"Neden ,neden bu kadar acı çekmek zorundayım niye?"
Ne istiyorsun?
"Ona yardım et diye ne kadar acı çektim şimdi sen neden bir şey yapmıyorsun?"
Yapmadığımı nereden çıkardın?
"Ne demek bu?"
Hayat sadece gördüklerinden ibaret değildir.
"O zaman bana göster."
Sınırı biliyorsun. Zorlama.
"Çok iğrençsin. Senden nefret ediyorum."
Duymadığım bir şey değil.
***
Hazırlıkları en kısa zamanda bitirmek istiyordum. Ne kadar çabuk gidersem o kadar çabuk dönerim. Başkenti sevmem ki ben. İnsanlar, sesler, her şeyiyle kötü bana göre. Ama kral beni çağırmıştı ve daha, daha önemlisi Yoongi hyunga verdiğim sözü çiğneyemezdim. Yol uzundu bu gün çıkarsam anca iki gün sonra oraya varırdım. İmkanım olsa bu zamanı bile kısaltıp çabucak işimi bitirmek isterdim. Ama maalesef bu mümkün değil.
Hazırlıklar bir kaç saate tamamlandı. Artık hazır olduğuma göre yola çıka bilirdim.
***
Hoseok hyung ile yol çok eğlenceli geçmişti. Oyunlar oynamış sohbet etmiştik. Sohbet ettik derken çoğunlukla o karşılıksız aşklarından bahsedip şikayetlenirken ben sakince onu dinlemiştim. Sadece arada düşüncelerimi söylemiş ve konuşmayı böyle irerletmiştim.
Sonunda arabada uyumuştu. Bu hareketlilikle nasıl uyuyor ki. Hem de oturarak. O uyuyunca sıkılmıştım. Gerçekten son zamanlarda en büyük enerji kaynağım ve dostumdu.
Buraya yeni geldiğinde... Doğrusu bilmiyorum. Ona hiç dikkat etmemiştim. Varla yok arasındaydı. Sonradan kralın benim için görevlendirdiği adamın her şeyi tek bir adımımı bile kaçırmadan ona ilettiğini öğrenmiş onu uyarmıştı. Ama adam sözlerini kale almayınca utana sıkıla yanıma gelip bana bildirmişti. Bu olaydan sonra onu sormaya başladım. "Benim gibi içine kapanık kaba biri için neden böyle bir şey yaptı?" diye düşündüm.
Onun da içine kapanık olduğunu ve kimseyle konuşmadığını söylemiştiler. İnanmazsınız değil mi? Şimdi ben de inanamıyorum. Ama öyleydi. Olaylardan sonra onu kendime yaver seçtim. O gün bugündür yanımda. Benim enerji kaynağı ağabeyim. Hep sordum ona "Neden bana yardım etme gereği duydun hyung?" diye. Cevabını hiç alamadım. "Öylesine. Yaptım işte. Amann olmuş bitmiş işte. Ne taktın." der dururdu. Utangaç biridir. Üzerine gitmedim bu yüzden.
***
Yol bitmişti. Bu dört duvardan ibaret olduğunu hissettiğim yere varmıştık. Sanki hep sıkışık ve dardı bu şehir. Her taraf farklı insanlarla çevrelenmişti. Her kes kendi işiyle uğraşıyordu. Bu bile sıkmıştı beni. Sorun hem insanlar hem bu şehirdi. BABAMIN ŞEHRİ!
İnsanlardan neden nefret ettiğimi bilmiyorum ama bu şehire neden nefret kustuğumu gayet iyi biliyorum. Annemi burada bırakıp gittim ve buraya yeniden gelmek kalbimi acıtıyordu.
Hoseok hyungu uyandırmamla üzerime bağırması bir olmuştu.
"Korkuttu beni ya".