|on sekizinci bölüm|

6.2K 546 154
                                    


Yanıyordum.

Hyunjin'in ağzımı talan eden dili beni yakıyordu.
Düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim, daha fazlasını ve daha da fazlasını istiyordum.
Ne yaptığımdan emin değildim, parmak uçlarımın değdiği her yeri çiziyor ve kendimi üstümdeki bedene sürtmek için kalçamı kaldırıyordum.

Bacaklarımı okşayan elleri kontrolü kaybetmemi daha da hızlandırırken acımasızca kan kırmızısı saçlarını çekiştirmekten geri durmuyordum.

Soluklarım kesilirken Hyunjin bana alan tanımak için dudaklarımdan uzaklaşmıştı.
Ama istemiyordum, bir saniye bile teması kesmek istemiyordum. Asla düşünmeyeceğim şekillerde düşünüyordum bizi, bedenimin kontrolü bende değildi ama bundan rahatsızlık duymuyordum.

Omegam alfasını istiyordu.

Dudaklarımız tekrar buluşurken üst dudağımın ısırılması ile geceye küçük bir inleme bıraktım.
Alfamın ince uzun parmakları vücudumda okşanmadık yer bırakmazken kalçalarımı yavaşça yarıp geçen parmağı ile bu sefer onun dudağını ısıran ben olmuştum.

İhtiyaç doluydum.

"Sakin ol miniğim, bütün gece bize ait."

Gözlerim yaşarırken yuvamdan içeri ağırladığım ikinci parmakla zevkle inledim. Kurdum çıldırıyordu, mühür yerim yanıyordu.
Hyunjin ise bunu hissedermişçesine parmaklarımı okşuyor ve boynumu morartacak derecede ısırıp öpüyordu.
Halbuki parmaklarımı okşaması onu daha fazla içime alma isteğimi arttırıyordu.

"Alfam, alfam, alfam..."

Sayıklarcasına adını söylüyordum. Dilim pelte gibiydi, sözcükler anlamsızdı. Sadece onu istiyordum, gerisi umurumda değildi.
Parmakları yuvamdan ayrılırken hissettiğim boşlukla huzursuzca kaşlarımı çatmıştım.

Sadece kısa süreliğine hissettiğim zevk bile beni biterecek haldeyken neden durduğunu anlamıyordum.

"Alfam devam etsene, neden durdun? Devam et, parmaklarını istemiyorum ama seni istiyorum lütfen."

Kırmızı gözleri ile beni izleyen alfamın yüzünü ellerim arasına almıştım. Kanlanmış dudakları öyle nefes kesiciydi ki onları tekrar öpmek için çıldırıyordum.

"Miniğim, korunmamız gerekiyor."

Neyden bahsediyordu?
Anlamıyordum, sadece sinirliydim. O içimde olmadığı için sinirliydim. Bu yüzden hareket etmesine izin vermeden onu yatağa itip kucağına çıkmıştım. Elleri anında kalçalarımı kavrarken hissettiğim büyüklükle dudaklarımı ısırarak sürtünmeye başlamıştım. Ellerim Hyunjin'in kaslarını okşarken o fark etmeden onu kendi deliğime konumlandırmaya çalışıyordum.

"Neden, istemiyor musun yoksa? Bebeğimiz olsun istemiyor musun, bizden bir parça olmasın mı karnımda?"

Ben demiyordum bunları, o da sarı gözlerimi gördüğü sürece bunu biliyordu ama onu zevkle içimde ağırlarken kendinde olmayan tek kişi ben değildim.

Sabaha kadar Hyunjin her defasında içime gelirken durmak istediğini söylediğinde ona bir bebeğimiz olursa ne kadar güzel olacağını söyleyerek daha da hırslandırmaktan geri durmamış ve yorgunluktan uyuyakalana kadar kızgınlığımı onunla geçirmiştim.

Ve soracak olursanız hiç de pişman değildim.

Beğenmedim çünkü açık açık smut yazabilen birisi değilim neyse...

Beğenmediğim için erken finale bile gidebilirim şu an

- larren

flowers ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin