1.GÜN

347 14 4
                                    

MEDYADA HAZEL VAR ❤️❤️HIKAYENIN GIRISINI UMARIM BEGENMISSINIZDIR. SIMDI ARTIK KAMP SÜRECİ BASLAMISTIR. KEYIFLI OKUMALAR :))

BIR ZAMANLAR TOZ KONDURAMADIKLARIM,SIMDI KIRDEN GORUNMEZ OLMUŞLAR

Büyük bir esnemeyle otobüsten indim. Erkan Hoca bizi sıraya koyup kamp alanına doğru götürüyordu. Kamp alanına vardigimizda Esila'yla kendimize uygun bir yer seçtik. Tam cadirimizi kuracakken bir dingil oradan "Hop noluyo orası bizim yerimiz." dedi. Bende büyük bir sinirle "Burası babanın yeri mi?" Esila beni sakinlestirircesine "Tamam ya olay yaratmaya gerek yok." Arda'da "Bizde buraya kurarız cadirimizi." diyerek bizim kurcagimiz cadirin yanını gösterdi.

Kampta herkes çadirini kurmuştu. Ben ve Esila çadirini kurmak için hala cebellesiyorduk. Esila oflaya puflaya "off bu çadırı nasıl kurcaz." dedi. Ve ardından bagirarak "Bize yardım etmek isteyen centilmen var mı?" dedi. Bize doğru yaklaşan hafif dalgalı saçları, mavi gözlü, uzun boylu, kaslı ir yakışıklı "Isterseniz ben yardım edebilirim." dedi. Esila yine her zaman ki abazaligiyla "gözlerin ne kadar güzelmiş maviş maviş." Tabi benim oksurmemle kendine geldi. Oksurugumu fazla kaçırinca Esila sirtima "Helal kuzum" diyip hayvan gibi sirtima vurdu. Arda bize doğru yaklaşıp "Kızlar bir ihtiyaciniz mi var?" dedi. Esila lafa atlamadan bende "Evet bize çadırı kurmada yardım eder misin?" Dalga saçlı çocuk "Ne gerek var ben yardım ederim." diye lafa atildi. Arda "Berkay sen karışma." dedi. Adı Berkay olduğunu ogrendigim çocuk "Sanene" dedi. Aralarında bir husumet olduğu belli olduğu Ateş koşarak Arda'yı çekti "Berkay bak bu iki öldüren kasiniyosun haa!"

Esila merakina yenilerek "Birincisinde nolduki." dedi. Hepsi bir ağızdan Esila'ya "Sanene!!" dediler. Ucu birden daha büyük bir olay çıkmadan ayrildilar. Biz sonunda ne yapıp edip cadirimizi kurduğumuzda coktann akşam olmuştu. Herkes yakılan ateşin ortasında popolarinin altına minder koyup oturdu. Aradan bir geveze "Doğruluk mu cesaretlilik mi oynayalim." dedi. Çoğu kişi oynamayı kabul ettiginde bende mizmizlik yapamadım...

Ben biliyordum ben dünyanın en şanssız kızıydim. Şişe benle Ateş'e doğru döndü ve durdu. Ateş bana büyük bir siritisiyla "Doğruluk mu yoksa senin cesaret edemeyecegin cesaretlilik mi?" dedi. Aklınca benle ugrasiyordu tabii. Bende gaza gelip "cesaretlilik" dedim.

Keşke demez olaydım. Şuan ağacın tepesindeyim. Ve beni 3 saattir burdan indirmek için uğraşıyorlar. Allah'a şükür ediyorum ki etek giymemistim. Ateş ben burdayken bile benle dalga geçiyordu "Orada havalar nasıl" diye kendince espri yaptigini sanıp gülüyordu. Kendimede sasiriyordum. O cesaretle ağaca nasıl ciktigima. Ama indigimde rezil olacağım kesindi. Esila da bana oradan bön bön bakiyordu. Tabi kızın elinden bişey gelmezdi. Arda çok dusunceliydi. Salak Ateş gibi değildi. Beni indirmek için elinden geleni yapiyordu. Ama ben ayagimi hareket ettirmeye cesaret edemiyordum. Sanki vakit hiç geçmiyordu. Bircok ogrenci beni beklemeye dayanamayip yattı. Ve o bir çok öğrencide mal Ateş de yatmisti. Beni bekleyen Esila Arda ve birkaç öğrenci vardı. Erkan Hoca "çekilinn" diye bağırdı. Merdiven bulmustu. Onu ağaca dayayıp bende cesaret toplayıp sonunda şu ağaçtan kurtulmustum. Ahh ne kadar kötü bi geceydi yaa diye söyleniyodum.

Sonra kalanlar birbirlerine "iyi geceler" deyip cadirlarina girdiler. Esila benim düştüğüm hale guluyordu. Esila'ya bi tane geçirip üstümü değiştirmeye basladim. Esila bugün ki olanları teker teker bana yine anlatiyordu. Sanki ben yaşamadım. Mal ya. Kendi anlatıyor kendi dinliyordu. Çünkü onu dinlemiyordum. Çok yorucu bir günün ardindan bugünü tekrardan dinleyemem. O anlatırken bende yatağa uzanıp uyuyoordum...

Kamptaki Bir AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin