Uzun zaman oldu değil mi?
İyi okumalar diliyorum:)The neighbourhood - daddy issues
Canım acıyor anne... Dayanamıyorum. Sen nasıl dayandın? Sen ihaneti nasıl kaldırdın? Bunca yıl.. bunca yıl sonra seni seviyorum anne.. özür dilerim, sana değilde 'ona' inandığım için özür dilerim. Biliyorum. Artık çok geç ama biliyorum. Ben bu dünyaya ait değilim anne. Yanına geliyorum..
Duruşma salonunun ortasında ki sanık kürsüsünde duruyordu genç adam. Jeongguk ise sol yanda ki masada duruyordu. Genç adam korkuyordu. Evet, korkuyordu. İçinde öyle bir his vardı ki.. aklında ki güzel düşünceleri bile sis kaplamıştı. Jimin'e baktı. Oturmuş, tek bacağını hızlıca sallıyor, ellerini açıp kapatıyordu. Jimin'in de gergin olduğunu anladı. Çünkü Jimin sadece gergin ve korkmuş olduğunda bacağını sallayıp, ellerini açıp kapardı.
Genç adam önüne döndü. Zaten kardeşi gergindi, birde kendi korkusuyla onu boğmayacaktı. Başı yerdeyken kaldırdı başını ve Jeongguk'a baktı. Jeongguk da ona bakıyordu. Kalbi tekledi.. anlamlı bakıyordu. Sanki şey gibi.. 'her zaman yanındayım' gibi. Genç adama gülümsedi içten bir şekilde.
Her şey iyi olacaktı. Başka çaresi yoktu çünkü. Her şey iyi olmalıydı..
Hakime hanımın gelmesiyle ayağa kalktı Jimin ve Jeongguk. Genç adam zaten ayaktaydı. Hakime hanımın işareti ile oturdular.
"Sanık Kim Taehyung, Seo Jun'u evlat edinmek için dava açmışsınız."
Taehyung fazlasıyla gergindi. Çünkü Jeon'un söylediğine göre evlat edinmenin kolay olacağını söylemişti. Gerekli belgeleri tamamlamıştı.
"Evet hakim hanım." Hakime başını yavaşça yukarı aşağı salladı.
"Peki, Seo Jun'u evlat edinmek için yeterli misiniz?" Hakimenin suratı buz gibiydi, gözlerini okumak imkansızdı, sanırım bu ifadesi ile buraya kadar gelmişti.
"Hakim hanım, müvekkilim her konuda, maddi manevi her şekilde Seo Jun'a iyi bir ebeveyn olacağı kesindir."
Hakime, Jeon'a doğru döndü. Gerçekten de kısa siyah saçları, oldukça çekik gözleri, keskin çene hattı ile hem çekici hemde korkunç gözüküyordu.
"Pekâlâ, buyrun avukat Jeon Jungkook anlatın bakalım, 10 yaşında ki küçük bir çocuğa bekar bir adamın nasıl bakabileceğini."
Genç adam, kaşlarını çattı bu söz ile. Ne demek istiyordu bu kadın? Tam ağzını açmışken, Jeon derin nefes alıp lafa girdi.
"Müvekkilimin bekar olması, hiçbir şekilde 10 yaşındaki küçük bir çocuğa zarar vermeyecektir." Diyerek başladı. Genç adam hafifçe gülümsedi ve Jeon'a baktı. Jeon, kendisinde olan, siyahın binbir tonunu içinde barındıran bir çift gözden haberi olarak devam etti.
"Yaklaşık iki hafta boyunca Seo Jun'a müvekkilim bakmıştır. İlk bulduğunda merhamet ederek, çoğu kişinin yapmayacağı şeyi yaparak evine almıştır. Onu beslemiş, giydirmiş, yanında uyutmuş, parka götürmüş ve daha birçok her ailenin yapacağı şeyi yapmıştır. Üstelik tek başına. Maddi olarak da durumu bir çocuğa bakacak kadar yeterlidir. Dilerseniz size müvekkilimin, maddi durumunu gösteren dosyayı verebilirim."
Hakime başını salladı ve kendisine uzatılan dosyayı aldı. Duruşma salonunda kısa bir sessizlik oluştu çünkü hakime dosyayı inceliyordu. Daha sonra ise başını kaldırıp, tekrar Jeon ve genç adama döndü.
"Peki, bu çocuğun bir anneye ihtiyacı olmayacak mı? Hayatı boyunca bu eksikliği hissetmeyecek mi? "
Genç adamın gözleri doldu. Anne.. ne kadarda kutsal bir kelimeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İly<3/Taekook
FanfictionBu iki adam bataklıktan çıkabilecek güçteydi. Ama çıkamadılar. Yada kim bilir belki de çıkmak istemediler. [Taekook, Yoonmin]