"Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir?"
Oğuz Atay........................................................................
Bu bölüm kaosla geldim hihihihah 🥰👍🏻
-Birkaç gün sonra-
Telefonuma gelen mesajla sıkıntılı bir nefes verdim. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Scott, mesajda tüm ekibin acilen Deaton'un kliniğinde toplanması gerektiğinden bahsediyordu. Acaba bu sefer neyle karşı karşıyaydık. Böyle acil durumların önemli olduğunu bilirdim bu yüzden çok fazla oyalanmadan sessizce evden çıktım. Baban farketmese iyi edersin.
Kliniğe vardığımda herkesin arabasının çoktan -gelişigüzel bir şekilde- park edilmiş olduğunu gördüm. Ayrıca..
"- KAHRETSİN BU DA NEYİN NESİ BÖYLE!"
Arabadan indiğim an ayakkabım kana bulanmıştı, tam burada. Evet tam da burada çok boktan şeyler olduğu çok belliydi. Biri mi yaralanmıştı. Peki ya yaralanan kimdi? Daha fazla oyalanmadan koşarak içeri daldım. Herkesin bakışları bana yönelmişti. Bense masanın üzerinde yatan kişinin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum. Gözlerimi bana bakan yüzlere çevirdim. Scott, Deaton, Lydia, Allison, Liam, Malia, Erica, Boyd... Onlar iyiydi. Fakat ben hala bir boşluk hissediyordum. Tam o sırada Derek olduğu yerden doğruldu, onu görememiştim çünkü muhtemelen yerden bir şey falan alıyordu. Ama gerçekten rahatlamıştım.
"-N-Neler oluyor burada? O Isacc mi? Aman tanrım ne oldu ona?" Birkaç adım ilerleyince masada yatanın Isacc olduğunu anlamıştım çok fena görünüyordu ayrıca her taraf kanlar içerisindeydi. Üstelik Isacc hiç hareket etmiyordu, hiç..
Scott: -Bizde bilmiyoruz. Ama bunu yapan herkimse ya da herneyse iyi bir şey olmadığı kesin.
Deaton: -Kesikleri inceledim. Bıçak veya kesici bir alet değil. Bunlar pençe izi hemde çok büyük pençeler.
"-O öldü mü?" Kısık bir sesle ortaya attığım soru hiç kimse tarafından cevaplanmamıştı. Herkes başını eğmiş, etrafı ürpertici bir sessizlik kaplamıştı. Benim de gözlerim dolmuştu.
Geçen bir-iki saniyenin ardından Derek;
" -BUNA SEBEP OLAN ORUSPU ÇOCUĞUNU KENDİ ELLERİMLE ÖLDÜRECEĞİM! " diye bağırarak başını ellerinin arasına aldı. Ani bir kayıp olmuştu, herkes için. İşler ciddileşiyordu.
Herkes biraz olsun sakinleşmeye başladığında bu konuyla ilgili ağzını açan ilk kişi Deaton oldu;
Deaton"- Beni iyi dinleyin, bundan sonra herkes tetikte olacak anladınız mı? Dışarıdaki şeyin ne olduğunu öğrenene kadar dikkatli davranmamız gerekiyor.
Allison:- Kurtadam değil mi?
Deaton:- Hayır değil. Keşke kurtadam olsaydı.
Scott:- Bizim peşimizde olduğundan emin miyiz?
Derek:- Bizim peşimizde olmasaydı bir kurtadama saldırmak yerine önce öldürülmesi daha kolay olan ilk gördüğü insana saldırmaz mıydı sence de ?
Bu cümle beni sarsmıştı. Öldürülmesi daha kolay olan demek..Doğru aslında.
Daha fazla konuşulacak bir şey kalmadığında herkes evlerine dağılmaya başladı. Bense jipimde oturmuş hala olanları kavramaya çalışıyordum. Tam o sırada diğer kapı açıldı ve Derek yanımdaki koltuğa oturdu. Hiç bir şey demedim.
"-Özür dilerim."
"- Ne için?"
"-Klinikte..İnsanlar hakkında öyle bahsettiğim için."
"- Sorun değil."Derek benden özür mü dilemişti ben mi yanlış duymuştum hala karar veremiyordum doğrusu. Başkalarının yanına yaklaşmaktan çekindiği o adam benim yanımdayken neden böyle davranıyordu?
"-Stiles." Dedi kısık bir sesle gözlerinin içine baktım. O gözlerde bir şeyler saklıydı. Kimsenin anlayamayacağı şeyler...
"-Herneyse, sadece evine git daha fazla oyalanma burada." dedi. Ve arabadan indi. Gitmesini istemiyordum tıpkı o gecedeki gibi. O yanımdayken içimi daha önce hiç hissetmediğime emin olduğum bir duygu kaplıyordu. İşte yine başlıyoruz Stiles of.
.......
