AY IŞIĞI 🌙 BXBXb

20. BÖLÜM

Bu bölüm şiddet içermektedir. Rahatsız olacaklar okumasın lütfen. Uyarı koyacam zaten bebekler.

Azer'den

Ege iki haftadır bizimleydi ve ona o kadar çok alışmıştık ki artık o gelince tamamlandığımıza inanıyordum. O bizi bulana kadar biz onsuz eksikmişiz. Onu anlamıştım bu geçen zamanda. Eve gittiğim zaman Ege'yi görünce içimi öyle bir sıcaklık kaplıyordu ki, Ayaz ile bizim ilk tanışma zamanlarımız da olduğu gibiydi. Kendimi daha toy bir çocuk gibi hissediyordum.

Demir'den gelen telefon ile düşüncelerimden sıyrılıp oturduğum koltuktan kalkıp hızlı bir şekilde ceketimi giyip deponun yolunu tuttum.

O iki oruspu çocuğunu gebertecektim. Bizim gözümüzden sakındığımıza türlü şeyler yapmışlardı. Bu tabiiki onların yanına kalmayacaktı.

Ne kadar kısa zaman da olsa o bizim herşeyimiz olmuştu ve kimsenin daha fazla onu üzmesine izin vermeyecektim.

Depoya geldiğimde arabadan indim ve içeri girdim. İki oruspu çocuğu oraya oturmuş ecellerini bekliyorlardı. "Bırakın bizi nolur biz birşey yapmadık." diye yalvarıyorlardı.

Daha çok yalvaracaklardı çünkü benim bebeğim hala uyurken 'yapma, nolur' diye sayıklıyordu.

"Kes sesini oruspu çocuğu yoksa o dilini keserim." dedim büyük bir nefretle.

Demir'e dönüp "Hangisi Demir?" dedim.

"Sağdaki Faruk yarar, diğeri de babası Necdet." Dedi.

"Kimsiniz siz ne yapacaksınız bize? Bırakın bizi." Diye ağlayarak yalvarmaya başladı babası denen adam.

"Kimim ben öyle mi? Güzel soru." diyerek yanlarına gittim ve ikisini de gözlerindeki bez parçasını indirdim.

!!Uyarı!!

"Ege'ye yaptıklarınızı ödeyecek insan geldi oruspu çocukları." deyip Necdet denen adamın yüzüne bir yumruk indirdim. Ardından burnuna art arda yumruklarımı indirirken bir ses geldiğinde "Burun tamamdır." dedim.

Nefes nefese kalmış bir şekilde "Ellerini çözün." dedim.

İlerideki masaya gidip beğendiğim bir oyuncağı aldım ve tekrar Necdet piçinin yanına gittim.

"Ellerini uzat." Dediğimde korkudan ağlarken kafasını salladı iki yana salladı. "Ellerini uzat dedim lan." diye bağırdığımda titreyerek ellerini uzattı ama sabit tutamıyor.

Yanındaki adama ellerini gösterdiğimde ne demek istediğimi anlamıştı. Hemen gelip ellerini tutarken ben tırnaklarını teker teker sökmeye başladım.

O acıdan yere düşerken önlerindeki sandalyeye oturdum ve bir sigara yakıp adamların oruspu çocuğunu dövmesini keyifle izledim.

Diğer yandan ise ileride yerde yanan közlere bakıyordum. Sigaram bitmek üzereyken kalktım ve tam ince derisinin olduğu yere yani boynunda sigarayı söndürdüm.

Ağzından güçlü bir çığlık kaçtı. "Böyle bağırman çok yazık. Çünkü yaşayacağın şeyler arasında bu ne ki? Hem kim bilir sen Ege'ye türlü şeyler yaparken o nasıl acı çekmiştir bunu bir düşün."

"Herkes bir sigara yaksın söndüreceğiniz yerde belli zaten." Dedim adamlara bakarak.

Necdet'e yaptıklarımı Faruk piçine de yaptıktan sonra adamlara onu ayağa kaldırmalarını söyledim "Gel bakalım köpek herif."

"Ayakkabını ve çorbanı çıkar." dediğimde önce gözlerini açarak bakmıştı kafasını sallamaya başlamıştı.

"Acı bana yalvarırım ne olur." diye yalvarmaya başladı.

"Kes lan sesini dediğimi yap." dediğimde daha çok ağlayarak kuzu kuzu çıkarmıştı çorabını.

"Bu kadar ağladığına göre bence sen beni anladın." dedim sandalyeye oturup bir sigara daha yakarken.

"Evet öster bize şovunu." dediğimde közlerin üzerinde yürümeye başlamıştı. Acı feryatlarını duymak bana iyi geliyordu. Ege'nin intikamını aldığımı tam olarak hissediyordum.

Onlarla biraz daha oynayıp işim bittiğinde Demir'e döndüm "Herşey için teşekkür ederim kardeşim. Gerisi sende." Dedim.

"Eyvallah lafı bile olmaz ben hallederim." Demişti. Demirle vedalaşıp depodan çıktım ve eve doğru sürmeye başladım.

Şimdi içim soğumuş bir şekilde sevgililerimin yanına gidebilirdim. Küçük bebeğimin artık korkmasına gerek yoktu.

-----

Eveet evet biliyorum uzun zaman oldu .
Birazcık sınır geçmediği için bölüm atmamış olabilirim...

Oy vermeyi unutmayın lütfen<3