Bunca yıl; bir sürü zorlu görev, asla ferahlayamayacağım hissiyle geçen günler ve bir daha kim bilir ne zaman karşılaşırız merakıyla yaşamıştım. Bir sürü kişiyi merak etmiş, özlemiştim. Yemekler, eşyalar, mekanlar özlemiştim. Ama bunca şey sanki birdi ve Donaghy bunlardan ayrıydı. Ona olan özlemim, merakım hep diğer şeylerden farklıydı. Annem yaşlanıyordu, arkadaşlarım büyüyordu, ben değişiyordum ama hepimiz aynı doğrudaydık. Ancak Donaghy'ın sorumlulukları, ondan beklenenler, konumu çok farklıydı. Ve ben; o bu sorumlukların hangilerini istiyordu hangilerini istemiyordu, olduğu yerde mutlu muydu, çevresinde kimler vardı, yakın arkadaşı hala Silas mıydı bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum. Evet, orduda Veliaht Prens hakkında konuşuluyordu ancak hiçbiri siyasi bilgilerden daha fazla değildi.
Yüz hatları sertleşmişti. Siyah saçları yüzüne düşüyordu ancak oldukça derli topluydu. Ela gözleri parlıyordu. O zamanlar aynı boydaydık, şimdi ise benden oldukça uzundu. Eh, hiçbir zaman cılız olmamıştı, şu anda da gayet kuvvetli ve sağlıklı duruyordu. On dokuz yaşında bıraktığım çocuk, yirmi beş yaşında bir adam olarak karşımda duruyordu.
Geniş, daire masanın etrafında oturuyorduk. Deema, gidecekleri görüşmeye katılmam için yalvarınca ve benim de yapacak daha iyi bir işim olmayınca teklifini kabul etmiş, onlarla yola koyulmuştum. Yaklaşık iki saat süren görüşmeleri bitince de Deema, bizi ben orduya girmeden önce sık sık gittiğimiz bir dükkana götürdü. Burayı sevme sebebimiz her şeyin olmasıydı. Hediyelik eşyalar, kurabiyeler, kahveler, her çeşit çaylar; her çeşit şey vardı.
Bakışlarımı Donaghy'dan uzak tutmak için büyük bir çaba harcıyordum. Dükkanı ve içeride oturan insanları inceliyordum; Deema'nın mahcup ve gergin şekilde elleriyle oynayışına bakıyordum. Ama Donaghy'a bakmıyordum. Sanki bakarsam bunca yıl ondan uzakta onun hakkında neler hissetmiştim, neler düşünmüştüm hemen anlayacaktı. Ancak şu anki durum da çok garipti, hiç biz gibi değildi. Eskiden bizim olduğumuz yerler asla sessiz olmazdı. Konuşacak, yapacak, eğlenecek bir şeyler mutlaka bulurduk. Deema'nın beni hazırlıksız bir şekilde bu duruma sokmasından dolayı kendisini kötü hissettiğini ve bu gerginliği kaldırmak istediğinin farkındaydım. Bunu ben de istiyordum.
''Geldiğini babamdan duymuştum. Ama bu kadar kısa sürede karşılaşmayı beklemiyordum.''
Sessizliği Donaghy bozdu. Bakışlarımı ona çevirdim. Masaya yaslanmış, sol avuç içi çenesindeydi. Gözleri direkt gözlerime bakıyordu.
''Ziyarete gelmeyi planlıyordum. Yani Kral ve Kraliçeyi. Ama geleli birkaç günden fazla olmadı.''dedim duruşumu düzeltirken. Önüme düşen saçı basit bir baş hareketiyle beceriksizce geriye attım.
''Geleli çok olmamış ama hemen Deema ile görüşmüşsünüz!''dedi yapma alıngan bakışlarını Deema'ya çevirerek.
Deema alttan bir gülüşle Donaghy'ın omzuna hafifçe vurdu. ''Onunla o kadar uzun zamandır yüz yüze görüşemiyordum ki bu buluşma büyük bir zorunluluktu!''dedi. Büyük derken kollarını havaya kaldırmıştı. Onu onaylamak için başımı aşağı yukarı salladım ve anlatışının yapma abartısından dolayı gülümsedim.
''Eh, sizin Elsbeth ordudayken de görüştüğünüzü biliyordum ama hala bu denli yakın olduğunuzu bilmiyordum.''
''Onun uzakta olması yakınlığımızın azalması ya da bitmesi için bir bahane değildi. Gücüm vardı ve bunu onunla irtibatta kalabilmek için sonuna kadar kullandım, Donaghy.''
Deema'nın ne yapmak istediğini biliyordum. Donaghy'a benim olduğumdan daha kızgın ve kırgındı. Bunca yıl hiç çabalamamasından dolayı ve şimdi de hiçbir şey olmamış, altı yıl öncesi yaşanmamış gibi davranmasına en az benim kadar tavırlıydı. Ona minnettardım ama bunları konuşmanın bir önemi yoktu. Buraya eski hayatıma dönmek için gelmemiştim. Veliaht Prens'i korumak için buradaydım. Dostum, sevgilim, sırdaşım olan Donaghy değildi karşımdaki; Veliaht Prens Donaghy'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHAILAGH
Любовные романыKendimi törpülediğimi, sivil hayatımı çerçevelediğimi sanıyordum. Ancak öyle değildi. O hayat olmadan ben de var olamıyordum. - Audra Elsbeth, yaşadığı hayatı geride bırakıp ordu hayatına geçiş yaptığında ardında bıraktığı hayat ebeveynlerini, dostl...