İyi okumalar bebekler🧡
Ertesi gün kalktığım da banyoya gidip, işlerimi halledip çıktım. Mutfağa girdiğimde Ayaz çay suyu koyuyordu.
"Günaydın, kolay gelsin. Yardım edeyim mi?" diye sorduğumda, "günaydın, sağ ol canım gerek yok, ben de tam seni çağıracaktım kahvaltı için, geç otur Ege." dedi sandalyelerden birine göstererek.
"Azer abi nerede?"
" Ee şeyy o çay suyu kaynarken üstüne döküldü de tişörtünü değiştirmeye gitti, gelir şimdi." dedi. Neden yanakları kızarmıştı ki?
Neyse. Ben anladım anlamında kafamı salladım ve sandalyeye oturdum.
Azer abi tişörtünü kollarından geçirirken mutfağa girdi.Ben hemen kafamı çevirip dışarı bakmaya başladım. Kalbim Neden hazırlanmıştı ki şimdi.
"Günaydın ufaklık." dediğinde, "günaydın Azer abi." dedim ama sesim biraz kısık çıkmıştı.
"Ben dün sana bana 'abi' demeyeceksin demedim mi?" diye uyardığında evet anlamında kafamı salladım. "E o zaman bundan sonra abi demek yok ufaklık." Ufaklık ne ya o kadar küçük değildim ki.
Azer ab- pardon Azer gelip masanın başına oturduğunda, Ayaz karşıma oturdu. Yani Azer'in sağında Ayaz, solunda ben oturuyordum.
Ayaz gülümseyerek "afiyet olsun sevgilim, afiyet olsun Ege." dedi bana bakarak ben de tebessüm ederek, "afiyet olsun" dedim.
Onlar sohbet ederek yemeklerini yerken ben tabağıma bir peynir, zeytin ve domates almış yavaş yavaş yiyordum.
Onlar konuşurken her şey bana yabancı geliyor. Sanki farklı bir dili konuşuyorlarmış gibi kendimi kötü hissediyordum. Bir yandan onlar ile kalmak istiyor, ama diğer yandan ise onların başına bela açacak gibi hissediyorum.
Ya o pislik beni bulur buraya gelir ve Ayaz ile Azer'e zarar verirse ne yapardım o zaman? Düşünce bile vicdan azabı çekiyorum, kalbim bir tuhaf alıyor.
Bana bir şey yapmasından korkmuyorum. Çünkü bana yeterince işkenceler yapmıştı zaten. Sadece, artık ruhum yorulmuştu, bedenim mi? O zaten çoktan bitmişti.
Sadece çevremdeki insanlara zarar gelmesin istiyordum. Zaten çok kişi yok çevremde, iki gün önce tanıştığım Azer ve Ayaz dışında.
Onlar beni bu eve yanlarına getirince bir umut doğmuştu içime. Acaba iyi olabilir miyim? Ruhumu iyileştirebilir miyim?
Hem ikisini kaybetmek istemiyorum Hem aralarına girmek istemiyorum.
Hem de başlarına bela olmak istemiyorum.Ayaz'ın bana seslenmesi ile düşüncelerimden sıyrıldım. "Ege yemeğini yesene, bak yumurtanı hala yememişsin." dedi, kafamı sallayıp "yiyorum yiyorum" diyerek ağzıma bir tane peynir attım.
O sırada Ayaz tekrar konuştu "Ege biz bugün restoranta gideceğiz, sen evde dinlen olur mu, kimse gelmez bize korkmana hiç gerek yok. Endişe ile Ayaz'a bakıp, "hayır ben de geleyim lütfen, tek kalmak istemiyorum." dedim gözlerim dolu dolu.
Evde tek kalmak istemiyordum ya o pislik herif beni bulur ve yine o eve götürürse? Az da olsa düzelmişken yine aynı şeyleri kaldıramazdım.
Ayaz hemen elimi tutup "tamam sakin ol bebeğim, istemiyorsan kalmazsın tabii ki." dediğinde, Ayaz'a sarılıp Azer'e bakarak "lütfen beni de götür."dedim dudaklarımı büzerek.
Bir Azer'e, birde Ayaz'a baktım ikiside dudaklarıma bakıyordu. Hemen dudağımı düzeltip, Ayaz'dan ayrıldım ve başımı çevirdim. Kesin yine yanaklarım kızarmıştı. Neden dudaklarıma bakıyorlardı ki?
Azer boğazını temizleyip ayağa kalktı "hadi masayı toplayıp çıkalım. Geç kalıcaz." deyip Ayaz'ın alnını öptü, onlara özenerek bakarken Azer bana yaklaştı ve benim de yanağımı öpünce başım hemen aşağı eğdim ve ellerimle oynamaya başladım. Kalbime bir şeyler oluyordu. Utandığım için kafamı kaldırıp ikisine de bakmadım.
Ayaz sofrayı toplamaya başlayınca bende kalkıp yardım etmeye başladım. İşimiz bitince Ayaz bana dönüp gülümseyerek "hadi benimle gel giyecek bir şeyler vereyim." deyip ilerlemeye başladı. Bende peşine takıldım.
Dolaptan siyah bir tişört ve kot pantolon çıkardı ve bana uzattı vücuduma bakıp "bunlar muhtemelen olur sana." dediğinde elimi uzatıp kıyafetleri aldım "teşekkür ederim." dediğimde gülümseyerek kendi kıyafetlerini giymek için banyoya gitti.
Bende hemen kendi kıyafetlerimi giydim ve Azer'in yanına aşağı indim. Beraber Ayaz'ı bekleye başladık.
5 dakikadan fazla olmuştu ama Ayaz hala gelmemişti. Azer derin bir iç çekip "sanki düğüne gidiyoruz Ayaz hadi ya geç kaldık zaten." dedi yukarıdaki Ayaz'ın duyması için biraz sesli bir şekilde.
Ayaz merdivenlerden neşeli sesi ile "tamam tamam geldim." diyerek indi. "Çok şükür gelebildiniz Ayaz bey." diyerek ayağa kalktı Azer.
Onların bu halleri çok komiğime gitmişti, gülmemek için alt dudağımı ısırdım ve Ayaz'a baktım, o ise dudaklarıma bakıyordu. Bakın yine aynısı oluyor işte, kalbim çok hızlı atıyor.
Boğaz temizleme sesi ile Azer'e baktım "hadi artık geç kaldık." diyerek kapıdan çıktı. Ayaz yanıma gelip beni belimden hafif iterek dışarı yönlendirdi. Dışarı çıktığımızda Ayaz kapıyı kilitlerken ben kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım güneş bütün güzelliğiyle durmuş bana göz kırpıyordu.
Belimde bir el hissederken arkama baktım, Ayaz tekrar belimden tutup beni arabaya doğru yönlendirdi. Arabaya yerleştiğimiz zaman Azer arabayı çalıştırıp restoranta doğru sürdü. Oranın nasıl bir yer olduğunu çok merak ediyordum.
Yolda Azer ve Ayaz havadan sudan konuşuyorlardı. Ben ise uzun zamandır dışarı çıkmadımdan dolayı kafamı cama çevirmiş, hevesle dışarı bakıyordum.
****
Yeni bir kitap yayınladııımmmm💃💃💃
Adı Romeo....Okumak isteyenler için _bendekisen_ bakabilirsiniz ♡
Sizi seviyorum 💜
![](https://img.wattpad.com/cover/302658230-288-k625657.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI 🌙 BXBXb
ContoEşcinsel bir kurgudur. Azer, Ayaz ve onların bebeği Ege'nin aşkını içerir..