Eve yaklaştıkça tedirginleşmeye başlamıştım. Etraf her zaman çok karanlık gibiydi. Ya da kendi kafamda kuruyordum bunları. Kendimi bildim bileli bu tedirginliğim peşimi bırakmamıştı. Her zaman her şeye karşı müthiş derecede kaygılı hissetme durumu falan.. Mükemmel hayatımda kötü olan tek şey. Ihı kesinlikle öyle.
Birkaç dakikaya jipimden inmiştim elime evin anahtarlarını alarak kapıya doğru yürüdüğüm sırada bir şey farkettim. Evin kapısı... zaten açıktı.
Kapıyı açık bırakmadığıma adım gibi emindim. Hemen içeri koşarak ;
"-BABA!" diye bağırdım. Ses yok.. Bir kez daha bağırdım fakat yine ses yoktu. En sonunda ışıkları açmayı akıl edince karşılaştığım manzara karşısında dehşete düştüm. Duvar kıpkırmızıydı, diğer her taraf gibi.... Dikkatli baktığımda üzerinde "Bu sadece başlangıç" yazısını gördüm. Mantıklı düşünemiyordum. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum. Üst kata çıkmak için merdivene yöneldiğimde orada öylece duran bedeni gördüm. Babamı gördüm...Ellerim titremeye başlamıştı dizlerimin üstüne çöküp onun yanında durdum. Üstü başı kan içerisindeydi.
"-B-Baba lütfen, lütfen uyanmalısın." Ağlamaya başlamıştım çaresizdim. Hiç olmadığım kadar. "-Söz vermiştin,bırakmayacaktın b-beni."
Aldığım her nefes kalbime baskı yapar duruma gelmişti. Konuşamıyordum bile. Canım yanıyordu. Ailemden geriye son kalan kişide gitmişti. Ve ben öylece durmuş ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Anılar gözümün önünden gitmiyordu. Bunun sorumlusu bendim.
Etrafa baktıkça nefes almam daha da zorlaşıyordu. Bir köşeye çekilip gözlerimi kapatıp sessizce ağlamaya devam ettim..
Evin üst katından gelen sesler çoğalmaya başlamıştı. Benim ise ağlamaktan başım ağrımaya başlamıştı. Hâlâ şoktaydım hiç bir şey yapamıyordum. Çalan telefonumu farkettiğimde Ekranda beliren "Scott" yazısını ve 2 cevapsız çağrıyı gördüm.
"-Stiles biliyorum çok geç oldu ama- Hey sen ağlıyor musun? STİLES CEVAP VER İYİ MİSİN? Cevap vermeyi istiyordum ama yapamıyordum.
"-NEREDESİN? BİR ŞEY SÖYLE! TANRIM KAFAYI YİYECEĞİM. BABANA DA ULAŞAMIYORUM. EVDE MİSİN?
Zorlukla "-Evet." diyebilmiştim. Ben bile duymamıştım sesimi ama Scott'ın duymuş olmasını diledim. Telefonu kapattığında duyduğunu anladım.
Biraz sonra hemen yanımdaki merdivenden gıcırdama sesleri gelmeye başladı ,biri aşağı indiğinde çıkan sesten...her ne buraya doğru geliyor bilmiyordum ama artık umrumda değildi. Ölmeyi diliyordum. Sonuçta ölüm acıların kurtuluşa erdiği yer değil miydi?
Babamı öldüren şey hâlâ evin içerisindeydi. Gitgide yaklaştığını hissediyordum. Ama hala ağlamam durmuyordu ne kadar sessiz olsa bile o şeyin duyabileceğine emindim. Bir anda yan taraftan gelen sesler kesildi. Tamamen. Boğazımda hissettiğim soğuklukla beraber irkildim. Uzun pençelerini de hissedebiliyordum.
Tam o sırada açık kapının ardından Scott'ın sesini duydum."-STİLES!" içeri girdiğinde tek gelmediğini anladım Derek'te gelmişti.
Gelmeleriyle hemen yanı başımdaki o yaratığın da gitmesi bir olmuştu.
Çok fazla konuşuyorlardı. Ama ben hiçbirini duyamıyordum. Gözlerim kararıyordu. En son duyduğum şey kafamda yankılanan siren sesleriydi...
.
.
.
.
.
.
.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Boy And Wolf |Sterek
Werwolf||Fanfiction for Sterek En yakın arkadaşı bir kurtadam tarafından ısırılan Stiles Stilinski'nin hayatı, bir gece gördüğü başka bir kurtadam yüzünden tamamen değişecektir... . . ."𝘋𝘦𝘳𝘦𝘬, 𝘨𝘪𝘵𝘮𝘦𝘭𝘪𝘴𝘪𝘯." ."𝘚𝘦𝘯𝘴𝘪𝘻 𝘩𝘪ç𝘣𝘪𝘳 𝘺𝘦𝘳𝘦...