on beş

1.9K 226 519
                                    

yb bekleyenlerden yorum göremezsem bozuşuruz 😼

Sonunda bir restoranın önünde durduğumuzda aşağıya indim. Yağmur başlamıştı ve hava iyice kararmıştı, buna rağmen Taehyung beni bıraktıktan sonra arabayı uzağa park edeceğini söylemişti. 

Islanmayacağım bir yere geçip Taehyung'u beklerken elinde tuttuğu şemsiyesiyle ıslanmadan gelmişti. Eliyle gelmem için işaret verirken restorandan içeri girdim. 

Boş bulduğum iki kişilik masaya oturduğumda Taehyung şemsiyesini koyup yanıma gelmişti. Arabada konuştuklarımızdan sonra yüzüne çok bakmıyordum, resmen beni mal durumuna düşürmüştü ve bunun için ona çok kızgındım. 

Menüler geldiğinde ikimiz de istediklerimizi söyleyip öylece siparişlerimizi beklemeye başlamıştık. Tamam, ben onunla konuşmuyor olabilirdim ama bir konuşma açması bu kadar zor olmamalıydı. Çok garip bir haldeydik ve sıkılıyordum.

"Sana yeni bir telefon almalıyız Jane." Masa örtüsünü incelerken konuşmasıyla derin bir nefes aldım. 

"Benim bir telefonum var zaten?" Rahat bir şekilde arkasına yaslandığında gözlerimi bedeninde gezdirdim. "Attım onu." Şaşkınlıkla ona bakarken bu sefer gerçekten sinirlenmiştim. Telefonun içinde bir sürü fotoğrafım, anılarım vardı. Benim için önemli olan bir sürü şey vardı.

"Sen aptal mısın? Bana sormadan nasıl böyle bir işe kalkışabiliyorsun Taehyung? Her şeyime karışamazsın, bana sormadan benimle ilgili olan bir şey yapamazsın!"

"Sana o telefondan ne kadar kolay ulaşabileceklerini anlamıyor musun Jane? Her şeye bağırmadan önce keşke önce beni dinlesen." Ailemden bahsediyordu. Onlar da, daha doğrusu babam da telefonumla ilgili her bilgi vardı. Kendi indirdiği uygulamalar dahil. Taehyung haklıydı ama en azından bana haber vermeden bir şey yapmasını istemiyordum.

"Eğer bir dahakine sormamı istiyorsan Jane, öyle olsun. Sana danışmadan senin hakkında bir işe kalkışmam." 

Kafamı salladıktan sonra bir daha aramızda herhangi bir diyalog oluşmadı. Yemeklerimiz geldi ve sakince onları yedik. Yemeklerimiz bittikten sonra Taehyung ikimiz için de şarap söylemişti.

"Alkollü bir şekilde araba mı kullanacaksın Taehyung?" Umursamaz bir biçimde omzunu silktiğinde gözlerimi devirdim.

Garson şarabı açıp ikimiz için de birer kadeh doldurduğunda en son ne zaman alkol tükettiğimi düşünüyordum. Alkol bana gereğinden fazla çarpıyordu, resmen deli cesareti geliyordu birden bana. O yüzden özel yerler dışında tüketmek istediğim bir içecek değildi, hiçbir zaman da olmamıştı.

Kadehi alıp bir yudum aldım ve aldığım tat boğazımı yaktı. Taehyung, elindeki beyaz şarabıyla birlikte beni izlerken gözlerimi yüzüne diktim, ne olduğunu sorarcasına. Umursamadan gözlerini başka bir tarafa çevirerek içkisini içmeye devam etti. Umarım sarhoş olmazdı çünkü arabayı kullanabileceğimi sanmıyordum.

O ikinci kadehine geçerken ben sadece 3 yudum içebilmiştim. "Abartma Taehyung." diye mırıldandım, fakat o her zamanki gibi beni umursamamayı seçerek içkisini içmeye devam etti. 

Taehyung ikinci kadehini de bitirdikten sonra hızlıca içkimi bitirdim. Bir an önce eve gitmek istiyordum. "Hesabı öde de gidelim Taehyung, yoruldum." Taehyung şaşırarak bana baktığında kaşlarımı çattım, saçma bir şey söylememiştim.

"Param yok ki." Ne saçmalıyordu bu adam, kredi kartı ne güne duruyordu?

"Taehyung, saçmalamayı bırakıp parayı öder misin?" Taehyung masanın üzerinden eğilerek bana yaklaştığında yüzünü yakından inceledim, ciddi olup olmadığını anlamak için. 

forgotten keyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin