|7

345 36 17
                                    


"Senin için tüm dünyayı karşıma almışım da, sen onlar daha kalabalık diye o tarafa geçmişsin gibi..."
-Fuzûli

_________________________________________


Araba yavaşlamaya başladığında cama yasladığım başımı kaldırdım. Sanırım Derek'in evine gelmiştik. Nereye gideceğimi kestiremediğim için onu takip etmeye başladım. Arada bir hafifçe arkasını dönüp beni kontrol ediyordu. Senin kaçıp bulduğun en yakın uçurumdan atlayacağını falan düşünüyor olmalılar."-Hmm fena fikir değilmiş aslında." diye mırıldandığım sırada Derek aniden durdu. Bu hareketi ona çarpıp düşmeme neden oldu.

"-Ne yapıyorsum be! Öyle durulur mu aniden." Bir yandan Derek'in uzattığı el yardımıyla ayağa kalkıp üstümdeki tozları silkelerken bir yandan da hesap soruyordum.

"-Asıl sen kim ile konuşuyordun?. Bunu daha öncede yapmıştın Stilinski." Derek'in bakışlarındaki ciddiyeti gördüğümde onu sinir etmek yerine, biraz daha az sinir etmeye karar verdim.

"-Tamam tamam, sadece iç sesimle konuşuyordum biriyle seni öldürmek için gizli telsizlerle işbirliği falan yapmıyorum korkma."

"-Haha teşekkürler içimi rahatlattığın için yoksa gece nasıl uyurdum(!)."

"-Merak etme ben sana sütünü getiririm. İçip mışıl mışıl uyursun. Haa, böylede olmaz diyorsan telefondan ninni de açabilirim." Cümlemi bitirmemle Derek kaşlarını havaya kaldırdı işte ben de o an kahkaha atıp koşmaya başladım.

"-Stiles gel buraya salak! Ben sana göstericeğim şimdi ninniyi."

Şuana kadar her şey mükemmel gidiyordu yani koşarken takıldığım o taşa kadar...

"-Ah! Lanet olsun."

Evet muhtemelen tam da şuan salak gibi görünüyor olmalıydım.
Daha ben kalkamadan yanımda belirip neşeyle;

"-Umarım ağlamaya başlamazsın Stilinski yanımda şeker yok maalesef." dediğini duydum.

Dünyanın en samimiyetsiz sırıtışıyla cevap verdikten sonra ayağa kalkıp tekrardan onu takip etmeye başladım.

....................

Binanın en üst katına çıktığımız sırada ben çoktan etrafı incelemeye başlamıştım. Sürgülü bir kapıyı açıp içeri girdik. Burası çatı katı gibiydi ama gerçekten çok büyüktü ve fena da sayılmazdı. Ben ormanda yaşadığını düşünmüştüm. İçeri girdiğinizde etraf bomboş gibi görünsede yandaki odalar dekore edilmiş bir şekildeydi. Karşıdaki büyük pencerelerden ay ışığı içeriye yansıyordu. İlerledim ve yanımdaki koltuğa oturup boş televizyonu seyretmeye başladım.

"-Hey! alsana şunu-" Derek kumandayı almam için uzatıyordu.

"- Yok iyi böyle. Hem senin işin falan varsa gidip halledebilirsin ben burada oturuyor olacağım merak etme."

Derek beni başıyla onaylayıp arka odalardan birine geçti.

............

Sıkıntıdan sehpada duran radyoyu almış güzel bir şarkı bulmaya çalışıyordum. Uyumayı denemiştim, ama başaramamıştım. Her gözümü kapattığımda babam aklıma geliyordu ve istemsizce ağlamaya başlıyordum. Bu yüzden bende bir şeylerle oyalanmaya karar vermiştim.

Tam çalan bir başka şarkıyı değiştirmek için radyonun düğmesine milyonuncu kez basacakken duraksadım. En sevdiğim şarkılardan biri çalmaya başlamıştı. Gözlerimi kapatıp şarkıyı dinlemeye başladım.

The Boy And Wolf |SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin