20. Bölüm / Pars Karademir 5

39K 3.3K 474
                                    

Oy ve yorumları unutmayalım lütfen ♥️

Yoğun istek üzerine bu bölümde Pars'ın anlatmıyla. Keyifli okumalar 🖤

20. BÖLÜM

"Uyandı."

Gözlerimle bir savaş veriyordum. Ben açmaya çalıştıkça gözlerim inatla kapanmak için uğraşıyordu. Ve bu arada bulunduğum yerdeki ışıkta bana hiç yardımcı olmuyordu. Zaten ışık gözlerimi acıtırken bir de ara ara açabildiğim göz kapaklarımın ardından bulanık görüyordum. Sanki gözümün önünde bir perde var gibi.

Aldığım koku bana hastanede olduğumu bas bas bağırıyordu. Zaten oldum olası hastaneleri de, hastane kokusunu da sevmedim. Vücudumu hissetmediğimi fark edince o açılmakta inat eden gözlerim aniden açıldı. Etrafa şaşkınlıkla bakarken tek görebildiğim ise bembeyaz tavandı. Sonra görüş açıma biri girdi. Bu Ali Hakan amirimdi. Bana gözlerine kadar ulaşan sıcacık bir tebessümle bakıyordu. Ona ne olduğunu, Peri'yi ve bebeğimi sormak istesem de ağzımı açtığımda sesimin çıkmadığını fark ettim.

"Evlat?" derken şimdi yüzünde endişeli bir ifade vardı.

Çok zor olsa da bir kaç denemenin ardından hırıltılı ve kısık çıkan sesimle "su." dedim. Cevap vermeden başını salladı ve arkasını dönerek uzaklaştı. Döndüğünde elinde bir bardak su, suyun içerisinde de beyaz bir pipet vardı.

Başımı ensemden tutarak hafifçe kaldırdığında diğer eliyle de bardağı bana yaklaştırdı ve dudaklarımın arasına aldığım pipetle yavaş yavaş bir kaç yudum su içtim. Su içmek bu kadar zor olabilir miydi? Sanki su içmeyi unutmuş gibiydim.

"Az önce hemşire Hanım ve doktor uğramıştı. Uyandığında su içmende bir sakınca olmadığını söylediklerinde bende hazır edip uyanmanı bekledim. Resmen ilk ne isteyeceğini nokta atışıyla bildiler." Hafifçe güldüğünde gözlerimi gözlerine çıkarttım. Dilimi dudaklarımda gezdirip ıslattığımda bana öylece bakıyordu. Gülmesi öyle keyifli, içten değildi. Sanki benim moralimi yüksek tutmak için bir rol gibiydi. "Anne ve baban az önce çıktı. Yemek yiyip gelecekler."

Başımı yavaşça yastığıma geri bıraktıktan sonra bardağı tekrar aldığı yere götürdü. Döndüğünde "Ben gidip doktora haber vereyim." dediğinde başımı hafifçe olumsuz anlamında salladım. Bu bekleyebilirdi.

Biraz biraz zorlanarak "Ne oldu?" diye sordum. Su içtiğim için bu sefer konuşmakta çok zorlanmamıştım. Yine sanki boğazım parçalanacakmış gibi hissettim ama ilk sefer ki kadar kötü değildi.

Amirim derin bir iç çektikten sonra sandalyeye uzanıp yatağımın yakınına çekti ve oturdu. Başımı ağır hareketlerle yana doğru çevirdiğimde merakla yüzüne bakmaya başladım. Ama o sanki zorlanıyormuş gibi ellerine bakarken dalıp gitmişti. "Seni bulduktan sonra ve hastaneye getirdikten sonra Hasan'dan öğrendiğim kadarıyla Türkiye'ye benimle konuşmaya gelmişsin. Ama yolda bir şeyler olmuş. Yani arabanı bulduk. Paramparça olmuştu. Ardından seni kapıma bırakıp gittiler." Gözlerini ellerinden kaldırıp yüzüme baktı. "Kazadan evimin kapısına bırakılana kadar olan zamanı senden öğreneceğiz. O konu hakkında bilgim yok ama... seni hastaneye getirdikten sonra durumun çok kötüydü evlat. Kaburgalarında kırıklar, çatlaklar vardı. Bacağın kırılmıştı, elmacık kemiğin kırılmıştı ve beyin sarsıntısı geçirmiştin. Bir çok ameliyat oldun. Doktorlar senin için çok umutsuz konuştu. Şu an bana bakıyor olman bir mucize."

SEBEBİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin