Yavaşça gözlerimi aralayıp üzerindeki minik canavara sarılıp onu gıdıklamaya başladım.Ece'nin kıkırdamaları,küçük çığlıkları odamda yankılanırken annem kapıdan mutlu bir şekilde bizi izliyordu.-Ailemin tek çocuğuydum annemin Ece'ye bakıcılık yapmasından sonra ailemizde olan ikinci çocuğa özlem duygusu az da olsa yatışmaya başlamıştı Ece'yi kendi kardeşim gibi seviyordum okula gittiğim için fazla göremiyor olsam da pandeminin ortaya çıkması ve yasakların başlamasından dolayı artık her gün Ece'yi görebiliyordum.Sanırım pandeminin çıkmasına sevinmemin tek nedeni buydu.- Günlük uyandırma seansımızın bittiğini bildiren annemin hadi kahvaltıya sözüyle Ece'yi kucağıma aldım ve mutfağa gidip kahvaltıya oturduk kahvaltı yaparken annemin Ece ile ilgilenirken ne kadar pozitif ve mutlu olduğunu gördüm Ece gerçekten bize iyi geliyordu.
Burada ben kendimden bahsetmedim size ben Eda Öztürk on sekiz yaşında ailesinin tek çocuğu ve gözdesi olan hayat dolu enerjik bir kızım.Bu yıl üniversite sınavına hazırlanıyorum ailem bana çok güveniyor ama benim kendime ne kadar güvendiğim hakkımda bir fikrim yok.
Pandeminin olmasından beridir de kendime olan güvenim giderek azalmaya başladı doğru dürüst ders çalışamıyorum çünkü.Annem her ne kadar bana destek olmaya çalışsada bir noktadan sonra duruyor her şey.
Kahvaltı masasını kaldırıp anneme yardımcı olduktan sonra odama geçip kapıyı kapattım ders çalışmam gerekiyordu zaten bir saat sonra online dersim vardı.Kitaplarımı açıp çalışmaya başladım bir süre sonra odamın kapısı tıklandı ve annem kucağında Ece ile içeri girdi.
"Eda Ece'yi alıp sitenin parkına çıkartır mısın bugün almaya dayısı gelecekmiş o gelene kadar oynasın parkta."
Annem bu sözleri derken Ece de kucağında parka çıkacağını öğrendiği için "Park,park,park" diye ritim tutturmuş ellerini çırpıyordu az sonra online dersimin başlayacağını ders bitikten sonra çıkarabileceğimi söyleyerek annem ve Ece'yi odadan dışarı çıkarttım.
Online derslerden nefret ediyordum çünkü hiç bir şey anlayamıyordum.Dersi bıkkın bi şekilde dinledikten bi kaç soruya da bende derste vardım dercesine cevap verdikten sonra bilgisayarımı kapatıp üzerime rahat bir şeyler giymek için dolabıma yöneldim hava çok sıcak olmasada yazın geldiğini belli eden bir sıcaklık hakimdi. Üzerime yazlık bir eşofman takımı giyip başımada şalımı yaptıktan sonra aynaya baktığımda her şeyin tamam olduğuna karar vermişken bir şey unuttuğumu fark ettim;"MASKE" pandeminin bizde asla kurtulamayacakmışız hissi veren kalıcı hediyesi gibi duran maskemide taktım ve Ece'yi de alarak sitenin bahçesine indim.
Ece bahçeye iner inmez kucağımdan kurtulmak için çırpanışlarda bulunduğunda ona bir yerini inciltmemesi gerektiğini söyleyerek yere bıraktığımda küçük sevinç çığlıkları ile oraya buraya koşuşturuyordu.
Komşumuzun küçük çocuklarıyla birlikte yarım saat oynandıktan sonra yanıma geldi ve banka oturmaya çalıştı annemin onun için küçük kutuya koyduğu muz ve çilekleri çıkartıp yedirdiğim sırada bir çift kahverengi gözle karşılaştım.Sanırım böyle bir kahverengi gözü hayatımda hiç görmemiştim ne siyah ne de kahverengiydi insanı içine hapsedecek türden bir koyuluğu vardı.Ben o bir çift göz ve sahibini incelerken Ece ağzında çileği ile "Dayıııı!" diye bağırdı.
Ece'nin dayı diye bağırmasıyla irkilmiş,bir Ece'ye bir de adını bilmediğim bay kahverengiye bakıyordum.Annem Ece'nin dayısının geleceğinden bahsettiğinde orta yaşlı bir adam düşündüğümden karşımda tahminen 18-19 yaşlarında duran çocuğu görünce şok geçirmem normaldi.Ben bu şaşkınlığımı belli etmemeye çalışırken Bay kahverengi Ece'yi kucağına aldı ve havada döndürmeye başladı.
"Dayısının prensesiii!"
Dayı yiğeni izlemeye daldığım sırada Bay kahverengi Ece'yi yanıma oturtup elini bana uzatarak "Merhaba ben Atakan Ece'nin dayısıyım."dedi.
Atakan! Bay kahverengi az önce benle konuşmuş ve adının Atakan olduğunu demişti.Kendimle ne saçmalıyor olduğum Atakan'ın sıradan bir insan olduğu sıradan bir soru sorduğu kendime gelip abartmamak gerektiği hakkında kendimle iç savaşta bulunduktan sonra bende elimi uzatıp kendimi tanıttım."Ben de Eda Ece'ye bakıcılık yapan kişinin kızıyım."
Atakan küçük bir tebessüm ederek tanıştığına memnun olduğunu dile getirdi.Bu kısa konuşmadan sonra ikimizde konuşmayı bitirmiş ve susmuştuk ben Ece'ye muzunu ve çileğini yediriyor ve bir taraftan da az önce adının Atakan olduğunu öğrendiğim Bay kahverenginin ne kadar egolu kasıntı bir tip olduğunu düşünüyorken annem geldi.Atakanla küçük tanışmalarından sonra aralarında sohbet etmeye başladılar ne yani tüm suskunluğu sadece bana mıydı bu çocuğun? Hiç bozuntuya vermeden Ece'yi de alarak salıncağa götürdüm ama içimde garip bir his vardı neden benle konuşmamıştı bu çocuk? Aman neyse ne diye düşünerek Ece'yi sallamaya başladım. Ece sallanırken dayı diye bağırarak Atakanı yanına getirmiş onu çok özlediğini belli ediyor ve yanından ayrılmaması için minik şebeklikler yapmaya çalışıyordu.Atakan benim yerime Ece'yi sallamaya başladı ve bir süre sonra artık eve gitmeleri gerektiğini söyleyerek Ece'yi alıp eve götürdü.
Bizde annemle eve çıktığımızda odama çekildim bir duş alarak ders çalışmaya başladım ama çalışamıyordum soruyu okumaya çalıştığım anda gözümün önüne bir çift kahverengi göz geliyordu.Sonra dayanamayarak akşam yemeğini hazırlamaya başlamış olan anneme yardım etmeye başladım annemle konuşarak yemeği hazırlamaya koyulduk.Babam geldiğin de yemeğimizi yerken babam Ece'nin nasıl olduğunu sordu.Annemde Ece'den bahsederken Atakan'ın geldiğini ve ben Ece'yi salıncakta sallamaya gittiğimde kaçırdığım detaylardan bahsetmeye başladı.Akdeniz üniversitesi çocuk gelişimi bölümü birinci sınıf öğrencisi olduğunu bir hafta Sinem teyzelere-Ecelere yani- kalmaya geldiğini söyledi.Annem bunları anlatırken bende bir taraftan Atakan'ın benle neden konuşmadığını düşünüyordum.Birden aklıma sevdiği kız olabileceği düşüncesi geldi ve sebepsiz bir şekilde kendimi kötü hissetmiştim. Sonra bu kötü hissi kovarak beni ilgilendirmediğini düşündüm.Evet beni ilgilendirmiyordu daha bi kaç saat önce tanıştığım egolu kasıntının biri olan insan beni ne kadar ilgilendirebilirdi ki ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No:09
Подростковая литератураEda hayatında ilk kez birini sevmeye başlamış aşkta tecrübesi olmayan bir kızdır.Annesinin baktığı çocuğun dayısı olan Atakan'a aşkını kendisinden bile saklarken günün birinde farklı bir şehirde olan ve hiç tanımadığı ansızın hayatına giren Burak'a...