2.GÜN

283 11 2
                                        


HAMURUNU BILDIGIM INSANLARIN SEKILLERIYLE ILGILENMIYORUM ARTIK.

Sabah her zaman ki gibi yine Esila benden erken kalkmisti. Benle dünkü olaydan dolayı dalga geçerek uyandiriyordu. Sabah sabah gerçekten cok çekilmez oluyordu. Kalktigimda ayaklarimi hissetmiyordum. Tabii o kadar saat ağacin bi dalına sabitleyince ister istemez ayaklarım agriyordu. Ama daha ilk gunden de böyle yapilmazdi ki. Esila üstünü değiştirirken kiyafetlerini cadirin her yerine dağınık şekilde atıyordu. "Esila burasi odan değil toplu tut." Esila'da "Hazelcim içine annen mi kaçtı acaba?" dedi. Birden farkettim de gerçekten annem gibi konusmustum. Kendim de değil gibi hissediyorum. Esila üstünü değiştirdikten sonra çadırdan çıktı. Bende üstümü değiştirip hazirlandim. Sonra çadırı bozuk bir şekilde bırakıp çadırdan çıktım.

Çadırdan çıktığımda herkese "Günaydın" dedim. Ateş'de o koca siritisiyla "Artık ömrün boyunca bi daha doğruluk mu cesaretlilik mi oynamazsin." dedi. Herkes Ateş'in bu dediğine gülmeye başladı. Bende sahte gulusle "itten korkucak olsaydık itle oynamazdik." dedim. Ateş bana sinirli sinirli baktı. Erkan Hoca da "Tamam yeter susun artık şimdi herkesi beşer beşer gruplara ayırıp harita vereceğim ve öyle gezi yapacaksınız." Herkes sevinmisti. Kahvaltimiz bittiğinde Erkan Hoca eslestiriyordu. Yine ben şanssız olduğum için bizim grupta ben, Esila, Ateş, Arda, Berkay vardı. Ateş bu grubu begenmedigi için Erkan Hoca'ya ne kadar itiraz etse de Erkan Hoca kabul etmedi. Mecbur besimiz cikcaktik. Biz Esila'yla arkada yürürken Arda ve Ateş önde yuruyordu. Berkay 'da onlardan uzak bir şekilde yuruyordu.

1 SAAT SONRA.

"Uff çok yoruldumm." diyen Esila'ya baktım. Ona hak vererek "Aynen biraz dinlensek olmaz mı?" diye sorduğumda Arda "Az kaldı az sabredin." dedi. Ateş odunu ise "Ne az kalması daha var yürüyün işte." dedi. Işte yine sinir etmeye başlamıştı. "Biz kızız ya bizim bunyemiz zayif çabuk yoruluruz." Ateş ise "Ben Erkan gicigina o kadar soledim ben bu grubu istemiyorum diye ama dinlemedi al işte yoruldular diye bekletcekler şimdi." Berkay'da "Onlar kiz Ateş biraz saygılı olsan " dedi. Ateş'de "Ben saygıyı senden mi ogrencem lan." dediği an Berkay'in boğazına yapismisti. Ikisinin de gözlerinden öfke fiskiriyordu. Arda ikisini de ayırmaya calisiyordu "Bari burada yapmayın be." diyip ikisini de ayırmayı başarmıştı. Esila meraktan catliyordu. Bana dönerek "Bende bu aralarındaki husumeti anlamazsam bana da Esila demesinler." dedi. Aslında bende merak etmiştim. Ama Esila gibi merakima yenilenerek onlara sormuyodum. Arda bize dönerek "Kızlar iki kişilik grup yapalım öyle dolaşalim." dedi. Esila hemen "Tamam o zaman benle sen Ateşlede Hazel olsun." Esila'ya çok sinir olmuştum. Dünkü olanlari sanki bilmiyodu ya. Ateş benim yüz ifademi görünce o koca agziylaa siritarak "olur." dedi. Şimdi itiraz etsem beni dinlemiceklerde caresizce "olur" demek zorunda kaldım.

