BÖLÜM 5

4 2 0
                                    




Gece uyuyamamıştım. İçimde kötü bir his vardı. Ne zaman gözümü kapatsam terler içinde irkilerek uyanıyordum. En sonunda uyumaktan vazgeçmiş, odanın tüm camlarını açıp yatak başlığına yaslanarak oturmuştum. Bıçağımın kabzasını gevşekçe tutuyordum. Yatağıma yakın tuttuğum bu bıçak, senelerdir benimleydi. Bıçağa bir anlam yüklemek istemiyordum ancak senelerdir hiç değişmeden benimle kalan yegane şeylerden biriydi; bu da işimi güçleştiriyordu.

Güneşin doğmasına bir saatten biraz fazla kalmışken aceleyle kapım çaldı. Hızla yataktan kalktım ve bıçağımı sımsıkı tuttum. İçeriye Kral'ın korumalarından olduğunu bildiğim bir adam girdi. Yüzü gergindi, gözlerindeki endişe loş ortamda bile bariz belli oluyordu.

''Neler oluyor?''

Adam kapıyı kapatıp hızla yanıma geldi, ışığı söndürdü. ''Veliaht Prens'e tacı şimdi verilecek. Hemen gelmeli ve aranızdaki kan yeminini etmelisiniz!''dedi ve beni kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.

''Ne demek taç şimdi verilecek? Böyle bir şey olsa bana öncesinden söylenirdi!''dedim kolumu ellerinden hızla çekerken. Adamın söylediği her kelime saçmalıktı.

''Odaya vardığımızda sana Kral daha ayrıntılı anlatır. Vaktimiz yok, acele et!''

Saray, bu saatte normalden daha geniş gözüküyordu. Ayağımda hiçbir şey yoktu bu yüzden soğuk zemin tüylerimi diken diken etmişti. Adam beni kolumdan tutmuş, hızla hedefe doğru sürüklüyordu. Ona engel olmuyordum ve sadece kalbimi sıkıştıran endişeyle onu takip ediyordum. Eğer dediği gibi taç şimdi devredilecek ve edileceğinden haberimin olmadığı yeminlerimiz şimdi edilecekse bu kötü bir haberdi. Taç töreninden önce gizlice ve alelacele tacı devretmek..

Adamın beni götürdüğü yer saraydaki herhangi bir oda değildi. Yerinin çok az kişi tarafından bilindiği; sadece Kral ve Kraliçe'nin kullanabildiği gizli bir odaydı. Olayların bu odada gerçekleşecek olması gerginliğimi ve endişemi iki kat daha arttırdı. Adam, kapıyı şifreli bir şekilde çok hızlı birkaç hareketle çaldı. Kapı anında açıldı.

Açıkçası böyle bir durumda neden herkesin resmi kıyafetler içinde olacağını düşünmüştüm emin değildim. Kral ve Kraliçe de dahil herkes uyku kıyafetleriyleydi. Tabii, kimse benim gibi sefil bir şekilde ayakkabısız halde ve fazla rahat kıyafetlerle değildi.

Kraliçe hızlı adımlarla yanıma geldi ve kıpkırmızı gözlerini gözlerime kenetledi. Bana sımsıkı sarıldığında içinde bulunduğumuz durumun herkes için olağanüstü  olduğunu bildiğimden sarılmasına karşılık verdim. Kraliçe'ye sarılırken gözlerim odada gezindi. İlk yüzü gergin Kral'ı gördüm. Sonrasında Kral'ın iki yakın korumasını gördüm. Ardından annemi ve yanında oturan Donaghy'ı gördüm.

''Anne?''

Kraliçe beni bıraktı ve eşinin yanına geçti. Anneme doğru bir adım attım. ''Bu toplantıdan bir benim mi geç haberim oldu?''diye sordum anlamaz bakışlarımı herkesin üstünde gezdirirken.

''Bu gece sarayda kalma sırası bendeydi Audra. Ayrıca bu ne yazık ki planlı bir toplanma değil.''

Kral yanıma geldi. Beni omuzlarımdan tutarak en yakın sandalyeye oturttu. Böylece yanımdaki koltuka oturan Donaghy'a yakındım. Kral, tam karşıma geçti ve derin bir nefes aldı.

''Audra Elsbeth, öncelikle özür dileriz. Bu olanların ihtimali uzun bir süredir vardı ancak seni haberdar etmedik. Halbuki bu senin görevinin bir parçası,''diyen Kral'a hiçbir şey demedim. Sadece yorgun ve endişeli gözlerine bakmaya devam ettim.

''Son bir haftadır Donaghy'ın hayatı hakkında büyük ve ciddi tehditler alıyorduk. Çok umursamamaya çalıştık ancak bir saat önce Donaghy'ın köpeğinin cesedi odasının kapısında bulduk. Ceset paramparçaydı ve üstünde tehdit notu vardı. Ayrıca bir haftadır Donaghy'ın yakın adamları tek tek kayboluyorlar ve adamlardan ikisinin cesedi bu sabah bulundu.''

SHAILAGHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin