Safiye hayal kırıklığıyla esranın elinden ayrıldı ve terasa gitti. Belliki biraz nefes almak istiyordu kapı açılma sesi duydu belliki biri gelmişti kenara geçti
Neriman:Kim var orda kim var orda dedim
Safiye:Neriman benim kardeşim korkma
Neriman:Abla senin ne işin var burda hem çok soğuk burası babada evde yok nerde o
Safiye:O gülbenlerde kalıyor artık
Neriman:E sen ne yapıyorsun
Safiye:Iı...yıldızları izliyordum. Sen neden geldin
Neriman:Ayak seslerini duydumda ondan
Safiye:Tamam işte bak benim korkma hadi aşşağı in
Neriman:Abla şöyle bir ışığa döner misin? Neden üzgünsün
Safiye: Değilim iyiyim ben
Neriman:Ablacım ne oldu anlat bana lütfen tomrislemi kavga ettiniz
Safiye:Hayır
Neriman:Naci hocayla mi kavga ettin
Safiye:Hayır Neriman Hayır kimseyle kavga etmedim
Safiye fark etmeden sesini yükseltmişti hemen kardeşimden özür diledi Neriman anlayışlı karşıladı çünkü bir şey olduğunun farkındaydı.
Neriman:Abla özür dilemene gerek yok ama anlat bana
Safiye yüzüne güzel bir tebessüm yerleşrirdi kardeşimin üzülmesin istemiyordu zaten onu yeterince kırdım bunca yıl diye düşündü ve gözlerine bakıp "Kardeşim çok iyiyim yıldızlar eskiden yoktu benim için,Eski yıllarda yapamdım şimdi yapayım dedim hem baksana güzelliklerine"
Neriman:Öyle diyorsun yani
Safiye:Öyle diyorum gel bakalım şöyle
Safiye Neriman sıkıcı sarılı bir süre birlikte yıldızları izlediler. Safiye nerimanın üşüdüğünü fark edince ceketini ona verdi ve aşşağı indiler
Anahtarla kapıyı açtı Safiye ama naci zaten onu bekliyordu hemen kapının önüne geldi
Naci:Safiye nerde kaldın seni çok merak ettim esraya gitmiştin ama aradım açmadın
Naci birden sarıldı safiye bunu beklemiyordu. Daha demin yaşadığım hayal kırıklığı üstüne nacinin telaşı, endişesi, sarılması,kokusu derken Safiye kendini gözü yaşlı buldu.
Safiye:Duymamışım sesizde kalmış
Naci:Niye üzgün gibisin peki
Safiye:Öyle miyim? Şey nerimanla biraz yıldızları izledik. Neriman nerde aa odasına gitmiş hiç fark etmedim
Naci:Safiye'm iyisin demi
Safiye:İyiyim canım iyiyim
Naci:Üstünde ceketinde yok keşke çıkmasaydın terasa
Safiyenin üşümesine imkan yoktu içi zaten o hayal kırıklığıyla yani tutuşuyordu.
Safiye:Yok üşümedim zaten merak etme
Naci:Kahve yapayım mı?
Safiye:Olur...
Naci:Tamam sen geç salona ben geliyorum
Naci kahveleri yapar ve getirir Safiye salonda oturuyordur. Naci kahveleri masaya koyar ve safiyeye belinde kavrayıp arkasından sarılır
Naci:Safiye'm biliyor musun bu gün tomrisle gelirken bizim buluştuğumuz o parktan geçtik iki genç bizim oturduğumuz masaya oturmuş kahve içiyorlardı aynı bizim gibilerdi tek farkları onların çiceği güldü...sen geldin aklıma o güzel gözelein papatya kokan saçların
Naci safiyenin kokusunu içine çekti
Safiye:Papatya kokuyor mu hala
Naci:Ben seni sevmekten vazgeçene kadar papatya kokucaklar yani sonsuza kadar bu güzel koku benimle
Safiye:Naci nasıl başarıyosun
Naci:Neyi
Safiye:Beni gitmeyecek kadar sevmeyi
Naci:Hepsi senin yüzünden Ela gözlüm hepsi senin kalbin yüzünden kilitledi beni gözlerine hoş açsada o kilidi gidemem ya artık...benimkide laf işte
Safiye:Ya seni zorla atarlarsa gözlerimden
Naci:Eğer bahsettiğin ölümse şunu bil ki ölsemde kalsam da benim cennetim sensin...Hı eğer ölüm değilse,ayrılıksa bile ölmüş say beni
Naci safiyenin anlına bir öpücük kondurdu.Safiye ağlamamk için kendini zor tutarken başı hafifce yukarı kaldırdı ve nacinin gözlerine baktı. Sonra hiç beklemediği bir anda Naci safiyenin dudağını öptü ikiside o akşam kalmak istiyordu safiyeninde karşılık vermesiyle sert bir şekilde öpüşmeye başladılar.
Bu öpüşme safiyenin durmasıyla sona eğdi ve odalarına gittiler. Naci yorganına altına girdi ve safiyeyide yanına çağırdı ve birlikte sarılarak uyudular...