16.Bölüm

291 30 2
                                    

Takemichi, Kisaki'yi korumuştu ve mermi, etten kalkan sayesinde durmuştu. Herkes şokla iki yabancıya baktı: Takeo Tetta ve Takemichi Hanagaki...

Takeo:"Of çok can sıkıcısın, kardeşim söz dinlemiyor ve dangalağın biri işlerime burnunu sokuyor."dedi bir iç çekişme ile

Takemichi:"Senin burada...olmaman gerekiyordu."diyebildi karnını tutarken

Takeo:"Seni bilmediğimi mi düşündün Hanagaki? Gerçekten aptalsın. Toman'ı korumaya çalışırken ve her daim seni biliyordum."

Ortam karardı. Takemichi suratına Hina'nın yumruklarını yemiş gibi oldu.

Takemichi:"N-ne...bunca zamandır biliyorsan neden"dedi yüzünde bir umutsuzlukla.

Takeo:"Belli değil mi? Onları kurtarmak için boşa harcadığın çabayı izlemek zevkliydi ancak bu kadar yeter, ben kazandım. Avcumun içindesin sen, arkadaşların ve yakında bütün Japonya!!!" dedi kollarını iki yana açarken.

Kisaki:"Abi..."dedi adama doğru. Kabul etmek istemesede öz abisi onu bir kukladan farklı görmemişti... Sonunda kullanılıp atılacak olan o kukla...

Takeo:"Sen ayrı bir meselesin Kisaki. Sevdiğin kıza kavuştun diye bu onun Allah katına gitmeyeceği anlamına gelmiyor."

Takeo elini kumral saçlarının arasından geçirdi ve silahı tekrar onlara doğrulttu. Sakinleşmeye çalışır gibi eliyle kafa derisine masaj yaptı.

Takeo:"Sahibini bilmeyen köpeklere ihtiyacım yok."dedi soğukça.

Mikey ve İzana:"DURDURUN ONU!!!!"

İki zıt çete bu çağrıya ayaklandı. Takeo elindeki silahı ateşledi. Bir kişi düştü, sonra iki, bir süre sonra saymayı bıraktı.

Kan uçmaya çalışan bir kuş gibi havaya savruldu.

Mermisi hızla tükenmeye başladığında biri siyah bir arabayla bölgeye girdi.

Adam 1:"Kaptan seni yakaladım."dedi arabadan uzanan kişi, Takeo'yu kolundan kaptığı gibi araca attı. En büyük Tetta ona seslendi

Takeo:"Hanagaki eğer yaşarsan iyi edersin! Daha oyunumuz devam edecek!"diye bağırdı.

Takemichi:"Piskopat manyak!"diye hırladı.

Çokça kanayan karnı yüzünden ayakta duramadı. Mikey hemen ona koştu ve nazikçe onu tuttu.

Mikey:"Hey Takemitcy uyanık kal!!! Daha bana tatlı ısmarlayacaksın!"

Takemichi:"Ahaha"diye güldü. Her insanda olan güldüğünü oluşan o sıcak kırışıklık yüzünde yer aldı. "Mikey-kun yer değiştirdik ha?"

'Bu sefer ben senin elinde ölüyorum'

Takemichi:"Üzgünüm çocuklar, ben hiçbir şey başaramadım..."

Dudağını ısırırken göz yaşları düşmekle tehtit etti. Etrafındaki insanların çığlıkları tek onun için değildi.

"HAYIR!"

"TOJO!"

"ÜHÜ! ÜHÜ! ÖLME SENİ MAL!"

"Ben...benim yüzümden. Eğer daha dikkatli olsaydım...ögk"

Yerde yatan canlı yada cansız bedenlerin bir kısmı gözüne ilişti. Suçluluk duygusu kalbini sıktı. Bu onu boğuyordu. Soğuk teni ve kızıl kanı gördükçe geçmişte olanları hatırlıyordu.

Draken'in delik deşik vücudu, Emma'nın cansız bir şekilde kürsüde yatan hali, Baji'nin Chifuyu'nun kollarında gevşek bedeni, Hina'nın alevler içinde ölüsüne kadar herşeyi...

Kan kusarken refles olarak elleri göğsünü tuttu. Kan yemek borusundan yükselmiş onu boğuyordu.

Ambulansın sesi duyulunca gençlerin içini bir umut kapladı.

Draken:"Mikey gitmeliyiz yoksa yakalanırız."dedi kaptanına

Mikey, yaralıyı yere bırakırken arkadaşları tarafından çekildi. Evet şu anda önemli olan çetesini kurtarmaktı... Ancak genede bırakmak istemiyordu ve diğer insanlarında arkadaşlarını bırakmak istemediğini biliyordu.

Zor kararı her zaman kaptan yüklenmeliydi.

Mikey:"Toplanın gidiyoruz!" Diye seslendi.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yorumlarınız için çok teşekkürler. Sizi seviyorum~❤️

 Sizi seviyorum~❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Tokyo Revengers: göz yaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin