1.BÖLÜM

2.8K 260 104
                                    

1.BÖLÜM

Evvettttt!

Yepyeni bir kurguyla daha karşınızdayız. Biz inanılmaz heyecanlıyız. Sizin de heyecanınızın dibine kadar farkındayız. Daha yolun başındayız. Önümüzde uçsuz bucaksız bir yol var, uzun uzun konuşacağız.

Çok fazla bekletmeden sizi bölümle baş başa bırakıyoruz ve hepinizi kocaman öpüyoruz.

🥀

Hayatımın notasında ilerleyen hiçbir insan, adımlarını takip ederek bir şarkıya ulaşamazdı. Öyle çaresiz bir yaşamın içindeydim ki, düşüncelerimin önüne koyduğum engeller artık bir uçurum kadar karanlık ve derindi.

Yirmi beş yaşında, sürekli bir şeyler için çabalayan bir kızdım ben. Hayatın arkasını döndüğü bir ruhta yaşamak ne kadar zordu? Bunu anlamak için benim yerimde olabilirdiniz.

Narin Erçetin.

Adım buydu fakat kaderim narin olamayacak kadar gaddarca işlenmişti.

"Narin'im, nereye kızım?"

"Birkaç şirkete başvurdum anneanne, öğlen onun birine gideceğim," dedim üzerimdeki elbiseyi düzelterek. Elbise koyu kırmızı rengindeydi, diz kapağımın altında biten yarım kollu bir elbiseydi. Dar değildi, sadece ince belimi sarıyordu. Bana kalan az bir parayla alabildiğim birkaç elbiseden biriydi. Omuzlarımdan geriye bıraktığım uzun sarı saçlarım dalga dalgaydı.

Sarı saçlarım özgürdü, ruhum değildi.

"İnşallah olur yavrum, sen merak etme hiç ben şimdi okurum sana." Başındaki yazmasını düzeltip ayaklarındaki örtüyü çekiştirdi. "Giderken kirayı da ver kızım, Hüseyin Bey yine kızmasın."

"Tamam anneanne, sen dinlen hadi. Akşam yemeğe gelirim ben."

Ayakkabılarımı da giyip evden çıktığımda içimde garip bir heyecan vardı, bugün gideceğim şirket o kadar iyiydi ki umarım kabul alırdım. Anneannemin desteğiyle işletme bölümünde okumuştum. İş bulamadığım için de yıllarca garsonluk yapmıştım ama işten çıkarılınca tak etmişti. Bomboş cv'mle birkaç şirkete başvurmuştum ve asistanlık için fırsatlar arıyordum.

Üç katlı eski apartmandan çıkıp yan eve ilerledim ve gecekondu tarzı evin kapısı çaldım. Birkaç saniye içinde kapıyı ev sahibimiz, Hüseyin Bey açtı. Gözleri üzerimde gezinince rahatsızca kıpırdanıp beklemeden elimdeki parayı uzattım.

"Bu ayki kira Hüseyin Bey."

"Zamanında getirdin, hayret," dedi alayla sarı dişlerini göstererek sırıtarak.

Yüzümü buruşturmamak için kendimi sıkıp dümdüz ona baktım. "İyi günler."

Hızlı adımlarla sokağa çıktığımda suratım asıldı ama aldırmadan iyi şeyler düşünmeye çalıştım. Bugün öğlen olacak görüşme umarım iyi sonuçlanırdı, yoksa ne yapacağımı henüz bilmiyordum. Yine bir kafede garsonluk yapmak gözümde büyüyordu açıkçası.

Mahalleden çıkıp köşedeki pastaneye hızlı adımlarla ilerledim. İlk çıkan vanilyalı kurabiyeleri düşününce ağzım sulandı. Saat daha dokuza yeni geliyordu, havada mükemmel bir berraklık vardı.

Pastaneden içeri girdiğimde yüzümde bir gülümseme oluştu. Mis gibi fırın kokuyordu. Heyecanla tezgahın o tarafa yöneldiğimde gözlerim Cevdet amcayı buldu. Önünde duran adama gülümseyerek elindeki kese kağıdını uzatıyordu.

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin