2 . Bölüm

150 11 2
                                    

1 Hafta Sonra
Bir hafta öyle böyle geçmişti. dedem bizi sürekli arayıp çocukları sormayı ihmal etmemişti. Bu bir hafta bulunduğumuz yere alışmakla ve bize verilen davayı kabullenmekle geçmişti. Bu dava beni ve Azra'yı çok strese sokuyordu. Bazen kafamda düşünceler ağır basıyor ve başımı ağrıtıyordu. Bu durumda da dedemin bize verdiği sakinleştiriciye sarılmak zorunda kalıyorduk. İlk başta güvenmeyip içmemeye karar versek de daha sonra mecbur kalıp içmiştik. yaklaşık beş gündür de sürekli suyun içine damlatıp ben de Azra'da içiyorduk. Her günümüz huzursuzluk ve kabuslar içinde geçiyordu. yetimhanedeyken de kabuslarımız devam ediyordu.

ama yetimhaneden sonra daha çok olmuştu. Bir ara geçiyor gibi oluyor daha sonra tekrar oluyordu. Kabuslar genelde o gün ne düşündüysem veya ne yaşadıysam o oluyordu. Bir gece Azra beni uyandırıyor bir gece de ben Azra'yı uyandırıyordum. kabusların sebebini anlamamıştık. çokta üstünde durmuyorduk. Üstünde durmamız gereken başka büyük bir konu vardı.

..DENİZLERİN DEDESİNDEN...
Denizlere bu davayı vermekle hata mı etmiştim bilmiyordum. Bir haftadır sürekli beni oyalıyorlardı. Bu iş uzadığı kadar uzamış olmasına rağmen harekete hala geçilmiyor olması benim sinirlerimi bozuyordu. Harekete geçmeleri için bir hamleye ihtiyaç vardı. Bunu kafama kodlayıp eğer bu gün de bir şey olmazsa bir şey düşünecektim. Yetimhanede kızlara verdiğim ilaç işe yarıyordu. Yetimhane müdüründen sürekli kabus gördüklerini haber almıştım. Bu ilacın işe yaramasına sevinmiştim. Kızların akıl sağlığının gitmesi davadan sonra işime yarayacaktı. Şuan da kullanmaları için bir şişe vermiştim. Kullanıp kullanmadıklarını bilmiyordum ama kullanacaklarını hissediyordum.

...DENİZ'DEN...
Ateşin başında derin  düşüncelere dalmıştık. Ama artık harekete geçmemizin zamanı gelmişti. Yoksa bu dava uzadıkça uzayacaktı. Ayağa kalktım. Azra'yı da elinden tutarak kaldırdım.
" Artık harekete geçmemiz gerekiyor Azra, yoksa uzadıkça uzayacak; ilk gidip bir internet kaffeden şu adamların adına hesap var mı bakalım eğer hesapları varsa oradan iş yerlerini veya oğullarının hesaplarını buluruz" Azra kafasını salladı. telefonumu ve yanıma görünmeyecek şekilde silahları alıp çıktık.

İçim hiç rahat değildi. Çocukları bulduğumda ne yapacaktım? onu bilmiyordum.  Hayatım hep sakin geçmişti. en fazla çocuk dövüyordum. Adam öldürmek benim için çok fazlaydı. Bir internet kaffeye geldiğimizde çaktırmadan bir bilgisayara oturduk. Allahtan çocuk bu tarafa bakmıyordu. Umarım yeni müşteri olduğumuzu da anlayıp para istemeye gelmezdi. Bilgisayarı açıp internete ilk şerefsizin adını yazdım. Kenan kara  adına bir sürü bilgi çıkmıştı. resimlerden gördüğüm kadarı ile bu oydu. Anlaşılan çok ünlü birileriydi. Okuduğum bilgilere göre; İkisi de ünlü reklam şirketi sahibiymiş eşlerini kaybetmişler evlatlık çocukları varmış... Ama isimleri yoktu. En lazım olan şey yoktu. Adamların instagram hesaplarına baktım. ama fotoğraflarının hepsini göremiyordum. görmek için hesap açmam lazımdı.

Buradan bir şey çıkmayacaktı. çocuk görmeden hızla dışarı çıktık. Dedemi arayıp durumu kısaca anlatıp kapattım. Harekete geçtiğimize sevinmiş bir şey bulamadığımıza da üzülmüştü. Barakaya doğru yürümeye başladık. Barakaya geldiğimizde yemek yemeden dedemin verdiği ilacı içtim. Azra bana baktıktan sonra " Bu ilacı artık içmiyorum ben, midemi çok kötü yapıyor" kafamı sallayıp onay verdim. Yorganımın altına girip " ben biraz yatıyorum beni bir saat sonra uyandırırsın " gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

"Yüzünü tam seçemediğim iki iri yarı adam vardı. biri Azra'yı tutuyordu. nerede olduğumuz belli değildi. Azra bağırmaya çalışıyor debeleniyordu. ama adam kıpırdamıyordu bile, hatta Azra'nın bağırmasıyla ağzını kapatmıştı. koşarak yanına gitmeye çalıştım fakat öbür iri adam beni kolumdan tutu. debeleniyordum. emek   harcıyordum  ama nafile, kurtulamıyordum. en son tekmeyi en zayıf noktaya attığımda beni bırakıp yere yığıldı. Azra'nın yanına ulaşmış adamı paketleyecekken tekmeyi  vurduğum adam silahla 4 kez bana ateş ettiğinde yere yığıldım. "
"Hayır!!!" Kan ter içinde uyandım. Gördüğüm rüyanın hala etkisindeydim. Derin ve hızlı nefes alıp veriyordum. Azra koluma dokundu. yerimde kısa bir sıçradığımda Azra omzumu sıvazlayıp  " Deniz, canım yine kabus gördün bak barakadayız" etrafa kısa bir baktıktan sonra derin nefes aldım. Sokakta kaldığımızdan ne yemek ne de duş ihtiyacımızı karşılayamıyorduk.

ESKİ HESAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin