Sahte Aşkım-2

176 11 2
                                    

Konaktan dışarı çıktığımda yüzüme çarpan temiz -bir o kadar da serin- hava kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı. Telefonumu çıkarıp hesabıma giriş yaptım. İhtiyacım olan şey bana yardım edebilecek birkaç kişi bulmuş olmaktı.

Gelen yorumları yüzümü buruşturarak okumaya devam ettim. Bildirimler ardı arkası kesilmeksizin artarken benim sürem gittikçe kısıtlanıyordu.

Takipçi sayınızın, beğeni sayılarınızın çok olması hiçbir şeyi değiştirmez. Ama böyle durumlara dâhil olabilecek kadar aksiyonlu bir hayatınız varsa cidden iş görür.

Birçok kişinin saçma ve işime yaramaz yorumlarını es geçerken, sosyetenin vazgeçilmez kızlarının alaylarına maruz kalıyordum.

Nasıl bir lanetin içindeydim?

''Ay canım ne oldu? ''

''Midyat yakınları? İlke iyi misin ya, ne işin var oralarda? ''

Yapmacık, çakma sarışın yellozların yorumlarına cevap vermeye tenezzül dahi etmedim. İşleri güçleri insanı sinir etmek, dalga geçmekten başka bir halt değildi!

Normalde sakin bir kişi olmasam da bir şekilde tavrımı koyar, umursamama eylemini de pekâlâ gerçekleştirebilirdim. Ama şu durumda o kadar çaresizdim ki! Bu da beni daha fazla gergin ve sinirli yapıyordu.

Elimdeki telefon uzun süreli titremeye başladığında başımı ekrana çevirdim. Belki de şuan gerçek samimiyeti ile olayı anlayacak tek kişi, Birce arıyordu.

''İlke?'' onun ince sesi kulaklarımı doldurduğunda boğazımı temizleyip,

''Efendim'' dedim.

''Kızım nerelerdesin sen? En son iki gece önce aradım, yine konuşmadın. Bavul toplayacağım daha, ararım seni dedin sonra da aramadın. Hayır yani bir şey mi oldu? Nereye gittin? Şimdi neredesin? Neden sevgili rolü yapacak birisi arıyorsun? Bunları bana neden anlatmıyorsun? Şimdi buradan sana bir nutuk çeker sonra da bir trip atarım var ya, o zaman görürsün aramamak haber vermemek neymiş! Ya amacın ne yani? Beni meraktan çatlatmak mı? Ay merak etme çatladım zaten-''

''Birce yeter!'' İşte sevgili Birce'ciğimizin samimiyeti böyle bir şeydi. Diğer kızlar gibi yalandan merak ediyormuş rolü yapmayıp iki saat çenesiyle bezdiriyordu. Ama iyi kızdı yine de, kesinlikle yapmacık değildi.

''Tamam, sakin ol anlatıyorum'' deyip bahçedeki banklardan birisine oturdum. Keşke üzerime bir şeyler alsaydım diye düşünürken belki biraz faydası olur diyerek sağ bacağımı sol bacağımın üzerine koydum. Telefonu sol elime alıp sağ kolumu göğsümün altında çaprazladım.

''Ben şu an Mardin'deyim. Hani beni çok seven (?) sevgili babaanneciğim bana çok düşkün (!) ya, ben yurtdışındayken göremedi ya beni, işte bu yüzden biz de dedik ki 2-3 günlüğüne yanına gelelim.''

''Ama daha Türkiye'ye geleli bir hafta olmadı ki. Daha burada bile tam olarak işini yoluna koyamadın?''

''E öyle. Ben gelmek istememiştim zaten. Ama o kadar ısrar edince, neyse. Asıl sonrası sorun zaten. Buraya geldik, başıma gelmeyen kalmadı. Gelmiş bir adam bulmuşlar, tutturmuşlar 'evleneceksin de evleneceksin'. Ben de istemedim, dedim ki benim sevdiğim başka biri var. Annem de demesin mi geç içeride de söyle bunu''

''Senin başın baya bir belaya girmiş. Eee, sonra?''

''İşte sonrası bu. Ya gidip içerideki o meymenetsiz ile evleneceğim, ya da kendime sevdiğim adam rolünü yapacak birisini bulacağım. Ki asla o adamla ev- len- mem. Gök ile yer birleşse, güneş batıdan doğsa, insanlar dillerini kulaklarına değdirebilse dahi ben o adamla evlenmem''

Sahte Aşkım| Papatya PrensiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin