Kahretsin yine alarm çalıyor. Hayatta en zor şey sabah herkesden önce kalmak ve sıcacık yatağı terk etmek. Gözlerimi ovuşturarak kalktım. Sendeleyerek masama gittim. Masam o kadar dağınıktı ki telefonumu bulamadım. Zaten yarı uyanıktım. Tekrar gözlerimi ovuşturdum ve o dağınıklıkta telefonumu buldum ve alarmı kapattim. Sonra tekrardan kendimi yatağın üzerine attım. Gözlerimi yumdum. Aklıma birden Ayaz geldi. Okullar açılalı üç gün olmuştu ama ben hâlâ Ayazla konuşmamıştım. Aslında onunla uğraşmak istemiyordum ama o Arzuya da kendimi kanıtlayacaktım. Birden hırslandım. Yataktan kalktım ve " o çocuk bana ya aşık olacak ya aşık olacak" dedikten sonra lavoboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Annem kalkmıştı ve kahvaltımı hazırlamıştı. " günaydın anne" dedikten sonra neşeli bir şekilde masaya oturdum. İçimdeki neşenin sebebini bilmiyordum ama bir anda mutlu olmak gelmişti işte ićimden. Belkide ayaza odaklanmıştım. Eğer o bana aşık olursa arzunun yüz ifadesi daha şimdide bende neşe uyandırmıştı. Annem " sanada günaydın eylül. Hayırdır ne bu neşe?" deyince " neşemi?? yok her zamanki halim" deyince annem gülümsedi . Hizlıca kahvaltımı bitirdim. Normalde çok yavaş kahvaltı ederim ve bu yüzden annemle tartışırız. Ama bugün daha önemli işlerim vardı. Kahvaltı masasından hızla kalktığıma annem de şaşırmış olacak ki gözlerini açarak bana baktı. Diş fırçalamaya erinen ben bugün dişlerimi fırçalıyordum. Fırçaladıktan sonra odama girdim ve kapımı kapattım. Hemen siyah pantolon giydim. Üzerime de beyaz lakosumu giydim ve içime koydum. Zayıf olduğumdan bu bana yakışıyordu. Saçlarımı açtım. Düz olan saçlarım mükemmel duruyordu. Zaten yüzüm de düzgündü. Yalnıca biraz kalemle eyeliner daha iyi görünmemi sağlamıştı. Aynadan kendime baktığımda kendimi daha önce hiç böyle güzel görmediğimi farkettim. Biraz da parfüm sıktıktan sonra çantamı alarak evden çıktım. Hemen okula gittim. Gittiğimde ayaz gelmiş sırasında otutuyordu. Hiç gülümsemek gelmiyordu ona karşı. Ama gülümsedim ve onun önünde olan sırama oturdum. Ayaz " hayırdır ukala sen de mi benden hoşlaniyorsun?" Deyince sinirlerim hoplamıştı. Arkamı döndüm ve " sen ne diyorsun???" dedim. Bana gülümseyerek " makyaj yakışmış... kıza benzemişsin" dedikten sonra yaptığım anlaşmayı da kafamda silerek " senin için olduğunu mu düşünüyorsun?" Dedim. Gözlerim
in içine bakarak" kimin için yaptın o zaman by ukala?" Deyince sustum. Kızarmıştım önüme döndüm ve ayazın pis pis olan kahkahalarını dinlrmek zorunda kaldım. Bu arada arzu da bize bakarak sırıtıyordu. Sonra yanıma gelerek kulağıma eğildi ve "bir erkek öyle tavlanmaz böyle tavlanır" diyerek ayazin yanına gitti ve oturdu. Ayazla bir şeyler konuşmaya başladılar. Onlari dinlemiyordum. Ama sonunda gelen öpüşme sesine arkamı döndüm. " oha çüş!! Yani burası okul" diye bağırdım öpüşen ayaz ve arzuya doğru. Beniim bağırmamla sınfın dikkatini çekmişlerdi. Sonunda ayaz arzuyu itti sonra da dudaklarını sildi ve etrafa baktı. Herkese baktıktan sonra benimle göz göze geldi. Benim kaşlarım çatıktı. İçimde birşeyler oluyordu kötü birşeyler. Onu kıskanıyor muydum yoksa arzuyu mu çekemiyordum anlamadım. Daha fazla bu duygu karmaşasını yaşamak istemiyordum. Arkamı döndüm ve hızlıca sınıftan çıktım. Hemen lavobaya gittim ve ellerimi yıkadım.
Sinirlerim bozulmuştu. Sebebini bimiyordum ama arzuyu çekemiyordum.
Sonra zil çaldı. Kendimi toparladım ve lavobodan çıktım. Hemen yüzüme bir gülümseme taktım. Kimsenin arzuyla ayaza sinirlendiğimi bilmelerini istemiyordum. Sınıfa girdiğimde arzu kendi yerindeydi ayaz ise aliyle konuşuyordu. Onu takmayarak geçtim yerime oturdum ve damlayla konuşmaya başladım. Damla " kanka iyi yaptın" dedikten sonra ona meraklı gözlerle bakarak " neyi iyi yaptım?" diye sordum. Damla " kanka hani sen arzuyla ayaza bağırdın ya. Sonra çıktın tabi. Herkes onlara baktı ve' yuh!' dedi. Ayaz da utandı mı ne arzuya bağırdı bida sakın yanıma gelme diye. Meğer arzu yapışmış ayazın dudaklarına. Yani yaşadın kızım. Bir sıfır öndesin." dedikten sonra gülmeye başladım. Bu hoşuma gitmişti. Damla bana doğru eğilerek " ayaz sana bakıyor galiba aşık edeceksin kendine bu çocuğu" dedikten sonra arkamı döndüm. Alinin sırasından bana bakıyordu. Ben de ona bakınca göz göze geldik. Sonra yerinden kalktı ve bize doğru gelmeye başladı. Ayaz " neye gülüyorsun ? Ne var bu kadar gülünecek?" diye sordu. " merak etme sana gülmüyorum." dedim. Tek kaşını kaldı ve sırasına oturdu. Farkettim de yakışıklıydı bu çocuk. Sonra ben de önüme döndüm. İşte dersler başlamıştı. İlk ders matematik. Sayısalcı olduğumdan seviyordum bu dersi. Ama iş tarihe coğrafyaya gelince sıçıyordum. Her neyse başladık derse. Hoca birşeyler anlattıktan sonra bize soru sormaya başladı. İlk soru banaydı. Kalktım tahtaya ve çözdüm soruyu. Hoca bana aferin bakışları atarken ayaz bana bakıyordu. Yerime oturdum. Ayaz " ukala olduğun kadar zekisin de" dedikten sonra arkamı döndüm. " birincisi ben ukala değilim. Burada ukala biri varsa o sensin. İkincisi de aptal gibi mi görünüyorum?" dedim. Bana baktı ve " tamam zekisin ama o kadar da inatçısın" dedi ve güldü. Kızmıştım " benim inatçı olduğumu nerden çıkarıyorsun? Daha beni tanımıyorsun bile! '" dedim. Ayaz " baksana üç gündür ukala olduğunu kabul etmekte inat ediyorsun" dedikten sonra sırıttı. Biraz gözlerine baktım. Gözlerinin yeşilinde kaybolmamak mümkün değildi. Kendimi toparladım ve hiç birşey demeden önüme döndüm. Ayaz" neden sustun? Karşı çıkmadın?" deyince " seninle konuşulmuyor ki! En iyisi susmak " dedim arkamı dönmeden. Ayaz " tamam..." demişti ki hoca " ayaz gel sen çöz şu soruyu da" deyince sustu.
Bana baktı. Görmüyordum ama bana baktığını hissedebiliyordum. Ayağa kalktı ve tahtaya çıktı. Önce soruyu okudu ve biraz bekledi. Soruyu çözemeyeceģini tahmin etmiştim. Hoca
" hadi ayaz" dedikten sonra kalemi eline aldı ve birşeyler yazdı. Ne yazdığını anlamamıştım ama bulduğumuz cevaplar aynıydı. Hoca ayaza" aferin sana!" dedikten sonra bize döndü ve " arkadaşlar aramıza bir zeki arkadaş daha katıldı" dedi gülümseyerek. Sonra ben kalktım ve " hocam ben ayazla aynı sonucu bulmuşum ama ben ayazin çözümünü anladım." dedim. Ayaz " istersen ben anlatırım sana" dedi ve saçlarını yana attı havalı bir şekilde. Durdum ve " istemez canım ya eksik kalsın senden dinleyeceğime öğrenmem daha iyi " dedim ve yerime oturdum. Hoca " tamam eylül ben anlatırım ama bòyle olmaz. Anlaşılan zekisiniz ama birbirinizden öğrenmeniz geteken çok şey var. Aranızdaki bu anlaşmazlık da ne daha ilk günden?" dedi. Bende " hocam ayazla ruhlarimiz ters biz anlaşamıyoruz. Benim ayazdan öğreneceklerim eksik kalsın" deyince hoca kızdı biraz. Daha sonra " anlaşılan siz birbirinizi anlamayacaksînız. Ama benim ikinizin zekasına birden ihtiyacım var. Teneffüste ikiniz de yanima geliyorsunuz!" dedi ve noktayı koymuştu. Ben ayazı kendime aşık etmek istiyordum ama onun davranışlarî guruma dokunuyordu. Ben bunları düşünürken damla kolumdan cimcikleyerek " kızım sen napıyorsun! Aşîk etmek istemiyor musun bu çocuğu?" dedi îneleyici bir sesle. " knanka haklısın ama ben yapamayacağım galiba. Artık arzunun kazanacağını da sanmıyorum. Boşver berabere bitsin" dedim. Damla kaşlarını çattı ve " senin ne yapmak istediğini anlamış değilim. Arzuyu göt etme imkanı elinde ve sen bunu istemiyorsun. O kıza üstünlüğünü kanıtlayacaksın ve o bir daha kendiyle bir görmeyece kendini." dedi. Aslında haklıydı. Ama dayanamıyordum işte. Gururum o kadar ağır basıyordu ki... " kanka onun bana söyledikleri gururumu incitiyor. Onunla konuşmak istemiyorum. " dedim. Damla da " tamam anlayabiliyorum. Ben senin sekiz yıllık arakadaşınım bu zamana kadar neler yaptığını biliyorum. Hiç bir zaman gururun kırılmadı. Hep birileri senin peşindeydi şimdi ise sen birinin peşindesin. Seni gayet iyi anlıyorum. Ama ben senin şu kıza karşı kendini göstermeni istiyorum. Bak senden daha çok istiyorum. Bir aycık sabretsen ne olur ki. Yani sen benliğinden ne kaybedersin ki.." dedi. Durdum biraz düşündüm de haklıydı galiba. İşte bu düşüncelerden beni teneffüs zili uyandırdı. Şimdi hocanın yanına gidecektim ve ayaz da benim yanımda olacaktı. Ne yapacağıma karar verememiştim. Ama ne kaybederdim ki.. &&&&&&&&&&&&&&&&
Selam arkadaşlar! Artık hikaye eğlenceli hale geldi. Gittikçe daha da güzelleşecek. Artık oylamalarınızı bekliyorum. ...:))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYLÜL AYAZI
RomansaBazen hayatımız heyecanıyla, tutkusuyla ve korkusuyla bir film sahnesini andırır. Gerçek hayatta olabilir ama olmamış ... İşte Eylül'ün hayatı da tüm heyecanıyla tıpkı bir film sahnesi... Eylül 17 yaşında çok iyi bir lisede okuyan başarılı bir öğr...