Bir cuma günü etüdü sonrası ölü yorgunluğuyla kendimi okul bahçesine atmıştım. Çantam çok ağır olmasa bile çökmüş hissiyatı veriyordu. Gerçekten şu an tek istediğim kendimi sıcak ve yumuşak yatağıma atıp deliksiz bir uyku çekmekti.
Birkaç sınıf arkadaşımla konuşarak çıktığımda Kenanın okulun önünde olmadığını gördüm. Bezen biraz geciktiği oluyordu. İstanbul trafiği hiç çekilmezdi. Onun geleceği yolu bildiğimden adımlarımı o yöne doğru çevirdim.
Bir kaç kişi yanımda muhabbet ederek yürüse bile o sohbete katılabilecek odakta olmadığımın farkındaydım.
Beni de konuşmaya dahil etmesinler diye cebimde olan kulaklığı çıkardım ve yavaş yavaş düğüm olmuş kısımları çözdüm. Nedenini hiçbir zaman anlamasam bile bu asla beni sinirlendirmezdi hatta severdim düğüm çözmeyi.
Yavaş adımlarım biraz daha yavaşlamıştı. Pantolonumun cebinde olan telefonumu çıkardım ve kulaklık kablomu telefondaki girişine taktım.
Ardından müzik listeme girip bir şarkı seçtim. Müzikler benim son durağımdı.
Triyakisi olsam bile sigara kullanırdım. Arkadaşım koluma dokunup ister misin diye sorduğunda bir dal aldım ve yakmasına izin verip dudaklarımın arasına koydum sigarayı.
İçime derin bir nefes çektiğimde karşıdan gelen arabayı gördüm.
Kenan, sigara içmemden hiç hoşnut olmasa bile bana karışılmasını sevmediğimi biliyordu. O yüzden beraber sigara içtiğimiz bile oluyordu.
Araba yanımda durduğunda hiç bekletmeden ön koltuğu açtım.
"Üzgünüm, Sevim hanımın alışverişi hesapladığından fazla sürdü."
Evet, benim annem asla alışverişte kendini tutamazdı.
Sigara içtiğimi gördügu için yan penceremi açtı. Yeniden içime nefes çektiğimde kedi gibi elimdeki sigaraya attığı bakışları gördüm.
"Benim sigaram bitmiş, almaya da dönemedim. Yanımda varsa bir dal da bana versene."
"Ben okula sigara götürmem..." Diye mırıldandım. Ama aklıma gelen fikirle ürkekçe elimdeki sigarayı onun kalın dudaklarına yaklaştırdım.
Afallasa da ağzını açtı ve iki uzun, ince parmağıyla dalı kavradı. Hala yüzünde şaşkınlık kırıntısı olsa bile belli etmedi. Bir defa göz altından bana baktığını hissetsem bile bir süre sonra yeniden bana dalı uzattığını gördüm.
Bilerek biraz daha yaklaştım ve hem sigarayı kavradım, hem de dudaklarımı parmağında değdirdim.
Dudaklarının ıslaklığı değmiş kağıt parçası nefesimi hızlandırmıştı.