8.BÖLÜM: LANETLİ HAYATLAR

14 3 0
                                    

Kaya Kuzgun'dan :

Şubede, masamda oturmuş etrafımda olup biteni izliyordum. Evraklar elden ele geçiyor, şüpheliler sorguya çekiliyordu. Yeni cinayet vakaları bildiriliyor,bir memur bana kahve getiriyor, bir memur adli tıp sonuçlarını masama bırakıyordu. Dünya dönüyor. Hayat bir şekilde devam ediyor. İnsanlar sabah uyanıp işe gidiyor, bir katil kurbanını seçiyor, bir katil kurbanını öldürüyor, bir katil kurbanıyla birlikte ruhunu öldürüyordu.

Hepimiz bir ruhun katiliyiz. İster bilerek ister bilmeyerek de olsa bir ruhu öldürüyoruz. Belki unutarak belki kırarak belki terk ederek belki o ruhun sahibini görmeyerek, hissetmeyerek öldürüyoruz.

Bir yerlerde ona gülümsemediğimiz için ruhunu parçaladığımız, onu sevmediğimiz için kalbini ellerimizle cam misali kırdığımız, onu fark etmediğimiz için bir yerlerde son nefesini veren ruhlar var. O ruhların lanetiydi belki de lanetli hayatlarımızın sebebi.

Lanetli hayatlar.. Benim lanetimi getiren ruh hangisiydi? Kime aitti?

Masamda oturmuş hayatı sorgularken Giray'ı görmemle daldığım düşünce denizinden çıktım. Otopsi raporunu inceleyip incelemediğimi soruyordu. Uğur Taşkın cinayeti. Vahşeti simgeliyordu adeta. Hangi nedenle böyle bir cinayet işlersin ki? Birini böyle öldürmek için sana en fazla ne yapmış olabilir ki?

Otopsi raporunda Seda'nın söylediklerine ek olarak bir kaç şey vardı. Beklenenin aksine kan örnekleri maktüle aitti. Katile ait doku örneği yoktu. Maktülün kanında zehirli çiçeğin toksik etkisine rastlanmıştı. Çiçeği yedirerek maktülün iç kanama geçirmesine sebep olmuştu. İç kanamayla birlikte organlarının iflas etmesi sonucu ölmüştü. Ölmeden önce darp edilmişti. Yüzünde bir çok ezik ve kırık vardı. Maktülün üzerindeki kesikler kuvvet uygulayarak açılmıştı. Bir erkek bunu fazla kuvvet uygulamadan açabilirdi. Kadının sağlak olduğu kesiklerin yönünden  anlaşılıyordu.

Mobese kayıtlarını inceletmiştim. Ormanın etrafında mobese yoktu ama ormana giden yolda mobeseler vardı. Oradan bir şeyler çıkacağını biliyordum. Uğur Taşkın adına kayıtlı araç orman yoluna giriyor. Araçta ondan başka kimse yok. Ormana geliyor yirmi beş dakika sonra araç dönüş yolunda görülüyor. İçindeki şahsın yüzü görünmeyecek şekilde gizlenmiş. Sadece elleri görünüyor. Küçük eller, ince uzun parmaklara sahip bu bulgu kadın eli olduğu düşüncesini beraberinde getiriyor. Araçtaki silüet iri birine ait olmaması da bunu destekliyor.

Araç şehrin içine girdiğinde tesadüfün böylesi dedirtecek bir yere gidiyor; Furkan Onur cinayetinde, Furkan'ın kadını aldığı sokağa.  Yine aynı yere, kameraların görmediği apartmanın önüne. Teyit ettirmiştim, Uğur Taşkın'ın aracı aynı apartmanın önünde anahtarı üzerinde park edilmiş haldeydi.

Bu durum tesadüf olacak kadar normal değildi. Ortada iki cinayet var, iki cinayetin katili kadın, iki cinayetin bağlantı noktası aynı yer.

Apartmanı ayrıntılı olarak incelemem gerekiyordu. Mahalle sakinleriyle konuşmam gerekiyordu. Giray ile aracın bulunduğu mahalleye girmek için yola çıktık. Mahalleye varmamız kısa sürmüştü.

Seda aracın yanında duruyordu. Elindeki dosyaya bir şeyler yazıyordu. Araçtan inip Seda'nın yanına adımladık. Geldiğimizi fark ettiğinde başını kaldırdı.

'Merhaba Seda.' dedim.

'Merhaba. Nasılsın?' dedi.

'İyiyim sen nasılsın?' dedim. Son karşılaşmamızda onun halini hatrını sormadığım için sitem etmişti. Aynı durumla karşı karşıya kalmak istemediğimden hemen konuya giriş yapmadım.

'İyiyim. Teşekkür ederim sorduğun için.' dedi.

' Ne buldun? 'dedim aracı işaret ederken.

' Gariptir ki katile ait parmak izi yok Uğur Taşkın'ın parmak izi var sadece. Direksiyonda kan lekeleri vardı Uğur Taşkın'a ait olan. Ona işkence ederken giydiği eldivenlerle aracı kullanmış. Araçta toprak vardı. Ormandaki toprakla aynıydı. Apartmana çamurlu ayakkabılarıyla girmiş. Kapı kapı gezip çamurlu ayakkabıları bulursan katili buldun demektir. ' dedi alayla. Bir de dalga geçiyor şuan tam ihtiyacım olan şey!

KARANLIK TARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin