Sahte Aşkım-1

268 20 6
                                    

Bu hikaye 16 Nisan 2015 tarihinde yazılmaya başlanmıştır. Beğenmeniz dileğiyle, keyifli okumalar dilerim.

Salonda oturan kasıntı insanlara, kapının ardından bir kez daha baktım. Ben şu zamana kadar Hazcahan'ın en gözde mekânlarında yaşamış, yurtdışında eğitim görmüş, hayatını doğru aşkıyla şekillendireceğine inanmış koca İlke Çevik, Mardin'e, babaannesinin yanına, yalnızca 2 günlüğüne ziyarete gelmiştim. Ama şimdi ise evlenmekten bahsediliyordu!

Allah aşkına, henüz 21 yaşındaydım ben!

Annem, babam, babaannem içeride o kasıntı insanlarla oturmuş evlilikten bahsediyorlardı. Evlenen bendim ama söz hakkı olmayan tek kişi de bendim. Ah, ne kadar da mükemmel değil mi?

Düşünceli ebeveynlerim belki beni de yanlarına çağırmak ve evliliğe ikna etmek yerine benim düşüncelerimi önemseyip şu muhabbeti bitirip, o insanları buradan def etseler her şey daha iyi olabilirdi.

Kız kardeşim Afra içeri girecekken kolundan tutup yanıma çektim.

''Afra, canım kardeşim, bir tanem, sen benim en sevdiğim kardeşimsin biliyorsun değil mi?''

''Çünkü benden başka kardeşin yok'' Çokbilmiş.

''İçeriden annemi çağırsana'' dedim yalvarmalı bir tonda. Cidden artık işin şakası kalmamıştı.

''Karşılığında?''

''Imm...  İstediğin makyaj setini alırım''

''Ve...'' Açgözlü kardeşimin bitmek bilmeyen isteklerine bir şey daha eklemeliydim. Annemin buraya gelmesi, benim bu işten kurtulmam gerekiyordu ve karşılığında her şeyimi feda etmeye çoktan hazırlanmıştım.

''İstediğin kırmızı elbiseyi de alırım''

''Altına da siyah ayakkabıları alırsan...''

''Tamam. Tamam, söz veriyorum alacağım. Lütfen şimdi annemi çağır.''

Aslında ben de içeri girip pekâlâ tavrımı ortaya koyabilirdim. Ama kendimi açıklayacak doğru cümleleri bulamıyordum ve o meymenetsiz yüzleri görmek istemiyordum.

Bir de o evlendirmeye çalıştırdıkları adam bana içime düşecek gibi bakmıyor muydu? Gel de sakin kal!

Annemin siyah dar elbisesinin eteğini düzeltip ayağa kalktığını gördüm. Ardından topuklu ayakkabının zeminde bıraktığı o tok ses duyuldu.

Kapıdan çıkana kadar 32 diş sırıtan kadın yanıma gelince birden yüz hatları sinirli bir hale büründü. Birden bire yüz ifadesinin değişmesine şaşırmama kalmadan beni kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.

''Ne var!'' dedi en kızgın ses tonunu oldukça kısarak. Kaşlarını da çatıp bana bakmaya başladı.

''Anne ne yapmaya çalıştığının bilincinde misin sen? Beni tanımadığım ve istemediğim bir adamla zorla evlendirmeye çalışıyorsun!''

''Bağırma, hem neden evlenmeyecekmişsin?''

''Birincisi çok küçüğüm. Bu yeterli bir sebep olmasına rağmen; ikincisi o adamla evlenmek istemiyorum. Hem benim sevdiğim başka birisi var''

Annemin o an çatılan kaşları gevşedi, duruşu biraz daha dikleşti. Bundan önemli olan şey ise, benim sevdiğim birisi yoktu!

''Bunu bana neden başında söylemedin?'' sesi şimdi oldukça sakin çıkmıştı. İşi gücü içerideki kasıntı insanlara rezil olmamaktı. Ki bu benim zerre umurumda değildi.

''Çünkü... Henüz Türkiye'ye yeni döndüm. Gelir gelmez bir telaştır evde. Buraya geldik bu evliliği başıma sardınız. Söyleyecek zaman mı bıraktınız insana?'' dedim ben de onun sakinliğine biraz da olsa uyum sağlamaya çalışarak.

'' Tamam o zaman. Bu durumu bana açıkladığın gibi içeride de açıklayacaksın.''

''Ama...''

Benim konuşmamı umursamayarak içeriye yöneldi. Acilen bir sevdiğim adam bulmam ve bunu içeridekilere söylemem gerekiyordu.

Aklıma gelen tek şey yakın erkek arkadaşlarımdan birisini ailemle tanıştırıp olayı burada kapatmaktı. Ama bu durumda güvenip, anlattığımda anlayışla ve ustalıkla rolünü yerine getirecek tek kişi Arda'ydı. Onu da annem tanıyordu.

Belki bir dublör bulabilirdim. Sonra da ayrıldık der olayı kapatırdım. Yok, olmaz. Bana kökten bir çözüm lazımdı.

Aklımda annemle konuşmalarımız yankılanırken anneme 'sevdiğim' dediğimi anımsadım. Sevgilim dememiştim. Sevdiğim demiştim. Sevdiğimden onun haberi olmayabilirdi.

Yapacağım şeye karar vermiştim. Sevgilim rolü yapacak birisi bulacaktım ve annem onunla tanışmak istediği zamanda sevgilim olmadığını, yalnızca benim onu sevdiğimi söyleyecektim.

Hızla avludan çıkıp, bahçenin merdivenlerine geldim. Ayağımdaki topuklular iyice sıkmış, elbise üzerime daha da oturmuş, saçım dağılmış ve muhtemel olarak da makyajım bozulmuştu.

Elime telefonumu aldım ve hemen e-posta, şifremi girip saniyeler içerisinde ana sayfanın açılmasını bekledim. Açılır açılmaz ''Acil, sevgilim rolü yapacak birisi aranıyor...'' yazıp paylaştım. Şuan benim için önemli olan tek şey bu evlilikten kurtulmaktı. Nasıl olsa gerisini de bir şekilde halledebilirdim. Değil mi?





Yeni bir hikaye, değişik bir kurgu, umarım beğenirsiniz... İyi akşamlar .

                                                                                                                          -GizemliKiz

Sahte Aşkım| Papatya PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin