sehuun🐣
İki saate kapındayım
Oturduğun yeri nereden bildiğimi sorma
Baekhyun'dan öğrendimJongin gelen mesaj yüzünden aydınlanan telefon ekranına sırıtarak baktı. Telefonunun ekranı kapanınca yatağında yüzüstü dönüp yüzünü yastığına gömdükten sonra gülümseyerek sarıldı. Çok nadir zamanlarda, bahar geldiğinde ve narin rüzgarla çok yakmayan güneşle güne uyandığında içinden söylediği gibi "Seviyorum bu hayatı." dedi. Yanağını yastığa yaslayarak akşam ne yapacaklarını hayal etti. Sehun hiçbir şey çıtlatmamıştı. Belki eskiden, öğle arası sosisli yedikleri yere götürürdü Sehun. Ya da en iyisinden bir kahve içerlerdi. Acaba ne giyecek, diye düşündü. Kendini de ona göre ayarlaması gerekiyordu. Gecikeceğinden korkarak hemen ayaklandı. Gözünün kararmasına alışkındı, bu yüzden hiç istifini bozmadı, banyoya ilerledi. On beş dakika suyun altında kaldı, kirli olmayan saçlarını yıkadı. Çıktığında buğulu aynada görünmeyen yansımasına güven verici şekilde gülümsedi. Bu güven verici gülümseme yaklaşan faturaları, kirayı, Sehun gittikten sonra olan her kötü şeyi bir an olsun ona unutturdu. Bugünden itibaren her şey toz pembe olacaktı. Başka kimse olmayacağı için Sehun bu defa asla gözlerini kaçıramazdı, böylece buzları eriyebilir ve Jongin bir an olsun hasretini giderebilirdi.
Islak ayakları parkede iz yaptı, odasına ilerlerken; annesi kızacak olsa da umursamadı. Yatağındaki telefonu kaptı, Sehun'la düşman gibi görünen aslında yapışık ikiz olan Chanyeol'ü aradı. Heyecandan aklı karıncalı ekran veriyordu. Olanları kısaca anlattı ve "Ne giyeyim şimdi ben?" dedi. Chanyeol düşünmeden cevap verdi: "Oğlum, sen ne giyersen giy, onun gözünde harikasın. Çok kasma yani." İşlerin eskisi gibi olmadığını bildiğinden bu sözcükler Jongin'in içine su serpmek yerine ateşini harlamıştı. Çömelip sırtını yasladığı yataktan ayrılıp dolabına ilerledi. Kıyafetlerini inceleyerek "Artık öyle değil." dedi. Chanyeol ya yediği cips yüzünden duymamıştı ya da cevap vermek istememişti.
"Gömlek resmi mi olur?"
"Çıplak gitmen taraftarıyım."
"Sokağa öyle çıkamam ayrıca Sehun öyle bir insan değil."
Chanyeol bu laf üzerine bir kahkahayı patlattı, kahkahasını öksürüğü kesti. Telefonun öteki ucundaki ölümle boğuşurken Jongin kıyafetlerinin arasında kombin yapmakla meşguldü. Kendine gelmek için yutkunduktan sonra "Sehun'u bana anlatma, sapık biri, beni hayrete düşüren fikirleri ve fantezileri var. Küfürlerinden biliyorum." dedi ve bir kere daha öksürdü. "Sana kıyamıyor o, başkasına acıması yok yani." Chanyeol'e kendi kendine konuştuğunu hissettiren bir cevap geldi Jongin'den: "O zaman kahverengi kazağımı ve kot pantolonumu giyiyorum." Onaylar bir ses gelirken iç çamaşırını giydi, deodorant sıktıktan sonra yatağa attığı kıyafetleri giydi ve telefonunu alıp Chanyeol'e beklemesini söyledi. Görüntülü arayıp isteği kabul edildiğinde telefonunu sabitledi. Çekmeceden tarak, saç kurutma makinesi ve makyaj malzemelerini çıkarttı. Nemli saçlarına önündeki aynada şöyle bir bakıp önüne düşmüş olanları kaldırarak "Sence arkaya mı tarasam yoksa önde mi kalsalar?" dedi. Ağzına bir cips atmadan önce uzun olan sordu, "Seksi mi görünmek istiyorsun yoksa sevimli mi?" Jongin hiç duymamış gibi aynada saçlarına, cildine bakınca Chanyeol güldü. "Bırak önünde kalsın. Sevimli." Omuz silkip elini yanağına dayayarak esmeri izlemeye başladı. Saçlarını kuruturkenki mimikleri çok komikti, kim izlese gülümsetirdi. Yüzüne BB krem sürmeden önce kuruttuğu fönlü saçlarını parmaklarıyla arkaya dayadı. Güzel, esmer yüzü açığa çıkmıştı. Narin parmakları kremi dikkatlice porselen yüze yayarken Chanyeol, Sehun'un neden esmerin üzerine bu kadar titrediğini bir kere daha anladı.
"Birazcık eyeliner çekiyorum." diyerek bir onaylama bekledi ve "İnce olsun." cevabını aldı. Dikkat gerektiren işlemden sonra parmaklarıyla kirpiklerini düzeltti. "Oldu mu?" Dalmış olan Chanyeol, kendi girdiği tuhaf havayı dağıtmak adına "Bok gibi olmuşsun." dedi. Derin bir iç çekip arkaya yaslanarak gerindi. "Ben kapatıyorum, sonra konuşuruz olur mu?" Onaylar bir ses çıkarttıktan sonra el salladı Jongin. Chanyeol kapatınca kalkıp parfüm sıktı ve işaret parmağına gümüş bir yüzük geçirdi. Banyoya gidip dişlerini iki kere fırçaladı. Banyodan çıkıp Sehun'un ödünç verdiği, eve geldikten sonra yıkadığı pijamaları bir kağıt poşete koydu. Sırt çantasını düzenledikten sonra kabanını giyip hazır bir şekilde salondaki kanepesine oturdu. Sık sık telefonunun ekranını açıp saati kontrol ediyordu. Yarım saat sonra beklediği mesaj geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
more than best friends*
Fanfiction} 𝒔𝒆𝒌𝒂𝒊 best friends'in devam kitabıdır, lütfen öncelikle onu okuyunuz