VARLIK

54 6 0
                                    

Arabadaydık, teyzemlere -yeni evime- gidiyorduk. Kafamda milyonlarca düşünce vardı. Neler olduğunu, neler yaşanacağını düşünüyordum. Aynı zamanda kafamda ki her saniye durmadan konuşan seslerle uğraşıyordum.
Bana bağırıyor, beni suçluyor, uçakta ki kişilerin ölümünden benim sorumlu olduğumu, artık sadece kendimin değil başka insanların da katili olduğumu söylüyorlardı.
Bu bana tarif edilemez bir acı yaşatıyor, zaten yok olan yaşama enerjimi daha da kaybettiriyor, kendime olan nefretimi artırıyor ve intihar etmeye sürüklüyordu.

Farkında olmadan ne şekilde intihar edeceğimi düşünmeye başladığımı ve o seslerinde bana bu konu da tavsiye verdiğini " ilaçlar işe yaramaz o yöntemi unut" "damara baskı ah hayır dostum o sadece bayıltıyor" "kendini boğamazsın anla artık nefes alamamaktan bayılır ve daha fazla nefesini tutamazsın bu da ölmeni engeller" "peki ya boğaz kesme, bence bu gayet iyi aaa evet evet bu şekilde yok ol lütfen aşırı acı verici! " "hey hayır çevrendekiler zaten senden nefret ediyor bide oraları temizlemekle uğraşmalarını sağlama" dediklerini fark ettim.
"Kaçmak daha mantıklı" dememle teyzem "anlamadım canım" dedi. Hemen kendimi düzelttim ve "sadece şarkı mırıldanıyorum bişey yok" diyerek geçiştirdim.
Farkında olmadan sesli konuşuyordum. Bu huyuna bir son vermeliydim. Yoksa insanlar deli olduğumu düşünürlerdi. Herkes bilir bu insanlar kendilerinden farklı olan sıradanlığı kabul etmeyen herkesi deli olarak görür. Oysa yeniliklere açık olmak, insanların düşüncelerine saygı duymak pekte zor bir şey değil.

"Another love" adlı şarkıyı açıp kafamı yasladım ve gözlerimi kapadım. Kısa süreliğine de olsa bu seslerden ve düşüncelerden uzaklaşmak istemiştim.
Düşünmeden duramıyordum; neden hiç bir zaman mutlu olamadığımı olsam da çok uzun sürmediğini.
Ya düşünebiliyor musunuz yıllarca tek kurtuluş yolum liseye geçip babaannemle kalmaktı ve babaannem öldü.
Ölmek kurtulmak için yalvardım; onca insan öldü ama ben hayattayım. Hayır anlamıyorum neden? Ya evet zamanında yapmış olduğum hatalar vardı ama bedelini bu kadar ağır ödetmek yani tanrının işine karışmış gibi olacağım ama bence saçma. Sonuç olarak intihar girişimimin sebebi de hayatımın kötü gitmesiydi. Yani bu düzelmediği sürece aynı şeyleri yapma ihtimalimin olduğunun farkında olmalıydı. Hatta sadece bunun değil herşeyin. Şu hale baksanıza herneyse ya çok fazla sorgulamaya başladım kapatalım bu konuyu ve müziği dinleyeyim.

Eniştemin "Geldik" deyişiyle gözlerimi açtım. Önce arabadan indim ve bagajdan bavulumu aldım. Ufak siyah birşeydi zorlanmamıştım alırken. Onlar önden ilerlerken bende arkalarından yürümüştüm. Artık evdeydik, teyzemin gösterdiği odaya girdim biraz konuşmak istedi ama kibarca yalnız kalmak istediğimi söyledim ve onu gönderdim. Umarım üzülmemiştir deyip çantayı yere attım ve yatağa uzandım.
O kadar yorgun o kadar tükenmiş hissediyordum ki gözümün önünde birini öldürseler hiçbir şey yapamazdım. Gerçi daha önce de yapmamıştım..

Yaklaşık yarım saat öylece uzandıktan sonra saate baktım 00.20 idi.
Kalktım ve çantamda ki eşyaları yerleştirdim. Duşa girmek istiyordum. Suyu kontrol ettim, duş alabilirdim ılıktı. Kıyafetlerimi çıkarıp soğuk suyun altına girdim ve tekrar ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra durmaksızın, hem kimse fark etmezdi dimi? Eniştem ve teyzem uyuyordu; su sesi de hıçkırık sesimi örtüyordu. Bu ağlamak için gayet güzel bir ortam olduğunu söylüyordu.
Uzun bir süre ağladıktan sonra yavaşça ayağa kalktım. Başım dönüyordu. Bacağım ve kolumda ki morluklar hâlâ geçmemişti, ağrıyordu. Onlar hem uçak düştüğünde olan hem de daha önce geçirdiğim krizlerde kendime vurduğum eşyalarla yaptığım morluklardı.

Duşumu alıp çıktım dolaptan bir tayt ve uzun geniş bir sweatshirt aldım bu morluklarla tişört giymek istemedim. Hem soğuktu zaten giyersem hasta olurum diye avutuyordum kendimi.
Telefonumu elime aldım ve mesajlara baktım. Yakın arkadaşım yazmıştı daha doğru ben onun yakın arkadaşıydım; o benim değil. Ben onu öyle görmüyordum. "Ayla nerdesin? Nasılsın? Neden hâlâ aktif değilsin? " Gibi bir sürü mesaj atmıştı. Sadece iyim demekle yitindim. Mesajı gönderip telefonu çekmecemin üzerine bıraktım ve penceremin yanına gittim. Dışarıyı izledim hava hafif serindi, güzeldi.
Aşağı inip içecek birşeyler almak istedim. Kimseyi de rahatsız etmek istemiyordum ama kararsız kaldım. Neyse diyip vazgeçecekken arabanın torpidosunda gözüme çarpan sigara paketi aklıma geldi. Gidip bir tane almaya karar verdim.
Telefonumu sessize alıp almadığımdan emin olmak için kontrol ettim; sessizdeydi. Cebime koyup yavaşça odamdan çıktım. Olabildiğince sessiz olmaya çalıştım ve sanırım başarıyordum. Kapıların ufak gıcırdısı dışında her hangi bir ses çıkmamıştı. Masadan araba anahtarını alıp evden çıktım.
Arabaya doğru ilerledim.
Aramızda yalnızca bir evin olduğu bir adam vardı. Dışarda kapısının önünde oturmuş etrafı seyrediyordu. Onu görünce istemsizce gözüm saatime kaydı gecenin 02.43 'ü idi. Adamın bu saatte orda olması garip hissettirmişti. Neyse beni ilgilendirmez deyip önüme döndüm. Kapıyı açtım ve sigara paketinin içerisinden iki tane alıp arabadan çıktım. Eniştem aldığımı fark etmezdi bile. O paket her zaman orda öylece dururdu paketini evde unutursa onu kullanırdı ki unutmak pek onun alışkanlığı değildi. Bu yüzden o pakete nadiren ihtiyaç duyardı.
Tekrar eve doğru yürüdüm adam orda yoktu tam önüme dönerken arkamda bir nefes hissettim. Biri bile bile boynuma soluk vermişti sanki aniden arkama döndüm kimse yoktu. Etrafa bakındım adam yerindeydi ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi bakıyordu. Şaşkınlıkla koşarak eve girdim. İlk dönüşüm de adamın orada olmadığına yemin edebilirdim.
Nefes nefese kapıyı kapatarak mutfağa giderek titreyen ellerimle çakmak aldım. Kendi çakmağımı şu uçak, hastane faslında kaybetmiştim. Çakmağı cebime koyduktan sonra dolaptan bir şişe su alıp merdivenlere yöneldim. Tam o sırada salondan biri seslenip "neden uyanıksın" dedi. Ses yabancıydı! Arkama dönüp baktım hiç kimse yoktu. Dışarda olanlardan  sonra bu da olunca iyice sinirlerim bozulmuştu. Beynim benle dalga mı geçiyordu?

Derin bir nefes alıp odama geçtim. Pencere eşiğine oturdum ve sigara mı yaktım. Aynı anda hâlâ dışarıda oturan o adamı izliyordum. Yaz günü sahilde vakit geçirir gibi bir havası vardı. Bir anda izlediği tarafa el sallayıp gülümseyince hızla o tarafa bakmaya başladım. Hiç birşey yoktu! Sanırım adam şizofren derken kendi kendime, tekrar adama döndüm beni izliyordu! Koca gözlerini iyice açmış korkmuş ve şaşkın bir biçimde beni izliyordu. Korkmuştum fazlasıyla korkmuştum gözlerini bakışlarına karşılık vermeme rağmen üzerimden almamıştı. Aniden ayağa kalktı ve bağırır gibi ağzını açtı. Sanki bağırıyor ancak sesi çıkmıyordu koşarak evine girdi. Kapıyı kapatmadan önce son kez bana baktı ve kışt kışt der gibi eliyle git hareketleri sergiledi ve kapıyı sertçe kapattı.
Şaşırmış ve korkmuştum. Bu da neydi? Anlamamıştım. Sigaramı son kez içime çektikten sonra söndürüp içeri geçtim. Artık uyumak istiyordum. Bugün yaşadığım şeyler yeterliydi daha fazlasını kaldıramazdım.
Yatağa geçtim ve çarşafımı üzerime çektim. Off yine o başladı. Her uyumak için uzandığımda başlayan çığlık yine başlamıştı. Henüz adamın yaptıklarını algılamakta zorlanıyorken birde bu tekrar başlamıştı. Yarın berbat bir gün olacaktı çünkü bu düşünceler ve ses migren ağrıma sebep olacaktı. Zorlada olsa uyumaya çalıştım.

Gözlerimi açtım. Hareket edemiyordum! Ordaydı iğrenç gülüşünü sergiledi ve koşarak üzerime geldi. Nefes alamıyordum. Buna engel oluyordu. Dışarıdan gelen motosiklet sesiyle yok oldu. Nefes nefese, kan ter içinde hızla yataktan sıçradım. Tekrar boynumu kaşımaya başlamış, hüngür hüngür ağlıyordum. Bir türlü kurtulamıyordum şu varlıktan. Nerde olursam olayım rahat bırakmıyordu beni.

Kendime çekmiş olduğum bacaklarımı tekrar uzattım ve elimi boynumdan çektim. Lavaboya gidip yüzümü yıkadım ve aynadaki yansımama baktım. Boynumu kızartmıştım. O pisliğin bana yaşattığı iğrenç günden sonra her defasında kötü olduğum zaman boynuma gidiyordu elim ve durmadan kaşıyordum. Biraz soğuk suyla ıslattıktan sonra tekrar yatağıma döndüm.

Saat sabahın 05.00 idi. Biraz daha uyumak istedim bir kaç saat sonra uyanacaktım zaten. Şarkı (lia shine- Aden P2) açtım ve uyumaya  devam ettim.
Buna ihtiyacım vardı anlatamayacağım kadar çok...

İÇİMDEKİ BOŞLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin