2. GÜVEN

36 9 1
                                    

Bu hayatta en çok güvendiğin kişi abimdir. Ben hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Olur da annem ya da babamla kavga edersem benim yerime azar işitiyordu. Hatırlıyorum bir keresinde annemgil evde yokken süpriz yapmak için yemek yapmak istemiştim ama yanlışlıkla yemeği yakmıştım tencerenin dibi simsiyah olmuştu. Sorun şu ki o tencere annemin en çok kullandığı tenceresiydi. Abim o sırada evde yoktu arkadaşları ile geziyordu. Ben de fırsat bu fırsat yemek yapayım dedim. Tabii çok başarılı olamadım. Anahtar sesi duyduğumda çok korkmuştum ve kaçıp abimin dolabının içinde saklanmıştım. Abim eve geldiğinde 3 saat boyunca beni aramış. Bende dolabın içinde uyuya kalmışım. Dışarı çıkıp beni aramak için ceketi almaya odasına girmiş. Dolabı açmış, bakmış ben yanaklarımda göz yaşı lekeleri var uyuyorum. Artık nasıl korktuysam ağlamışım ama tabii bu doğal bir şey o zamanlar 6 yaşımdaydım. Uyandırdığında ağlayarak kucağına atlamışım. Biz hep böyle olmuştuk. Ben hep ağlardım o hep beni saçlarımı okşar öper teselli ederdi. Annem ve babam eve döndüğünde annem direk mutfağa gitmişti. Annem için en önemli odalardan biri mutfak birisi de salondur. Mutfağa girmesiyle çığlık atması bir olmuştu. Odaya hızlı ve sert adımlarla geldiğinde babam bize şimdi bittiniz bakışı atmıştı. Bu bizim güzel bir azar işiteciğimiz belli ediyordu.

Annem tam söze girecekken abim bana korkma dedi sadece benim duyabileceğim şekilde sonra " arkadaşlarımı eve çağırmıştım acıktık diye yemek koydum ocakta unutmuşum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Annem tam söze girecekken abim bana korkma dedi sadece benim duyabileceğim şekilde sonra " arkadaşlarımı eve çağırmıştım acıktık diye yemek koydum ocakta unutmuşum. Özür dilerim anne bir daha olmaz. " dedi. Annemin siniri az da olsa geçmişti ama cezasız bırakmamıştı tabii ki.
1 hafta arkadaşlarıyla buluşamıycaktı ve dışarı çıkamıyacaktı. Hepsi bemim suçumdu ama abimin yüzünde gram pişmanlık yok gibiydi.

O hep benim korumam gibiydi. Hâlâ daha öyle. Babam neden yarım dönem kalmasına rağmen okul değiştirdiğimizi sorunca babama pek bi açıklama yapması gerekmemiş. Babam, abimin benim için en iyisinin ne olduğunu bildiğini çok iyi biliyor o yüzden karşı çıkmadı. Hatta eğer bir herhangi bir şekilde yardım ihtiyacımız olursa yardım edebileceğini söyledi.
Nakil aldırmaya yeni okula gitmek için hazırlanmıştım bile. Ben üzerime gri bir eşofman üzerine de bol bir sweat giymiştim. Abimse siyah kot üzerine dar bir kazak giymişti. Kazak tüm vücudunu sarmıştı ve her gün giderek gelişen kasları ortaya çıkmıştı. Çok kıskanç biriyim ve abim bunu çok iyi biliyor ama buna rağmen kas gösterişi yapmayı çok seviyor. Abim bana göre daha az kıskanç çünkü kendimi kıskandırıcak bir şey yapmıyorum genel olarak. Arabaya bindiğimizde bir bana bir yola bakıp duruyordu. Derin bir nefes verip gülümsemesi ardından " merak etme okula kolay alışamazsın ve arkadaşların hemen olmaz ama sen derslerine odaklanmaya bak. Onlar sonradan zaten oluşur. " dedi. Gülümsedim "çok açık sözlüsün. Bende biliyorum hemen benimle arkadaş olmayacaklarını. " dedim. Abim tek kaşını havaya kaldırıp bana baktı sonra " hayır. Yanılıyorsun Ezgi, birsürü kişi seninle arkadaş olmak isteyecektir. Ama sen olmayacaksın. " dedi. Anlayamamıştım bunu yüz ifademle belli ediyordum. Başını tekrar yoldan ayırıp bana döndüğünde çenesinin kasıldığını farkettim. Sinirlenmişti ama neye sinirlenmişti anlamamıştım. Sinirle nefesini bırakıp " bak Ezgi sen herkese çok çabuk güvenebilen birisin. Seni bu konuda defalarca uyardım. Ama sen defalarca uyarmama rağmen hâlâ inatla kolaylıkla herkese güvenebiliyosun. Bak o s... " dedi ama devamını getiremedi. Öfkeden gözü dönmüştü ama öfkesi bana değildi benim halimden yararlanan Sefa Tunç 'aydı.

BAĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin