1.1~ ♡

497 59 17
                                    

Akşam yemeği vaktinde üç genç birlikte yemek masasında toplanmıştı. Taeyong'un bakışları dakikalardır Jaehyun'un üzerinde dolanıyor, onun canının yanıp yanmadığını anlamaya çalışıyordu. Görünürlerde yara izi yoktu, yalnızca gözünün kenarındaki yara izi vardı. Taeyong o yara izini sevdiğini fark etmişti o an, onun suratına yakışıyordu.

"Hyung..." Jungwoo alaycı bir tonda konuşmaya başladığında Jaehyun bakışlarını ona çevirdi. "İyi misin?"

Jaehyun aniden aldığı bu soruya anlam veremedi. "İyiyim?"

"Öyle mi, halbuki ben canın yanıyordur diye düşünmüştüm."

Taeyong Jungwoo'nun, düşüncelerine tercüman olması ile bakışlarını ikilide gezdirdi.

"Canım neden yansın ki?"

Jaehyun gerildiğini belli eder tarzda arkasına yaslandı. Jungwoo'nun gözlerindeki öfkeyi sezmişti. Taeyong'un bakışları da ifadesizdi. Yakışıklı adam ortada bir şeylerin döndüğünün farkındaydı.

Jungwoo'nun öfkeden gözleri devrilirken, "Hâlâ rol yapıyorsun!" diye konuştu. "Kaza yaptığını bize neden söylemedin hyung? Bunu gazeteden mi öğrenmemiz gerekiyordu?"

Jaehyun derin bir nefes aldı, kardeşinin neden bu kadar öfkeli olduğu anlaşılmıştı şimdi. "Önemsizdi." diye mırıldandı sakince. "Gerçekten, bir şey olmadı."

Jungwoo birden patladı. "Nasıl önemsizdi! Kaza yapmış ve hastanede yatmışsın, neden hayatın değersizmiş gibi davranıyorsun hyung senin için endişelendiğimi görmüyor musun?"

"Üzgünüm tamam mı, bak bir şey olmadı buradayım."

"Ama bizden sakladın!"

"Saklamadım, sadece öğrenmenize gerek olmadığını düşündüm. Çünkü endişelenecektiniz." birkaç saniye duraksadı. "Ayrıca bu defa bilerek tehlikeye atmadım kendimi. Kontrolü sağlayamadım, çünkü..."

"Çünkü?"

"Arabada bir sorun vardı. Sadece ortalık karışmasın diye hız yaptığım için kaza yaptığım yazıldı haberlerde."

Taeyong'un kaşları çatıldı. "Bu da ne demek şimdi? Yani birisi seni öldürmeye mi çalıştı?"

"Öyle görünüyor..."

Taeyong dehşete düşmüştü. "İyi de kim?"

"Düşmanlarım çok Taeyong, iş dünyası böyledir. Senin başarını kıskanan ve önüne geçmek isteyen çok insan oluyor."

Jungwoo delirecek gibi hissediyordu.

"Seni öldürerek mi önüne geçecekler yani?"

Taeyong buna inanamıyordu. Demek bu herifin tek düşmanı kendisi değildi fakat o onların aksine onu hiç öldürmeye çalışmamıştı. Bu düşünce onu dehşete düşürüyordu.

"Hyung lütfen dikkatli ol, ben çok endişeleniyorum senin için."

Jaehyun hafif bir gülümseme verdi kardeşine, gözlerinde samimi bir ışık vardı. Usulca kardeşinin elini kavradı, "Önemi yok gerçekten, bak iyiyim söz veriyorum sana bir daha çok dikkatli olacağım. Kendimi tehlikeye atmayacağım. Senin için dikkat edeceğim artık."

Taeyong irkildi, koyu bakışları Jaehyun'a odaklandı aniden. Alev saçan bakışları eşliğinde elindeki kaşığı kasesine fırlattı ve ayağa kalktı hızlıca. "İzninizle..." sesi soğuktu. "Ben doydum."

Jaehyun'a öfke dolu bir bakış fırlatmış ve yakışıklı adamın kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu. Taeyong'un bu ani öfkesinin sebebini anlayamamıştı genç adam.

"Size afiyet olsun." hışımla çıkmıştı odadan.

"B- bir şey mi oldu?" diye sordu Jungwoo şaşkın sesiyle. O da anlam verememişti bu duruma.

Jaehyun sıkıntıyla başını iki yana salladı. "Bilmiyorum... bir şeye öfkelenmiş gibi duruyor." Kaşları çatıldı, Taeyong belki de ölmediği için öfkelenmişti. O, Jaehyun'un ölmesini isterdi, ondan çok nefret ediyordu. Belki de o kazadan ucuz kurtulduğu içindi bu öfkesi? Jaehyun'un aklından bunlar geçiyordu ve itiraf etmeliydi ki bu düşünce çok can yakıcıydı. Kazada aldığı yaralardan bile daha çok acıtmıştı canını.


⸻ ♡ ⸻
acaba neye ofkelendi?

⸻ ♡ ⸻acaba neye ofkelendi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
love or hate // jaeyong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin