4 / film şeridine dokunmak

545 72 13
                                    


Yanımda duran cips kutusuna hızlıca uzanarak içine elimi daldırdığımda elime gelen iki üç parça cipsi ağzıma atarak gözümü ayırmadığım ekrandan birinin kafasına sıkmıştım ama canım hâlâ çok azdı.

Arkadaşlarım hâlâ birbiriyle konuşurken ben hâlâ son kalan o cipsin derdindeyim. Birden arkadaşlarımdan biri bağırdı.

"Sana can verdim! kımılda artık!"

"Tamam."
Cipsden elimi çekerek oyuna devam etmeye başladım, neyseki toparlamıştım.

Aniden biraz ötede yeri boylamış çantamdan bir ses gelmeye başladı, telefonum çalıyordu. Oyun kumandası hâlâ elimdeyken yere yatarak çantama uzandım.

"Ya Jeonn! Oyna artık amaa!"

"Pardon."
Gülerek telefonu açıp kulağıma koydum.
"Ne oldu Ahjussi?"

"Abin ........ hastanesine kaldırıldı. Baban bir şey demedi ama ben haber vereyim dedim."

Birden yüzüm düşmüştü, kumandayı yere bırakarak yerden kalkıp oturur pozisyona geldim.
"Sağol..."

Arkadaşlarımın evinden özür dileyerek çıkmış ve taksi tutarak bir solukta hastaneye varmıştım, oda numarasını Ahjussiye sorup odayı bulmuştum, odanın kapısı nedense aralıktı. Elimle biraz daha araladım, durdum...

Abim hastaydı... Hastayken beni görmek istemezdi.

Başımı eğerek tam arkamı dönmüştüm ki içeriden annemin sesini duydum. Aralık kapıdan içeriyi süzerek konuşmalarına kulak kesildim.

Annemin endişeli sesini ilk defa duyuyordum, normalde çok nötr biriydi o.
"Oğlum, ben sana evde bakayım burası belki sana bakamaz ha."

"Bir şey olmayacak anne, sadece biraz fazla üşütmüşüm o yüzden bu kadar halsiz kaldım."

Babam anneme döndü.
"Burası en özel hastane hayatım, sakin ol."

"Bende oğlumla burada kalırım o zaman."

Birden zihnim suya düşen bir kütük parçası gibi bulanmıştı...
Onu en özel hastaneye sırf üşüttüğu için yatırmışlar ve yanında kalmak istiyorlardı...

Ben okulda bazı aptal engerek sürüsü yüzünden yaralanıp bayılmıştım ve hastanede uyandığımda yanımda kahya vardı. Bir gün hastanede kalıp taburcu olduktan sonra beni kahyam eve götürmüştü ve ailemin o sabah seyahate çıktığını öğrenmiştim...

O an anlamıştım...

Bana bir kez bile dokunmayan ailem... Ben gerçekten onların çocuğu muydum?

Her zaman ben onlara sorunlarımı anlattığımda bana para verip kahyam ile birlikte lunaparka gönderirlerdi.

O çocuk aklımla okuldan bi kıza para uzatıp 'Benden hoşlan, beni sev.' demiştim. Kız yanağıma tokat atarak benden kaçmıştı ve bir daha yüzüme dahi bakmamıştı.
Ve eve gidip odamda ağlamıştım 'Param neden bunu satın alamıyor?' diyerek.

Şimdi ise ben on yedi yaşındaki bir yitiktim ve... İnsanlar benim paramdan hoşlanıyordu, asla beni sevmemişlerdi. Benim satın aldığım şey sevgi değil sadece bir boşluktu.

Elimi kapıdan yavaşça çekerek kolidorda adımlamaya başladım.
O an ufkum sanki açılmış ve dünyanın arka yüzünü keşfetmiştim... Bana vermedikleri o sevgi meğerse başkasına aitmiş...

Ben mi bir ucube miydim yoksa...
Abimi benden özel kılan bir şey mi vardı?
On iki yaşından beri beni terapi, psikolog dolaştıran şey neden onda yoktu?

The Dead Don't Make Love  -tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin