9

382 51 482
                                    


Londra, Haziran 1909

King's Cross İstasyonu

Levi ve arkadaşları istasyona vardıklarında istasyon neredeyse boştu. Isabel ve Furlan, işe dönmeden önceki son tatillerinin tadını çıkarmak için Londra'ya gelmelerinin üzerinden bir ay geçmişti. Londra'da kaldıkları süre boyunca sanki daha önce hiç Londra'ya gelmemiş gibi gezmişlerdi. Ki yarı yarıya ilk kez gelmiş sayılırlardı çünkü Londra'nın aydınlık yüzünü ilk kez görmüşlerdi. Gerçi şehirde değişmişti. Bazı gecekondu bölgeleri yıkılmış, onların yerine yeni yapılar geçmişti. İstasyon büyütülmüştü.

"Her şeyini yanına aldın değil mi? " Levi, biniş platformunun önünde durdu.

"Evet!" Isabel bavulunu kaldırıp salladı. "Bir şeyi unuttuğumu farkedersen Petra'ya vermen yeterli. O bana ulaştırır."

Levi tekrar konuşmadan önce bir an tereddüt etti.

"Kalmak istemediğine emin misin? Burası eskisi gibi değil. Eminim Erwinle konuşursam tayinini buraya alabilir."

Isabel gülümseyerek ellerini tuttu. "Seni sık sık ziyarete geleceğim söz veriyorum ama şehrin gürültüsünü daha fazla katlanabilir miyim bilmiyorum. Kırsal kesim benim için kesinlikle daha iyi."

Furlan yanağının içini ısırıp sinirli bir şekilde güldü."Kırsal, tamam," diye tekrarladı Isabel'i.

Levi'ın bakışları yere kaydı, doğru kelimeleri bulmaya çalışırken düşünceli bir şekilde başını salladı.

"Sadece seni yalnız bırakmak istemiyorum." dedi Levi hızlıca. Sonra Furlan'a döndü. "Sanırım... şimdilik ayrılıyoruz ha?"

"Sanırım, evet..." dedi Furlan ona bakmadan.

Bir dakikalık sessizliğin ardından, Furlan bavulunu yere bırakıp Levi'a sarıldı. Levi ani sarılışına başta karşılık vermese de sonradan o da ona sarıldı ve sırtını sıvazladı.

"Buraya sağ salim geri dönmeye çalış. Askeriyeyi yakmak istemiyorum." dedi Levi, elini Furlan'ın omzuna koydu. "Ayrıca Hindistan'dan elinde çocukla dönersen seni eve almam."

"Noel'de geleceğim ve merak etme yanımda bir çocuk olmayacak." dedi gülümseyerek. "Sen de beladan uzak dur. Senin götünü kurtarmak için her zaman yanında olamam."

Levi kıkırdayarak Furlan'ın göğsüne bir yumruk attı.

Isabel'in burnunu çektiğini duymalarıyla ona döndüler. Eliyle gözlerinden akan yaşları silmeye çalışıyordu. Furlan ve Levi ellerini durması için sağa sola salladılar.

"Aman Tanrım, Isabel, hayır-" Levi gözlerini devirdi.

"Lütfen yine başlama-"

Isabel hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarken ikisini de kendine çekip sarıldı. "Siz benim bu hayatta sahip olduğum tek şeysiniz."

Furlan yaşarmış gözlerine rağmen gülümseyip Isabel'in göz yaşlarını silerken Levi gözyaşlarını tutabilmek için başını yukarı kaldırıp yaşların gitmesini bekledi.

"Tamam." Geri çekilmeden önce ikisinin de sırtlarını sıvazladı. "Yeter artık, Tanrı aşkına birbirimizi bir daha göremeyecekmişiz gibi davranmayın!" diye kızdı sahte bir sinirle.

Diğer ikisi kıkırdadı, sonra trene binmek için bavullarını aldılar ve trene bindiler.

"Kaptan Smith'e benim yerime teşekkür et!" diye bağırdı Furlan trenin penceresinden kolunu sallayarak.

1918 •Eruri•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin