Hoş geldiniz diyorum ve iyi okumalar diliyorum:)
Müzik önerisi: xylo- afterlifeNeydi şimdi bu? Yetmedi mi çektirdiği acılar?! Daha fazla mı canımı yakmak istiyor? İstesin. İstesin ama sadece istemek ile kalacak çünkü benim artık yanacak bir canım bile kalmadı.
Jeon ile oturduk o bankta. Konuştuk, daha doğrusu o anlattı ben dinledim. Anlattığı şeyler birbirinden çok farklıydı ama yine de dinledim. Şaşırtıcı bir şekilde Jeon'u dinlemek, dinlenmek gibi geldi.
"Bayım, siz hiç bir şey anlatmadınız ama!" Buram buram sitem kokan cümlesiyle ona döndüm. Ne anlatabilirdim ki?
"Ne anlatmamı istersin?" Kısa bir duraklama yaşadı.
"Kendinizi." Kendimi mi? Kendimi anlatamazdım ki.
"Kendimi anlatamam."
"Niye ki?" Çünkü ben bile kendimi bilmiyorum Jeon. Han Seo'nun sesini duyunca oraya baktık. Yere düşmüştü.
Hemen yanına koştum. Eğildim.
"Seo iyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu? Nasıl düştün? Niye dikkat etmiyorsun?!" Jeongguk koluma dokundu.
"Bayım, biraz sakin mi olsanız? Küçüğün bir şeyi yok. Bakın." Eliyle nazikçe küçüğü kaldırdı. Dizlerindeki tozları silkeledi. Önce küçüğe baktı. Uzunca. Küçükte ona baktı. Ona gülümsedi.
Küçük gözlerini çekince, Jeon'da gözlerini çekti ve bana baktı. Gülümsedi. Ama benim kaşlarım çatıldı. Bu ne demekti?
"Bakın bayım, bir şeyi yok arkadaşınızın." Zorla gülümsedim.
"Sağol." Seo'ya döndüm.
"Bir sorun... Yok değil mi?" Gözleri hafiften doldu.
"Hayır.. ama canım biraz acıyor, eve gidebilir miyiz?" Canı acıyor gibi gözükmüyordu ama zorlayamazdım.
"Tamam, gidiyoruz küçük." Ayağa kalktım onuda kaldırdım. Jeon'a baktım.
"Senin için sorun olur mu?" Gülümseyerek başını sağa sola salladı.
"Hiç sorun değil. Sanırım arkadaşınız çok yorulmuş, iyi dinlensin." Tebessüm ettim.
"Teşekkürler biz gidelim artık." Başını salladı.
"İyi günler bayım. Görüşürüz."
Tam arkamı dönmüştüm ki Jeon bana seslendi.
"Bayım! Telefon numaranızı almadım!" Ah doğru ya.. Arkadaşlar böyle haberleşirdi. Telefon numaramı verdim. Çaldırdı, kaydetti. Tam gidiyordum ki sesini duydum.
"Bayım.. beni nasıl kaydettiniz?" Yüzüne baktım. Ben konuşmadan konuşmaya başladı.
"Bakın evet çok çocukça ama merak ediyorum~ Ne olur söyleseniz?" Derin bir nefes aldım.
"Ne diye kaydetmiş olabilirim? Jeon diye kaydettim." Yüzü düştü.
"Ama bayım ben sizi adınızla kaydetmedim.."
"Ne diye kaydettin?"
"Söylemeyeceğim. Küstüm size sakın peşimden gelmeyin." Arkasını döndü tam gidiyorken tekrar bana döndü.
"Sakın peşimden gelmeyin." Tekrar döndü. İki adım sonra tekrar döndü.
"Sakın ha geleyim demeyin."
"Tamam." Gözlerini kocaman açtı. Tanrım bu hali çok tatlıydı. Güldüm bu haline. Kaşlarını çattı.
"Pardon da neye gülüyorsunuz acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İly<3/Taekook
FanfictionBu iki adam bataklıktan çıkabilecek güçteydi. Ama çıkamadılar. Yada kim bilir belki de çıkmak istemediler. [Taekook, Yoonmin]