alacakaranlikmelezi = Eren nin Mikasa ya senden nefret ediyorum dediği sahne, 4. sezon.
*
"Eren!" Armin öfkeyle haykırdı ama kimse kararlı görünen yeşil gözlü oğlanı durduracak güce sahip değildi. Odayı boğucu bir gerilim kapladı. Armin nin yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuştu. "Sus artık-"
"Mikasa..." Eren can alıcı cümleyi acımasızca söyledi.
"Soyunma odandaki son fıstıklı kurabiyeyi ben yedim."
Mikasa göz yaşlarına boğuldu. "Hayır? E-eren NEDEN?!-"
"KESTIK!"
Yuvarlak masada oturan üçlü kahkahaya boğulurken yönetmen yine burnundan soludu. Bu oyuncular gözlerinin önünde büyümüştü. Yaş kazandıkça olgunlaşacakları yerde çekimleri daha çekilmez hale getiriyorlardı. En azından veletken utanıp sözünü dinlerlerdi. Özellikle de Eren sahnelerden ayrı bir keyif alıyordu. Ne zaman Mikasa ve Armin ile birlikte sahneleri olsa üçü bir şekilde cıvıtmayı başarıyorlardı. Bir yıl daha sözleşme imzalanmış olmasının yanı sıra hepsinin geniş bir hayran kitlesi vardı. Artık kovmak gibi bir seçeneği de yoktu.
"Eren biraz daha ciddi ol." yönetmen sabırla burnunun kemerini sıktı. "Bu sezonu sorunsuz kapatmak istiyorum."
"Pardon, pardon! Sadece Gabi için gergin havayı yumuşatmak istemiştim." dedi Eren, mahçup bir gülümsemeyle elini kahverengi saçlı kızın omzuna koydu. "Iyi misin Gabi, çok korkmuş görünüyorsun. Merak etme, gerçekten deve dönüşmeyeceğim." elindeki kana benzeyen kırmızı boyayı parmaklayıp kızın burnuna sürdü.
"H-hayır bir sorun yoktu." Gabi utangaç bir tavırla başını hızlı hızlı iki yana salladı. "Korkmuş görünmem gerekiyordu."
"Ha. Öyle mi?"
"Gabi ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor Eren." dedi Armin. Saçını düzeltmeye gelen makyöze izin verdikten sonra "Söyle şu repliği gitsin artık." dedi bezgince.
Mikasa sırıttı. "Bence ona yumruk atmandan korkuyor. Sonuçta gerçek bir yumruk olacak."
Eren yüzünü buruşturdu. "Ben mi? Armin den korkacağım? Onun yumruğu bana işlemez. Hem, benim de yumruk sahnem var, biliyorsun değil mi?"
"Ve sana ne attıysam karşılığını isterim." dedi Armin huysuzca. "Jean gerçekten vurduğunu söyledi."
Eren omuz silkti. Masaya geri oturdu. "Jean gibi porselen bebekleri dinleyeceksen işimiz var."
Kameraların arkasında makyajı yapılan Pieckle sohbet eden Jean "Seni duydum." dedi huysuzca.
Yönetmen çekimin tekrarlanacağı işaretini verince herkes yeniden rolüne girdi. Eren nin repliğinden başladılar.
"Mikasa... çocukluğumuzdan beri..."
"EREN!" Armin yerinden ayağa kalktı.
Mikasa nın gözleri şimdiden dolmaya başlamıştı. Karakterinin nadiren güldüğü sahneler vardı. Bu yüzden yıllar geçtikçe üzgün ve kızgın ifadeler yapmaya alışıktı. Bunda da oldukça başarılıydı. Artık gözlerini sulandırmakta zorlanmıyordu."Üzgünüm, repligim neydi?"
"KES!"
Yönetmenin uzun azarları ve oyuncuların konsantrasyonunu kaybetmesi sonucu on dakika ara verilmesi kararı alındı. Ne de olsa bu Eren nin çekimleri zorlaştırdığı ilk an değildi. Ancak yine de bugün ölçüyü biraz fazla kaçırmıştı. Eren bile ne zaman ciddileşeceğini veya ne zaman eğlenmesi gerektiğini bilirdi. Bunu bilen Mikasa da oğlanı lavabodan çıkarken sıkıştırdı.
"Tebrikler, bugün de yönetmeni çıldırttın."
Eren, onu beklediğini fark edince elini saçının içinden geçirmeye çalıştı fakat açık olmadığını fark edince kuyruğunu düzeltmekle yetindi. "Her gün üç öğün. Olmazsa olmazım."
Mikasa kollarını göğsünde kavuşturdu. "Elinde sonunda o repliği söylemek zorunda olduğunu biliyorsun, değil mi?"
"Ne repligi?"
"Hani şu durmadan söylememek için direndiğin cümle." Mikasa tek kaşını kaldırdı. "Biliyorsun, oynadığımız karakterler gerçek değil ve benden nefret etmediğini biliyorum. O yüzden durmadan çekimleri tekrarlatman mantıksız."
"Ah, gözünden de hiçbir şey kaçmıyor." Eren yamuk bir gülümseme verdi. "Eh, gerçekçi oynadığımı söylüyorlar, biliyorsun, harika oynuyorum, o yüzden kalbin kırılsın istememiştim."
Mikasa gözlerini devirdi. Eren ve egosu... "Bazen unutuyorsun ama burada rol yapan tek kişi sen değilsin. Gerçekten göz yaşı falan döktüğüm yok. Açıkçası benden nefret etmen umurumda bile olmazdı."
"Sahi mi?" dedi Eren, şaşırmıştı. "Senden nefret etseydim üzülmez miydin? Gerçek hayatta?"
Mikasa omuz silkti. "Eh, kahrolmazdım."
"Iyi... Harika." Eren mırıldandı. "Rahatça oynayabilirim o zaman."
"Evet."
"Içeride görüşürüz." Eren selam verdi. Ellerini cebine soktu. Yoluna devam etmek için yanından geçerken "Eren." arkasından seslendi Mikasa. Oğlan merakla başını çevirdi.
"Nefret etmediğin için mutluyum ama."
Eren nin dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Hayranlarına verdiği o sahte gulümsemelerden biri değildi, bu seferki sahici bir taneydi. Başını salladı.
......................................................................
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın ❤
Istekleri vakit buldukça okuyorum, biliyorsunuz Ackerman kitabı biraz yoruyor😅 Siz yine de görmek istediginiz bir an varsa bu bölümün altına yorum yapabilirsiniz.
Umarım beğenmişsinizdir.
Kalplerinizi adayın ve güvende kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AOT Günlükleri
FanfictionAttack on Titan, gerçek insanların rol yaptığı bir dizi olsaydı nasıl olurdu? Peki oyuncuların gerçekte hayatta birbirleriyle etkileşimini, set arkasını ve daha fazlasını görmek ister miydiniz? Eğer cevabınız evetse aradığınız her şeyi bu kitapta b...