reflections.
gözlerinde yansımamı görüyorum, sen de gördüğünü söyle.
Yoongi, beni kollarında tutmayı seviyordu.
Onu kapının önünde kızarmış gözleriyle birlikte bulduğumda, benden ayrılmayı reddetmişti. Buraya evden bir anda çıkarak gelmiş olmalıydı, üstünde yalnızca bir tişört vardı ve kolları öyle çok üşümüştü ki, onu ısıtmak için küçük ellerim dövmelerle kaplı kollarında gezinirken bile, bu bir işe yaramamıştı. Sadece belime sarılıp, yüzünü boynuma gömüyordu ve bu haliyle bile beni sımsıcak hissettirirken, bütün bu garip hislerin bir araya gelmesine sebep oluyordu. Tanrım, ona gitmek istediğimi bilemezken bile yeniden yolun sonunda karşıma çıkan tek kişi oydu ve yol bittiğinde, bunun doğru bir ayrım olduğunu düşünmemi sağlayan tek kişi yine, oydu. Beni öyle farklı hissettiriyordu ki, kolları belime sarılmaya devam ederken tekleyen nefeslerimle birlikte abime ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Yalnızca onu en yakınımda tutmaya devam etmek istiyordum.
Gri saçları karışmış, dağınık bir şekilde kızarık gözlerinin üstüne düşerken ağlamış mıydı yoksa gerçekten de uykusuzluktan dolayı mı böyleydi bilmiyordum fakat nihayetinde tamamen üşümesini engellemek için onu kapıya doğru yönlendirdiğimde elimi sımsıkı tutmuş ve peşimden gelmişti. Burnu boynuma yaslıydı ve bir koluyla belime sımsıkı sarılırken, diğer kolunu serbest bırakıp kendi parmaklarına göre çok daha kısa olan parmaklarımla oynuyordu. Derin derin nefesler aldığını işittiğimde yutkunmadan edemiyordum çünkü en az benim kadar o da, benim kokumdan hoşlanıyormuş gibiydi.
Sorgulamadan benimle birlikte içeriye girdiğinde, daha odama doğru parmak uçlarımızla yürüyemeden mutfaktan elinde bir iki atıştırmalıkla birlikte abim çıkmış ve Yoongi'nin umursamaz haliyle bana sarılıyor olduğunu gördüğünde kaşlarını kaldırmıştı.
"Birbirinizden en azından bir günlüğüne ayrı kalabilirsiniz diye düşünmüştüm." Sesi alaycı çıkıyordu fakat aynı zamanda da biraz, sinirli gibiydi ve ona söylemeden en yakın arkadaşlarından biriyle böylesine yakın olduğum için kızmakta biraz olsun haklı olduğunu düşünmüştüm. Yoongi, başını hafifçe doğrultarak abime bakmış, ardından beni sıkıca sarmaya devam ederken gergin bir şekilde gülmeme sebep olmuştu. Elleri her yerimdeydi, vücudumun her yerinde hissediyormuşum gibiydim ve bunu hissetmekten memnun kaldığımı abime göstermesem, çok daha iyi olacaktı.
"Yoongi hyung beni özlemiş! Biraz da canı sıkkınmış hyung, biz odamda olacağız lütfen rahatsız etme Yoongi hyung bu sırada ağlıyor olabilir o yüzden bence, gözyaşlarını senin de görmenden hoşlanmayacaktır. Odamın kapısını kilitleyeceğim!" Kelimeleri ardı ardına sıralamamdan sonra yakınımdaki bedenin tişörtüne sımsıkı tutunarak abimin şaşkın ifadesine son bir kez baktıktan sonra hızlıca yanından adımlayarak geçmiş ve Yoongi'nin derin gülüşlerin işitmiştim. Odaya gelene dek elim ayağıma dolaşmış gibi heyecan yapmış ve sıcak nefeslerini ne zaman boynumda hissetsem, derince yutkunup sık nefesler almadan edememiştim. En sonunda içeriye girip, kapıyı tam da dediğim gibi kilitlediğimde beni çekiştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adore :yoonmin:
Fanfiction❝ Jimin, Yoongi'den ikizi ile birlikte olabilmek için yardım ister. ❞