Sessizce ilerliyoduk. Ateş hiç konuşmuyodu. O konusmayinca bende konusmuyodum. Ama çok sıkılmıstım. Esila ile Arda kesin çok egleniyolardir. Arda cana yakın ve cok tatli bi çocuktu. Ateş de çok yakışıklı ve karizmatikti ama çok gicikti. Ben en sonunda dayanamayip "Sohbetinede doyum olmuyo." dedim. O da önce yüzüme istemsizce baktı sonra "Ne konuşmamı bekliyosun." dedi. Aslında ne konuscagimizi bilmiyodum ama konuştukca konu konuyu açabilirdi. "Off nese boşver senle bi şey konusulmaz zaten" diyince kafasını yani dercesine salladi. İki saattir yoldaydik. Nereye gittigimizi bilmiyodum. Ama ayaklarım artık yurumemi zorlastiriyodu. En sonunda dayanamayip "Nereye gidiyoruz ya." dedim. O da halini bozmadan "Bu yol nereye çıkarsa." dedi. Ben biraz korkmustum çünkü kamp alanından baya bi uzaklaşmıstik "Geri dönemeyiz mi?" dedim. Ateş biraz düşünmüş gibi yaparak "Çok mu yoruldun." Bende "Evet" anlamında kafamı salladim. "Tamam o zaman hadi dönelim." demisti. Çok sasirmistim. Çünkü ilk defa benim dediğimi yapiyordu. Tam yuruyecektim ki Ateş birden gülmeye başladı "Ahh aptal kız sen yoruldun diye donecegimizi mi sandın" dediğinde onun yine oyununa geldigimi anladım. Yine ona rezil olmuştum. Benim salak kafam biliyorsun onun seni dinlemedigini neden hemen ona uyuyosun ki. Yine aynı şekilde yürümeye devam ettik. Ayaklarım koptu resmen.

Çok yorulmustum. Hava yavaş yavaş kararlara başlamıştı. Kamp alanına gitmemize çok az bi zaman kalmıştı. Kamp alanına gitcegimiz zaman Esila'ya çok kızacaktim. Kendi kafasına göre eslestirip ona göre grup yapmıştı. Kendi rahatti tabii eğleniyordu çünkü. Sıkıcı bir gezinin ardından sonunda kamp alanına varmıstik. Herkes yere örtüleri serip oturup yemek yiyorlardi. Bende o kadar yoldan sonra acikmistim. Gittigim anda sofraya oturup yemek yemeye başladım. Yemek yeme faslı bittiginde tabaklari kaldiriyorduk. Birden Esila ve Arda'nın olmadığını farkettim. Sonra gelir diye düşünerek cadirima girdim. Ben cadira girdigimde bazı gruplar Ateş yakarak oturuyordu. Aradan yarım saat geçmişti. Ama daha Esila ortada yoktu. Korkmaya başlamıştım. Acaba Ateş'in çadırına gitsem mi diye dusundum. Söz konusu burda en yakın arkadasimdi. Tabi ki gitmeliydim. Çadırdan ciktigimda Ateş'in cadirinin fermuari açıktı. Iceri girdigimde uzanmisti. Ahh ne kadar tatliydi. Noluyo bana kendine gel Hazel. Neyse Ateş beni gördüğünde biraz sinirlendi "insan bi musait miyim diye sorar" dedi. Çocuk haklıydı ama onu dusuncek halim yoktu. Direk söze girdim. "Arda'dan haberin var mı?" dedim. "Ne bilim ben bekçisi miyim?" dedi her zmn ki gicikligiyla "Sen deli misin çadır arkadaşın yok ya onun yanında Esila'da yok." Sanki biraz insafa gelmiş gibi "Onlar daha gelmedi mi?" dedi. Bende korkuyla "Hayır ortalıkta yoklar." dedim. O da hemen çadırdan birlikte bir fener alarak ormana doğru yürümeye başladık. Ortalıkta ses seda yoktu. Korkuyodum. Ateş, Arda diye bağırmaya başladı. Sanki uzaktan bir ses duymuş gibi olduk. O yöne doğru ilerledik. Bende Ateş'in yaptığı gibi Esila diye bağırmaya başladım. Duyduğumuz sesler biz yurudukce daha da yukseliyordu. Biraz daha yurudugumuzde Ateş ve Hazel diye bagrismalar daha da yakinlasmisti.

Sonunda onları bulmustuk. Esila'ya orda çok kizmistim. Arda "ona kızma hepsi benim yüzümden yolu kaybettik harita da salak Berkay'da kalmıştı." diyince biraz yumusadim. Kalbim korkudan hızlı attığı için şimdi yavaş yavaş düzene giriyordu. Ateş Arda'ya "Bundan sonra gözümün önünden ayrılma." dedi. Arda önce bi Esila'ya baktı. Sonra da kafasını salladi.

Kamp alanına girdiğimizde herkes yatmisti. Arda ve Esila birbirlerine iyi geceler diyip cadira gittiler. Ben ve Ateş kalmıştık. Bende "iyi gecelr Ateş" dediğimde Ateş odunu "hı hı ondan sanada " diyerek cadira gitti. Hayır anlamıyorum bi insan bu kadar mı odun olur. Cadira girdigimde Esila bana masum masum bakiyordu. Aslında ondan hesap sorcaktim ama ole bakinca kiyamadim. Üstümü değiştirip bugünün yorgunluguyla uyudum.

Kamptaki Bir AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin