arkdemegotunesokarim ın isteği= Eren ve Mikasa nın dondurma sahnesi
*
"Bu o pazardaki oğlan mı?" Mikasa çadırın önünde yaşlı bir adamla onlara el sallayan çocuğa işaret etti. Bir köşede sessizce duran Eren de yanına geldi. "Bir şey mi oldu?"
"Hayır... En azından daha değil." dedi Eren dalgınca Ramiz e bakarken. Mikasa anlamayan gözlerle oğlana döndü.
"Ne demek istiyorsun?"
Eren cevap vermedi. Öylece uzaktan sessizce çadırları izlediler. Bu sahneyi ilk kez çekiyorlardı ve yönetmen yoğunluk nedeniyle başka bir tekrar olmayacagını belirtmişti. Bu yüzden en iyi şekilde role girmeleri gerekiyordu. Erenle duygusal sahneleri çekmek Mikasa için her zaman zordu. O iyi bir oyuncuydu, savaş sahneleri çekerken her role kolayca uyum saglayabiliyordu ama iş Erenle aynı karede duygu paylaşmaya gelince oğlan sahneyi ondan daha yoğun yaşıyordu. Bu yuzden Mikasa yanında soğuk duruyordu.
Boğucu sahneyi ilk Eren nin repliği böldü. "Mikasa... Neden benimle bu kadar ilgileniyorsun?"
Mikasa şaşkın şaşkın gözlerini kırpıştırdı. "Ha?"
Eren daha içten bakışlarla yüzünü siyah saçlı kıza döndü. "Sadece küçükken hayatını kurtardığın için mi yoksa... aile olduğum için mi?"
Mikasa kekeledi. Böyle bir soruya nasil cavap vermesi gerektiğini bilmiyordu. Hayır, gerçekten bilmiyordu. Repliğini unutmuştu.
Eren karartılmış spot ışığı altında, parlak yeşilleriyle gözlerinin içine bakarken iyice ezberi çöp oldu. "Ben... senin için neyim?"
Mikasa yutkundu. Bir cevap vermesi gerekiyordu ancak cümleler boğazında tıkandı. Neydi şu aptal replik?? Mikasa ve Eren nin hikayesini farklı yere taşıyacak en önemli repliklerden biriydi. En azından yönetmen böyle söyleyip duruyordu.
Mikasa o an doğaçlama yapmaya karar verdi. O, karakterin yerinde olsa ne derdi? Ne de olsa çocukluğundan beri bu rolü oynuyordu. Artık oynadığı karakterle bir bütün sayılırdı.
"S-sen.... Ailesin."
Eren nin yüzunde beliren ufak bir şaşkınlık anında hayal kırıklığına dönüştü. Ardından yönetmenden bir kestik komutu geldi.
"Harikaydı Mikasa! Sondaki ufak değişiklige bayıldım. Herkese 5 dakika mola."
Mikasa kenara bıraktığı texte göz attı. Gerçek dialogda Mikasa nın sadece seni önemsiyorum, demesi gerekiyordu. Eren nin yanına geldiği fark ettiğinde kağıdı bir kenara bıraktı. Uzattığı su şişesine teşekkür etti.
"Doğaçlama mı yaptın yoksa repliğini mi unuttun?" dedi Eren yanındaki sandalyeye otururken. Ilk kez böyle takim elbiseler giyiyorlardı. Ve itiraf etmeliydi ki Eren e ondan daha fazla yakışmıştı.
"Sadece o an öyle söylemek geldi içimden." pek yalan sayılmazdı. "Sadece seni önemsiyorum demek pek karakterime göre değil. Hislerini itiraf edemeyecek kadar utangaç biri, Eren e herkes ten daha fazla değer veriyor ve onu kurtardığı için sevmiyor. Yerinde olsaydım sunduğun diğer seçeneği söylerdim. Zaten Eren i aile gibi görüyor."
"Evet, haklısın. Daha mantıklı olmuş. Beni de şaşırttın." dedi Eren.
Mikasa "Eğer devam edebilseydik sen ne söylerdin?"
Eren çenesini kaşıdı. Biraz düşündükten sonra "Karakterim bence Mikasa nın Ackerman güçleri yüzünden ona bağlandığından korkuyor. Ya da..."
"Ya da ne?"
"Sanırım bir kaçış arıyor."
Mikasa şaşkınca gözlerini kırpıştırdı. "Kaçış?"
"Eren nin neler planladığını biliyorsun. Eğer Mikasa ona farklı bir cevap verseydi elini tutup arkasına bakmadan kaçardı. Kalan yıllarını onunla yaşardı." Eren omuz silkti. "En azından ben öyle yapardım. Baskı altında olmadan, saklanmadan, korkmadan yasayabilecekleri, sadece ikisinin dahil olduğu kısa ama güzel bir hayat."
Mikasa nedense onun gerçek hayatından kaçmak istediği fikrine kapıldı. Bakışlarından anlayabiliyordu bunu. Çok küçük yaşlardan beri dizi sektörünün icindeydiler. Söhret ve para harika seyler olsa da bütün bu ilgi boğucu olabiliyordu. Diger insanlar gibi özgür bir hayat yaşayamıyorlardı. Her hareketleri yarınki gazetede bir magazin konusu oluyordu. Bazen Mikasa bile uzaklara kaçmak istiyordu.
"Eğer bir yerlere kaçmaya niyetleniyorsan hafta sonu boşum." dedi Mikasa, ağzından çıkanlara sadece Eren degil kendi de şaşırdı. Sanırım birden fazla empati duymuştu. Yeşil gözlü oğlan şaşkınca ona baktı. Ardından dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
"Bisiklet binmeyi sever misin? Biraz çamurlu bir rota ama."
Mikasa omuz silkti. "Bana uyar."
"O zaman sabah sekizde evinin önünde ol. Kahvaltı yapmana gerek yok, birlikte yaparız." dedi Eren. "Çok iyi sandviç hazırlarım."
Mikasa gülümsedi. "Orasına ben karar vereyim."
............................................................................
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın❤
Sanırım buna benzer bir şey yaşanırdı :) Siz ne düşünüyorsunuz?
Kalplerinizi adayın ve güvende kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AOT Günlükleri
FanfictionAttack on Titan, gerçek insanların rol yaptığı bir dizi olsaydı nasıl olurdu? Peki oyuncuların gerçekte hayatta birbirleriyle etkileşimini, set arkasını ve daha fazlasını görmek ister miydiniz? Eğer cevabınız evetse aradığınız her şeyi bu kitapta b...