Yüreğim Lâl /20

2.1K 274 106
                                    

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Medyadaki müzikle okuyun  isterseniz...

Düzenleyemedim arkaşdaşlar kusuruma bakmayın lütfen...Telefondan yazınca hatada çok oluyor...Müsait olunca düzenleyeceğim nasip olursa...
Zar zor yazdım sorup bekleyenler için...Yorum ve görüşlerinizi bekliyorum inşallah...Belki banada bu süreçte biraz moral olur...

🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿

Mehmethan Dağdelen yüzbaşıdan...

Çok şükür Rabbim'e ki bu operasyonu da başarmıştı şanlı ordumuz...
Ne kadar şükretsek azdı.
Yüreğim hem sevinci hemde acıyı aynı anda yaşıyordu. Çünkü Azize beni çok derinden sarsmıştı.
Ama ona rağmen gözlerim O'nu arıyordu...Kendime çok kızsam da gerçek buydu. Yoktu hiçbir yerde. Sanırım buradan ilk ayrılan grupla gitmişti...Kimselere de soramıyordum.
Yüreğim yana yana buradan en son ayrılan grupla bende gidiyordum.

Karargaha geldiğimiz vakit komutanlarımın hepsi çok mutlulardı.
Birlikte saatler boyunca gerekli değerlendirmeleri ve toplantıları yaptık...Artık yeni operasyonlar ve görevler bizleri bekliyordu.
Herkes dağılırken İbrahim binbaşım ve Süleyman albayım " Mehmethan çok güzel gelişmeler oldu dün...Hem de uzun zamandır seninde beklediğin bir haberdi bu..." dediler keyifli bir şekilde gülümseyerek.

Heyecanla " nedir o güzel haber komutanım " dedim ikisine de bakarak.

Süleyman albayım " şu bizim hemşire Azize "der demez sarsılmıştım.
Yutkunarak " hemşireyle alakalı ne olabilir ki komutanım ?"
Keskin bakışlarını bana dikerek
" Sakin ol yüzbaşı anlatıyorum. Azize kızım bize çok büyük bir iyilik yapmış. Babasını ve üvey oğlu Tekin'i, ortaklarını deşifre etmiş ve tüm bilgileri de bize teslim etti..." deyince, korkusuz aslan yüzbaşısı olduğum o koca dağların ağırlığı adeta omuzlarıma yüklenmişti bir anda. Ve altından kalkamaz olmuştum.
Ben kendimi ilk defa böyle bir yükün ve vebalin altında kalmış hissediyordum...Ben adaletli bir komutan olmak için bu kadar uğraşmışken masumun bir genç kızın  kanayan yarasını deşmiştim.

Yerimden kalkamıyordum hatta ağzımı bile açamıyordum...
İbrahim binbaşım tüm delilleri dosyalar halinde ortaya çıkarıp gösterdi. Daha sonra da USB kayıtlarını bilgisayara takıp izletti...O Faruk pisliği ve ortağı, Tekin'le birlikte her şeylerini kendi ağızlarıyla konuşuyordu bu kayıtlarda..." nefesimin kesildiğini hissediyordum artık.

" Tüm bunları ispat etmek için mi uğraşmış Azize hemşire?" Dedim. Ama ben içimden düşündüğümü sanırken dışımdan söylediğimin farkında bile değildim ta ki Süleyman albayım " evet Metmethan komutan kızcağız çok uğraşmış... Asıl sen şu kaydı izleyince daha da çok şaşıracaksın. Azize kızım 46'lık sahte rapor alan o Tekin'in de tüm pisliklerin ortaya çıkarmış...Hatta pislik, küçük bir kıza da tecavüz etmiş hepsini bir bir itiraf ettirmiş ve kimselere koymadan o kızın ahını da almış Azize kızım... O manyak Tekin Azize kızımı da saplantı haline getirmiş..."diyerek o kaydı açtı.

Kamera ilk kayda başladığında odada Zeynep abla, eşi ve çocukları vardı. Azize'de oldukça heyecanlıydı eli ayağı titrer gibi panik halinde odada oradan oraya volta atıyordu. Panik ve kokulu bir hali vardı. Kapı tıkladıktan sonra Zeynep ablamlar diğer odaya girdiler. Küçük hemşirem de   heyecanla kapıyı açtı... O pislik Tekin Azize'nin üzerine üzerine doğru geliyordu Azize'nin çok korktu her halinden belliydi.

İzlediklerimle ister istemez sinirle  elim yumruk halini almıştı... Daha sonra Azize bunu konuşturdu...... duyduklarımla dehşete düşmüştüm... Pislik hem Azize'ye olmadık şeyler söylüyordu hem de zavallı küçük bir kıza tecavüz etmişti... Böylelerine en ağır cezayı vermek gerekiyordu...
Pislik git gide iğrenç iğrenç konuşarak Azize'nin üzerine doğru yürüyordu. Azize en sonunda O'ndan uzaklaşmaya çalışırken kolundan tutup yatağa savurdu. Şu anda elim ayağım titriyordu sinirden...Yüreğim ağzımda atıyordu ama Azize ani bir manevra ile yataktan fırlayıp üzerine doğru gelen Tekin'e tekmelerle girişti. Rahat bir nefes almıştım elini bile  değdirmemişti küçük hemşirem...

Peygamber Ocağı ( Aşk-ı Derun)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin