"O zaman detayları bir sonraki görüşmemizde konuşuruz, o zamana kadar kendinize iyi bakın." Yüzümdeki pazarlamacı gülümseme ile genç çifti odamdan gönderdiğimde derin bir nefes aldım.
Asıl olay birazdan başlayacaktı ve buna hazır mıydım emin değilim.
Parmağımın kenarındaki yarım kalbe baktım, yaptırdığımız gün ne kadar mutluydum oysa.
Şimdi ise bıraktığı izlerden sadece birisi olarak bende kaldı.
6 yıl önce, Paris
"Güzelim sayende Paris sıcağında bekletilmeye alıştım." Yalandan omzuna vurduğumda bedenimi kolunun altına aldı ve beni yürütmeye başladı.
"Gerçekten bunu yapmak istiyor musun Toprak?" Kafamı kaldırıp gözlerine baktığımda burnumu öptü.
"Bu senin hayallerinden birisi değil mi, tüm hayallerini benimle gerçekleştirmeni istiyorum Rabia." Utançla yüzümü çevirdiğimde bu halime gülmüştü.
Dövmeciye girdiğimizde ikimiz de parmağımıza yarım kalp yaptırmıştık, her el ele tutuşmamızda bu kalbin tamamlanması fazlasıyla hoşuma gitmişti.
Hemen fotoğraflarını çekip Toprak'ın elini tuttum.
"Ellerimi hiç bırakma olur mu Toprak?"
"Artık istesem de bırakamam, ellerimiz ayrılırsa kalbimiz de ayrılacak."
Yüzümdeki samimi ve büyük gülüşü ona sunduğumda beni gülüşümden öptü.
Daha önce kimse beni böyle güldürmemişti, kimse beni böyle sevmemişti ve kimse gülüşümden öpmemişti.
Günümüz, Paris
Dolan gözlerimi kapının çalması ile hızlıca silip onun yerine kocaman bir gülüş ekledim.
"Toprak Arel ve Ceren Aksoy çifti sizi bekliyor Rabia Hanım."
"Girsinler." Hemen ardından el ele içeri
girdiklerinde gözlerim oraya gitti."Sizi yeniden görmek çok hoş Rabia Hanım." Ceren'in cümlesi ile gözlerimi ona çevirdim ve oturmalarını rica ettim.
"Bugün mağazaya inip konsept malzemelerine bakabiliriz, yeni getirttiğimiz şeyler de var."
"Çok memnun oluruz."
"O zaman beni takip edin." Kapıdan çıkmadan önce yine onların birleşen ellerine ve Toprak'ın gözlerine baktım fakat bu uzun sürmedi.
Beraber mağazaya girdiğimizde seçtikleri konsepte uygun malzemeleri onlara tanıtıyordum.
"Beyaz ve gold renkleri yoğunlukta olacak demiştiniz. Bence en iyisi masa örtülerinin beyaz olup sandalyelerinin hiç örtü olmadan gold rengi ile kalması olacak, isterseniz fotoğrafını size gösterebilirim." Ceren heyecanla fotoğraflara bakmaya başladığında Toprak onun cümlelerine sadece başını sallıyordu.
"Ben fikri beğendim, sunum tabaklarını da görmek isterim." Beraber o tarafa da geçtiğimizde düz beyaz kenarları gold işlemeli tabakları gösterdiğimde Ceren bu fikri de kabul etmişti.
"Süs için kullandığımız çiçekleri de buradan seçebilirsiniz." Her yerin çiçeklerle dolu olduğu bir odaya geldiğimizde Ceren tüm çiçekleri gezmeye başlamıştı.
"En sevdiğin çiçeği öğrenebilir miyim?" Ceren sorduğum soruyla hiç düşünmeden cevap verdi.
"Papatyalar, kesinlikle papatyalar. Aslında önceden çok sevmezdim ama Toprak sağ olsun beni bir papatya aşığı yaptı." İçimde bir şeylerin kırıldığını hissetmiştim.
Bize özel olan papatyaları, kendi ilişkisinde yeniden kullanmıştı.
"Süsler için papatya küçük durur onun yerine gelin çiçeğini papatyadan yaptırırız."
"Güzel fikir, teşekkür ederim." Ceren çiçek seçimlerini de tamamladı.
"Sunum yapacağınız tatlı ve yemekleri seçmek için görevliyi takip edin lütfen, ben bir başka görüşmem için hazırlanmalıyım."
"Çok teşekkür ederiz, şimdiden aklımda canlanan görüntüler çok hoş." Ceren bana samimi gülümsemesini sunduğunda içimde istemeden ona karşı olan kinle güldüm.
"Ceren, benim de biraz işim var sen seçer misin?" Toprak bir bana bir Ceren'e bakarken konuştu.
"Beraber seçmek istiyordum." Ceren, Toprak'a sarıldığında gözlerimi başka yöne çevirdim.
"Güzel şeyler seçeceğine eminim." Ceren istemese de Toprak'tan ayrıldı ve görevliyi takip etmeye başladı.
Ben de başka bir görevliye seçilen eşyaların bilgisini verdikten sonra mağazadan çıkmak için ilerleyeceğim sırada Toprak önüme geçti.
"İyi misin?" dediğinde alayla güldüm.
"Çok iyiyim,neden?"
"Papatyalar, özel olduğunu biliyord--"
"Sadece benim için özelmiş sanırım, artık bir önemi yok."
"Böyle düşünme benim için de çok özeldi."
"Gördüm ne kadar özel olduğunu eşin, gelin çiçeğini tutarken de hâlâ aynı değerini korur umarım." Yüzümdeki gülümsemenin sinir bozucu olduğunu biliyordum.
"Rabia, hatalarımın farkındayım ve özür dilemeye çalışıyorum. Niyetim seni üzmek değildi." Yanımda duran papatyalardan birisini aldım ve Toprak'a uzattım.
"Benim için özel olan papatyayı artık istemiyorum Toprak." Fakat o papatyaya değil parmağımda duran dövmeye odaklanmıştı.
"Ah, merak etme onun da bir çözümünü bulurum." Hâlâ uzattığım papatyayı benden almak için uzandığında onun da parmağında hâlâ durduğunu gördüm.
Görevli bana seslendiğinde gözlerimi ondan çektim ve papatya yüzünden birleşmiş parmağımı ondan çektim.
Yanından ayrıldığımda kalbimin yarısından değil de sanki tümünden ayrılmış gibi bir acıyla ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARİS
Teen Fiction[ TAMAMLANDI ] Aslında sana söylemek istediğim bir sürü şey var fakat sadece şunu söylemek istiyorum lütfen artık gel, sensiz yapamıyorum. Beni kendine bu kadar alıştırmışken kaybolmana dayanamıyorum, hayalini kurduğumuz bu sokaklardan sensiz geçme...