıkla yüzüne çevirdim, tamam gece yatmadan önce yanımdaydı ama niye gitmemişti ki? Niye yanımda kalmıştı?

"Belki uyuduğunda-"

"Hiç uyumadım Jimin. Sadece onu izledim."

Beni niye izliyordu, niye benim yanımda kalıyordu, bilmiyordum. Tek bildiğim kafamı karıştırdığıydı. Böyle bir itiraf yapmaması lazımdı. Buna hakkı yoktu, benim kalbimin düzenini bozmaya hakkı yoktu. Yanlıştı bu hissettiklerim, hem de çok yanlıştı.

Jimin bir şeyler söyleyecekken birden Roseanne içeri girdi. Dışarıdan gelmişe benziyordu.

"Ne oluyor burada?"

"Tablo yok, kayıp." Jimin konuştuğunda Roseanne gülümsedi.

"Ben de bir olay var sandım, onu ben götürdüm. Kasaya sakladım."

Derin bir sessizlik oldu. Taehyung'un elinden bileğimi sertçe çektim ve arkasından çıktım. Jimin hızla odadan çıkarken Roseanne ne olduğunu anlayamıyordu. O da birkaç saniye sonra Jimin'in peşinden giderken ben de arkalarından gitmek için harekete geçmiştim.

Hızlı ve seri adımlarla odanın çıkışına doğru giderken Taehyung kolumu tuttuğu gibi yürümemi engelleyip beni kendine doğru döndürmüştü.

"Nereye gittiğini sanıyorsun, daha büyük bir olay mı çıkarmak istiyorsun?"

"Gerekirse evet Taehyung, bırak şu kolumu. Beni tutup oradan buraya çekiştirmenden sıkıldım artık."

forgotten keyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin