seoul baby

Bölüm 1, They say I'm too young to love you

Bölüm 1, They say I'm too young to love you

for; Lana Del Rey
İyi okumalar🍷

••••

(Kim Taehyung)

En sevdiğim tekila parmaklarımın arasında, kirpiklerimin ardında duran o terli bir şekilde elindeki gitarını tutuyorken göğsüm sıkışıyor, ateşe el değmişcesine masanın üzerine bırakıyordum içtiğim içkiyi.

Hangisinin ne kadar sarhoş edici olduğunu bilmiyordum. Sadece, saatlerimi vererek onu izliyor ve onun sevmemek için sebepler arıyordum. Ona daha ne kadar şarkılar yazacağımı bilmeden, ve o daha ona yazdığım tüm şarkıları böylesine içten bir şekilde ne zamana kadar söyleyeceğini bilmeden okumaya, kalbimi tekleten nakaratlara geldiği sesinin oktavı ile kendi avareliğimde dans etmeme sebep olmaya devam edecekti, bilmiyordum.

Ben Jeon Jungkook'un yirmi yedisinde bulurken, on sekizime yeni basmış biri olarak onunla, onun içimde bıraktığı tutkuyla nasıl yaşayacağımı bilmiyordum.

Ağzı yarımca açılmıştı. O minik dudakları, arka fonda yayılan küçük tonlarla girişe hazırlanırken sol bacağı ile ritim tutuyor ve alışkını olduğu kalabalığın içinden sıyrılarak minik bir nefes alıp veriyordu. Göğsü kabarıyor, adem elması o kalın boynunda şekilleniyorda şekilleniyordu.

Ben o şeklin içinde büzüşüyordum. Çünkü tüm sahnenin ışıkları ona vuruyor, ben karanlığın içinde o toyluğumla ona arzu ile dikkat kesilmiş gözlerimi ondan yana hiçbir yere çeviremiyordum.

Ve o, ona yazdığım ilk şarkımı ondan tekrardan duyuyor olmamla tüylerimi ürpertiyordu.

"Seni sevmek için çok genç olduğumu söylüyorlar.
Neye ihtiyacım olduğunu bilmiyorum.
Anlamadığımı sanıyorlar,
Ama bilmiyorlar ki,
gözüm sadece seni anlamak için üzerinde dolanıyor.
Ve onlara diyorum ki; canınız cehenneme!
Ama bilmiyorlar ki,
Dudaklarım sadece sen öp diye aralanıyor.
Ve onlara diyorum ki; canınız cehenneme!

Şimdi elimde sana benzettiğim sıcak şarabım,
Kağıtlara sıkışmış onlarca şehvetin izi,
Sadece kalbine yaslanıyorum,
Orada çırılçıplak kaldım.
Sadece senin için soyundum.
Seninle soyundum.
Sana soyundum.

Seni sevmek için çok genç olduğumu söylüyorlar.
Neye ihtiyacım olduğunu bilmiyorum.
Anlamadığımı sanıyorlar,
Ama bilmiyorlar ki,
gözüm sadece seni anlamak için üzerinde dolanıyor.
Ve onlara diyorum ki; canınız cehenneme!
Ama bilmiyorlar ki,
Dudaklarım sadece sen öp diye aralanıyor.
Ve onlara diyorum ki; canınız cehenneme!"

Kalabalığın içinde, "Onun için soyun Jungkook," diye bağıran kesime karşı öylesine gülücükler atıyordu ki, onu afallayarak izleyen beni olduğum yerde kirletmişti. O bana dair her şeyi uzaktan görünen varlığı ile çokça kirletmişti.

O terli atletini görmeye aç kaldığım kaslarının üzerinden beni olduğum yerden çıldırtacak şekilde yavaş çıkardığında, nefes alamadım bir kaç saniye. Şehvetin renk bulanmış bedeni soyunmuştu. Ben tarafından ona karşı karalanmış o sözlerden ötürü.

Sonrasında hemen arkadaki bateristi olan en yakın arkadaşı Hyunjin'e veriyorken, ne yapacağını biliyordum. Onu bir yıldan biraz fazla süreyle seviyor ve atacağı her adımı önceden ön görebiliyordum. Ben onun gözlerinde geçen sahte samimiyetinden, o ulaşılmaz duran yaşam tutkusunun içinde ne çok yalnız olduğunu görebiliyordum. Bu yüzden bu adama böylesine tapıyor ve kendimden geçiyordum. Onunla birlikte kirli dünyanın en yakıcı cehennemi bulana kadar düşlüyor da düşlüyordum.