twenty six

1.8K 162 76
                                    

"Lix, acımayacak diyorum ya. Güvensene bana." Dövme koltuğunu yatırmak için odanın diğer ucuna geçen sevgilime baktım. Evinde tatlı yaptığımız gün yeni bir dövme yaptırmak istediğimden bahsetmem üzerine en yakın güne kendine boşluk ayarlamıştı. O an bunun için ne kadar heyecanlı olsam da şimdi canım acıyacak gibi hissediyordum ve fikrimden vazgeçmek üzereydim.

"Emin misin? Bak benim tenim hassas." Tek kaşını kaldırarak koltuğun üstüne serdiği örtüyü düzeltti. "Felix. Ben dövmeciyim." Oturmam için ayarladığı koltuğa ilerledim minik adımlarla. "Ama bahsettiğimiz yer kulağımın altı."

Elleri belimi bulduğunda tek bir hamlede bedenimi havaya kaldırdı ve koltuğa bıraktı. "Bahsettiğimiz dövmeci de benim. Ayrıca senin de sevgilinim, hatırlatırım." Bu sefer söylediğine karşılık bulamayınca araladığım dudaklarımla ona bakmaya devam ettim. "Şimdi yatıyorsun, hadi bakalım."

Dediğini yaptığımda başımı deri yüzeye yasladım ve ihtiyacı olan şeyleri hazırlamasını izledim. Küçük, tekerlikli masayı yattığım yerin yanına yaklaştırdığında gergince dükkana girdiğimde girişte gördüğüm ve ağzıma attığım şekeri dudaklarım arasında belli olur şekilde öne ittim. İstemsizce (!) yaptığım hareket üzerine şekeri dilimin yardımıyla tekrar içeri gönderdim. Gözlerim Chan'ın dudağımdaki bakışlarını bulduğunda içten içe gülüyordum. "Ne yapıyorsun?"

"Ne yapıyorum?" Çilek aromalı şekerin tadıyla süslenmiş dilimi alt dudağımın üzerinde gezdirdim ona koltukta yatmış bir şekilde alttan bakarken.

"Felix." Boğazını temizledi sakince masayı diğer tarafa iterken. "Odaklanamazsam dövmen düzgün olmaz, bunu ister misin bebeğim?"

Kıkırdayarak dişlerimin arasına aldığım şekeri emdim ve başımı iki yana salladım. Sonrasında beni utandıracak şekilde bu hallerimi kullansa da anı yaşamak ve onu kışkırtmak hoşuma gidiyordu.

''Rahat dur da dövmeni yapalım, randevu saatleri yetişmeyecek sonra.''

Tabii.

Çenemi nazikçe parmaklarıyla sola ittiğinde yüzümü duvara dönmek zorunda kaldım. İstemsizce dudak büzdüm. ''Seni göremeyeceğim ama ben.'' Kulağımın altını silerken sessizce güldü. ''Beni görmeden duramıyor muymuş benim minik sevgilim?''

Utandırmak için kullandığı kelimeleri görmezden gelerek ona karşı çıktım. ''Yo, durabiliyorum.''

Hadi oradan. Özlemimden ağlayacak hale geliyordum bir gün görmesem.

Sesimi taklit ederek benim ona kurduğum cümleleri sıraladığında şaşkınlıkla ona döndüm. ''Chan boş musun dükkana geleyim mi?, Chan ne zaman boş olursun?, Chan ben seni özledim ya!''

Dirseklerimden yardım alarak doğrulduğumda kaşlarım hala çatık, dudaklarım ise aralıktı. ''Ben seni boğuyorum yani?'' Kafamı onaylamaz bir şekilde iki yana salladım. ''Yok, sıkılmışsın sen benden.'' Kalkmak için hamle yaptığımda eliyle beni durdurdu. Ben kalkmaya çalışıyordum, adam beni tek eliyle durduruyordu!

''Lix'im, senden sıkılır mıyım hiç ben? Öylesine karşılık verdim sadece hadi yat.'' Cümlelerinin aksine gülmemeye çalışan yüzünün her ne kadar beni sinir etmesi gerekse de ben, yüzüne baktıkça yumuşuyordum. ''Tamam, yatıyorum.'' Sırtımı tekrar deri yüzeyle buluşturduğumda aklıma gelen istek ile kolunu tuttum. ''Ama sonra ilgi saati istiyorum?'' Tamam diyeceğini biliyordum, o da seviyordu zaten ama yine de etkili olması için gözlerimi büyüttüm ve kırpıştırdım. ''Lütfen?''

tattoo, chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin