Yağmur yağıyor, sen bir okyanusa şemsiye uzatıyorsun...
N.G Kabal..........................................................................
Zaman algımı yitirmiştim burada ne kadar zamandır kaldığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Belki de saatlerdir boşlukla-karanlıkla-bakışıyordum. "-Şimdiye kadar beni bulmuş olmaları lâzımdı." diye mırıldandım. Kim bilir belkide çekip gittiğimi sanıyorlardır. Belkide şuan kaybolduğumdan haberleri bile yoktu. Umarım öyle olmaz. Aklımdaki milyonlarca senaryoya son verip derinden gelen seslere odaklandım.
Boğuşmayı andıran ve bir şeylerin kırılma sesi geliyordu. Tedirgin olmaya başlamıştım çünkü sesler gittikçe yaklaşıyordu. Biraz sonra aniden her şey sessizliğe büründü, ardından gürültülü bir şekilde-büyük ihtimalle biraz ileride olan- bir kapı açıldı. İçeriye kimin girdiğini bilmiyordum ama gelen sesler o kişinin bir insan olmadığını açıkça belli ediyordu.
Nefesimi tutmuştum.
Korkuyordum çünkü ne ile karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Belki de geçirdiğim son dakikalarımdı.Adım sesleri bir köşeden başka bir köşeye doğru yönelince başka bir şeyin açılma sesi geldi. İçeriye giren ışıkla açılan şeyin bir pencere olduğunu anladım. Etraf loş bir ışıkla aydınlanmıştı. Hemen yanına baktığımda ise onu gördüm.
"-Derek?" diye fısıldadım. Biraz daha konuşsam nerdeyse ağlayacaktım.
"Stiles! iyi misin?" diye telaşla yanıma koştu. "Saatlerdir seni arıyoruz." Bir yandan zincirleri kırarken diğer yandan benimle konuşuyordu. Ben ise boşluğa dalmış tek kelime bile edemiyordum.Zincirleri tamamen kırdıktan sonra yüzümü, eliyle kendisine çevirip gözlerine bakmamı sağladı. "Hey, bana bak Stiles, iyi misin ne oldu? Yoksa yaralan-" cümlesini bitirmesine izin vermeden ona sarıldım.
"-İyi değilim-" ağlama krizine girmiştim. O kadar çok ağlıyordum ki bu konuşmama bile engel oluyordu. "-Hiç iyi değilim. Ben sadece yorgunum." Son birkaç haftadır yaşadıklarımı kaldıramamış olup patlama noktasına gelmiştim. Bu beklenmedik bir şey değildi ama bunu Derek'in kolları arasında yaşayacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.
Aslında en çok merak ettiğim şeylerden biri de birine sarıldığında nasıl hissettirdiğiydi...
Derek sonunda beni kendinden uzaklaştırıp tekrardan yüzüne bakmamı sağladı. Ama gözyaşlarım buna engel oluyordu. "- Sorun değil Stiles. Sorun değil. Bak ben buradayım, biz hepimiz buradayız senin için. Ama artık ağlama tamam mı? Lütfen. Ağladığını göremeye dayanamıyorum." Son cümlesini duymamam için fısıltı şeklinde söylesede duymuştum.
Derek ayağa kalkıp elini uzattığında destek alarak bende kalktım. Kalktığımda ise kolumun acısını yeni fark etmiştim. Kolumu tuttuğumu görünce durdu ve kolumu işaret ederek : "- Ne oldu?" diye sordu."-S-sanırım kırıldı. Hasteneye gitmeliyim." dedim. Tam kapıdan çıkacakken; "-Çok acıyor mu?" dedi. Hayır demek istiyordum ama yalan söylediğimi anlayabileceği için sadece başımı salladım. Yavaşça yaklaşıp eliyle kolumu tuttu. Ne yaptığını anlayamıyordum. Elini çektiğinde kolumun artık acımadığını farkettim.
Bunun da kurt adam özelliklerinden biri olduğunu düşünüp sorgulamadım.
.....Biraz yürüdükten sonra devasa bir kapıdan tekrar çıkınca sonunda bu kasvetli yerden kurtulduğumuzu anladım dönüp arkama bakınca buranın terk edilmiş bir fabrika olduğunu gördüm. Tam da psikopat kurt adam amcalara yakışır türden bir yer değil mi Stiles?
Bir kaç dakika sonra Scott arabasıyla bizi karşıladı. Hemen arabadan inip yanımıza geldi. "- Stiles, dostum iyisin değil mi? dedi. "- Evet, evet bir şeyim yok." diye cevapladım. Ee tabi Derek Hale'a sarılıp iyi olamayacak biri mi var? Birlikte arabaya binip yola koyulduk. Scott, Lydia Allison'un da beni aramaya yardım ettiğinden bahsetti. Derek onu arayınca en yakında o olduğu için hemen gelmiş falan fistan. Benim bu konuşmaları pek dinleyebildiğim söylenemezdi. Yine dalmıştım. Scott benden olan biteni anlatmamı isteyince bir an afalladım
"-Hı, Ne?"
"-Stiles sen bizi dinlemiyor musun?"
"- Yok şey.. dinliyorum merak etme." dedim ve anlatmaya başladım. Peter'ın Scott'ı sürüsünde istemesin konusunu
özellikle dikkatlice anlattım. Çünkü bu önemli bir meseleydi. Eğer bunu bir an önce çözemezsek kötü sonuçları olacaktı. Herkes için.Birkaç dakika sonra dayanamayıp bir soru sordum:
"-Hey, Derek baksana, beni nasıl buldun? Telefonum falan kapalıydı. Üstelik Peter sağolsun, beni California'nın diğer bir ucuna getirmiş nerdeyse."
Biraz düşünür gibi olup:
"-Bilmiyorum, içimden bir ses burada olduğunu söyledi bende geldim. ilk başta inanmamıştım ama.. bilemiyorum kurt içgüdülerim kuvettliymiş sanırım.""-Ihı hemde bayağı kuvvetli" diye mırıldandım.
Hastanenin önüne geldiğimizde babamın hastenede beklediğini söyledi. Ama istersem benimle gelebileceğini söyledi. Teşekkür edip buna gerek olmadığını söyledim. Arabadan indiğimde pencereden Derek'le göz göze geldik ikimiz de aynı hızla gözlerimizi kaçırdık.
İçeri girdim ve gözlerim babamı aramaya başladı. Onu görünce seslendim. Koşarak bana doğru geldi ve : " Tanrım! Stiles iyisin değil mi?"
Bu soru artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı ama. "Evet baba iyiyim bak, gerçekten." dedim. Babama her şeyi anlatmamışlardı. Nasıl bir yalan uydurdular bilmiyordum ama üstelemedim. Biraz daha konuştuktan sonra kolumu söyledim. Doktor kontrol etti ve alçıya aldı.Eve vardığımızda direk odama çıktım. Gerçekten çok yorgundum,12 saat falan uyumayı planlıyordum. Babam çoktan uyumuştu belliki o da zor bir gün geçirmişti. Salak mısın Stiles adamın oğlu kayboldu. Tam yatağıma uzanmış uykuya dalacakken penceremin tıklatıldığını duydum.
Kalkıp baktığımda ise camı açmam için el işareti yapan Derek'i gördüm. Yüzümde anlamsız bir sırıtış oluştu. Hemen gidip cami açtım. İçeri girdi.
"- Burada ne işin var? Bir şey mi oldu?"
"- İyi olup olmadığını merak ettim." dedi. Alçılı kolumu kaldırıp: "-Eh, alışmak zor olacak ama katlanacağız artık yapacak bir şey yok."
"-Yine çok konuşmaya başladığına göre, iyisin, görüşürüz." dedi ve pencereye doğru ilerledi.İçimden bir ses gitmemesini istiyordu. Peki neden böyle bir şey istiyordum ki? Stiles benim aklıma bir şey geliyor ama-
"-Kes sesini." diye mırıldandım. İç sesimle kavgaya tutuşmuştum. Derek dönüp "- Ne?" diye sordu. "- Ha? Yok bir şey yok." diye geçiştirdim. Dışardan kendi kendine konuşan bir salak gibi görünüyordum muhtemelen."-Ya ne dedin?"
"-Bir şey demedim Derek."
"-Bir şey deyip ama sonra söylememek için demedim diyeceksen niye en başında bir şey diyorsun?"
"-Ney? Derek kafan mı güzel asıl sen ne diyorsun?" Cümlemi bitirdikten sonra kahkahamı tutamamışım. Derek saçmaladığını farketmiş olacak ki yüzünü buruşturdu. Birbirinizle konuşurken devreleri yanan kişi tek sen değilmişsin Stiles.Derek gittikten sonra yeniden yatağa uzandım. Yüzümdeki sırıtış bir türlü geçmiyordu ama onun bu hallerini hatırladıkça kahkaha atasım geliyordu.
.......
Onun yanında olmak iyi hissettiriyordu...
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Selammm herkese, nasılsınız?? (sanki kitabı milyonlarca kişi okuyormuş gibi konuşuyorum ama neyse asjkdşwksk)
Değişik bir bölüm oldu ama bilmiyorum sevdim de ksnxlslsa siz de fikirlerinizi belirtip oylarsanız çok mutlu olurumm. 💞🥰
![](https://img.wattpad.com/cover/303691237-288-k58274.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Boy And Wolf |Sterek
Про оборотней||Fanfiction for Sterek En yakın arkadaşı bir kurtadam tarafından ısırılan Stiles Stilinski'nin hayatı, bir gece gördüğü başka bir kurtadam yüzünden tamamen değişecektir... . . ."𝘋𝘦𝘳𝘦𝘬, 𝘨𝘪𝘵𝘮𝘦𝘭𝘪𝘴𝘪𝘯." ."𝘚𝘦𝘯𝘴𝘪𝘻 𝘩𝘪ç𝘣𝘪𝘳 𝘺𝘦𝘳𝘦...