1.2~ ♡

542 63 26
                                    

Taeyong öfkeyle evden çıktığında kendini bahçedeki şezlonglardan birine attı. Köşede, ağaçların altında ve koyu gölgelerin kapattığı bir şezlongdu.

Sinirle uzandı, bakışlarını gökyüzünde parıldayan yıldızlara çevirdiğinde sonbaharın geldiğini belli eden hafif bir rüzgar esiyordu saçlarını dağıtarak.

"Aptal..." diye düşündü öfkesi arasından, "Aptal herif neden sadece kardeşin için söz veriyorsun, ben ne olacağım? Benim de ne kadar çok endişelendiğimi görmüyor musun?"

Öfkeyle uzandığı yerden doğruldu. "Hak etmiyorsun, senin için korkmamı ya da endişelenmemi hak etmiyorsun hem de hiç!"

Gözlerini yumdu ve tekrar uzandı sakinleşmeye çalışırken. Bu akşam neden eve gelmişti ki sanki, neden onu görmüştü? Onu her gördüğünde öfkeleniyordu işte.

"Keşke yarın hemen gitsem buradan."

Az kalmıştı, haftaya burada son günlerini geçiriyor olacaktı. Okulu açılıyordu artık. Geçen sene onu Fransa’ya Jaehyun bırakmıştı, pek hoş bir ayrılık olmamıştı tabi. O zamanlar Taeyong'un nefreti tazeydi, onunla iki dakika bile yan yana durmak istemiyordu, ondan ölesiye nefret ediyordu. Acaba bu sene nasıl olacaktı, yine Jaehyun mu götürecekti acaba kendisini?

Taeyong düşünceleri eşliğinde 20 dakika kadar uzanmıştı şezlongda. Gecenin sessizliğini bahçe kapısından bahçeye adımlayan Jaehyun'un ufak adım sesleri bozduğunda Taeyong usulca gözlerini araladı, Jaehyun elinde havlusu ile havuza doğru  adımlıyordu. Taeyong'u fark etmemişti, karanlıkta olduğu için gözükmüyordu.

Jaehyun Taeyong'un kendisini izlediğini bilmeden üzerindeki ince tişörtü çıkardı ve havuza girdi. Gecenin yorgunluğunu biraz havuzda yüzerek atmaya karar vermişti anlaşılan.

Taeyong havuzun mavi ışıklarının Jaehyun'un suratına çarpmasını izledi birkaç saniye. Gözleri Jaehyun'un geniş omuzlarında gezindi. "Acaba canı yanıyor mudur?" diye düşündü. "Umarım acıdan ölüyordur!"

Jaehyun birkaç dakika yüzdükten sonra havuzun kenarında durdu, tam Taeyong'un olduğu köşeydi.

"Taeyong?" şaşırdı onu fark ettiğinde. "Burada ne yapıyorsun? Odanda sanıyorduk seni."

Taeyong cevap vermedi, donuk bakışlarla yakışıklı adamı süzdü. Hâlâ masada söylediği şey için kızgındı ona, aynı zamanda buna kızdığı için kendisine de kızgındı.

"Neden karanlıkta oturuyorsun?"

"İyiyim böyle!" sesi her zaman ki gibi inatçıydı.

Jaehyun gülümsedi, onun ters tavırlarına alışmıştı artık.

"Gel birlikte yüzelim." biraz geriye çekildi.

Taeyong suratını buruşturdu ve kafasını kaldırdı bilmişçe.

"İstemez, kıyafetlerimin havuz suyu ile mahvolmasını istemiyorum."

Jaehyun sırıttı. "İyi sen de iç çamaşırınla gel o halde."

Taeyong öfkeyle ona bakmaya devam etti. Onun ıslanmış saçları ve yakışıklı suratı az kaldı iç çektirecekti genç adama. "Aptal mısın, neden öyle bir şey yapayım ki?"

"Hadi ama, biraz serinlemek iyi gelecektir. Çok gerginsin bu gece, biraz rahatlarsın gel."

Taeyong burnunu havaya dikti, bakışları bir an istekle havuzda dolaşmıştı. Emin olamıyordu fakat yüzmek iyi gelebilirdi gerçekten de, biraz rahatlayabilirdi.

Usulca ayağa kalktı, çok istekli gözükmemeye çalışarak tembel adımlarla havuzun kenarında durmuştu. Bakışları hâlâ kararsızca havuzda dolanırken, "Hadi..." demişti Jaehyun. "Gelmiyor musun?"

love or hate // jaeyong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin