Aşk Hayaller " hayal serisi 1"

Gidiyoruz

Yeni kitabimin kahramanlari ana kahramankari multide:)
Hızla arabayı sürmeye devam etti. Korkmadım değil.
-nasıl ya? Ne demek ha şimdi ha ilerde? Aniden arabayı durdurdu. Bana döndü ve gülmeye başladı.
-ne gülğyosun odun?
-hala anlamadın. Sana istemediğin sürece dokunmam. Hadi şimdi dönelim eve.
Valla bakın kdun bu ya. Kütük!
........ Tatile hidecekleri gün.......
-hadi hızlı
-tamam aybükeeee hadi
-bartuu al şunları
-ebeni sikiyim doruk tut şunu artık sağa biraz!
-aybüke yeter artık yeme aybuke yeme!
-bade son çanta nerde
-patladınız ha....
Derken bir saatimiz curcunayla geçti. Kafayı yiycem. En sonunda havalaına geldik ve uçak için haızrlandık. Bu hostesler fazl güzelmiş. Aybuke de anladı ki doruğun önünden yürüyo pisikopat.
Uçakta yerimizi aldık ve kemerleri bağladık. Gidiş biletinde aybükeler daha arkalarda oturuyodu. Cam kenarına geçtim. Bartu da yanım oturdu fakat yanımızda kimse yoktu. Ne güzel değil mi:)
Uçak hareket ettiği anda arkalardan bir ağlama sesi geldi. Çığlıkla birlikte. Hemen arkaya bktıpımızda bir bebekten çıkyığını gördük. Bebek simsiyah saçlı yemyeşil gözlüydü. Hafif tombul, en fazla bir buçuk yaşımdaydı. Uçak tamamiyle havalandığında annesi ayakta bebeği gezdirmeye başladı. Yanımıza geldiğinde bartu bebeğin ellerini tuttu. Kız ağlamayı kesip gülmeye başladı tabii. Annesinden izin alarak bartu bebeği kucağına aldı. Bir anda suratı düştü. Ve bana dönerek gülümsemeye devam etti." Bebeği tutmak ister misin?" Dediğinde evet anlamında başımı salladım.bebeği yavaşça kucağıma verdi. O kadar sevimliydi ki! Tam bu sırada annesinden cazip bir fikir geldi." İsterseniz bir süre yanınızda kalabilir. Zaten iki sıra arkanızdayım" tebessüm ile söylediği sözleri kabul ettik ve bebeğin emzik biberonunu yanımıza aldık.
Aradan neredeyse bir saat geçmişti ve geriye yaklaşık olarak 45 dakikamız kaldı. Bu arada bebek hala bizimle. İsmi de melek. Çok tatlı bir şey ve şu an bartunun kucağında uyuyor.
........... ...............
Uçak indi ve bi hızla otele geçtik. Otelimiz tatil köyü. Yani içerisi bambaşka bir yer. Odaya çıktık hızla. Odalarımız yan yanaydı. Kıyafetleri yerleşdirdikten sonra ikimizde duş aldık. Ve akşam yemeği için beklemeye başladık.
-çok tatlıydı dedi bartu ben makyajımı yaparken.
-kim dedikten sonra iki dudağımı bastırarak ruju dağıttım.
-bebek. Çok tatlıydı. Nasılda uslu durdu değil mi
-evet dedim. Biraz soğuk oldu ama napayım? Ne diyeyim ki? Çıkarıp veremem ya bitane!
-sen istemez misin?
-isterim tabii. Evlenince.
-evlenince dedi ve ayağa kalktı. Tişörtünğ düzeltip telefonunu cebine attı ve hadi dedi. Sinirlenmişti ama neye?
-daha yarım saat var.
-tamam dedi ve içeri girdi. Tekrar yerine oturdu ve telefonla oynamaya başladı. Ben de saçlarımı düzeltmek için banyoya girdim
Çıktığımda bartu çantamı karıştırıyordu. Cebine bişey soktu.
-ne arıyorsun
-ikinci şey varya hani. Anahtar! Anahtar nerde?
-masada.
-haaa. Tamam dedi ve anahtarı alıp çekmeceye koydu. Hadi diyerek çıktı. Biz yemek yerine inerken doruk ve bartu lobide otel sahibi ile ciddi bir şey konuşuyordu. Şüphelendim açıkçası.
.......ertesi gün......
Sabah uyandığımda bartu üzeeime yatmıştı.onu çok sarsmadan kalkıp duş aldım. Ben çıkınca bartu girdi. Ne tribiydi şimdi bu? Hayır neyin tribi?
Yemeğe indik ve dorukla bartu bu gün bizle olmayacaklarını söylediler. Neden diye dorduk cevap vermediler. Aybuke de aman boşver diyince havuza indik. Ama benim aklım bartuda.... Telefonla onu aradım.
-napıyosun?
-işimiz var demiştim ya. Sen?
-havuzdayız. Bi sorun mu var?
-yok. Sorun falan yok. Niye olsun ki zaten. Her neyse görüşürüz. Geç gelebiliriz siz aynı odada kalın dedi ve beklemeden kapattı.
Bartuu
Soğuk davranıyorum. Çünkü bir planım var. Planım da....(yoh ya ne kadar zekiydin sen:)
Evet arkadaşlarrrr. Multiyi unutmayın. Yeni kitabım da beni anlatıyo bakarsanız çook mutlu edersiniz. Ve üzücü ama bir yandan da mutlu haber. Kitabımız en fazla beş bölüm sonra final yapacak. Serinin ikinci kitabı bomba gibi geliyor...
İyi hayaller dilerim.