0.2

3.1K 96 71
                                    

İyi okumalar ~

Arel'den

Arkaya oturduğunda bedenimi sertçe yanına bıraktı. Bu acıtmıştı. Şoföre eve sürmesini talimat verdiğinde ise arkasına yaslanıp telefonuna odaklandı.

Merakıma yenik düşerek başımı ondan tarafa çevirdiğimde yüzünü incelemeye koyuldum. Bakışlarını çekip bana diktiğinde göz göze gelmemiz ile hışımla önüme döndüm.

"hoşuna mı gittim ufaklık"

Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde yanan yanaklarım ile öylece yüzüne baktım. Tekrar önüme döndüğümde utançtan yerine dibine girmek istiyordum. Aptal durumuna düşmüştüm.

"soru sorduğumda bana cevap vereceksin anladın mı"

Ciddiyetle çıkan sesine karşın korkuyla başımı salladığımda sinirlenmeye başladığını fark etmiştim. Ne olmuştu ki

"bana kelimelerle cevap vereceksin"

Birkaç saniye afallama yaşasamda kaçan ses tonumu bulduğumda cevap verdim.

"ta - tamam"

"güzel, bu daha başlangıç"

Ne demek istediğini anlamasam bile diretmedim, sorgulamamak en iyisiydi.

Uzun sayılabilecek bir yolculuk sonrasında gözüme dev gibi görünen bir kapı görmem ile yerime sindim, gelmiş olmamız daha da korkmama sebep oluyordu.

Kapı tahminimce korumalar tarafından açıldığında tekrar ilerledi. Araba durduğunda parmak boğumlarımı beyaza çevirecek kadar koltuğa tutunmuştum.

Çağan inecekken gözlerinde soru işareti beliren ifadesiyle yüzüme baktı.

"inmeyi düşünmüyorsun sanırım"

Yutkunarak bakışlarımı tekrar yüzüne çevirdiğimde zorla dudaklarımı araladım.

"i - istemiyorum"

Dediğime karşın birkaç saniye güldükten sonra kendini toparlayıp yüzüme baktı.

"bahçede yatabilirsin istersen"

Anlamaz biçimde kaşlarımı çattığımda tekrar konuştu.

"tabi, birkaç köpeğe sahibim ve pek arkadaş canlısı değiller"

Gözlerimi korkuyla büyüttüğümde gözlerini devirdi. Verdiğim tepkiler normal değilmiş gibi davranıyordu. Hergün biri kapıma gelip kalk gidiyoruz demiyordu değil mi

"inan bana, benim seni indirmemi istemezsin"

"ama-"

"yerde sürüklenmeyi seviyor musun veya da saçlarının kökünden çekilmesini"

Sorduğu soruya karşılık vermeden tekrar kapıya dönüp açıcakken kolumdan sertçe sabitlenmem ile şaşkınlığımı gizleyemedim fakat acı daha ön plandaydı.

Yüzümü buruşturduğum sırada parmaklarını çeneme sardığında aniden kendine çevirmesi ile küçük bir nida bıraktığımda gülümsedi.

Birkaç saniye içinde ne yaşadığıma hala anlam veremiyordum. İstediği gibi iniyordum işte neye tepki vermiş olabilirdi

Yüzüme yaklaşıp kulağıma doğru fısıldar tonda konuşması ile içimden geçen ürperti dalgasıyla titremiştim.

"sana ne demiştim velet"

Aramızda bir diyolog geçmiş bile sayılmazdı. Bu kadar önemli şey ne olabilir diye düşünüyordum, düşünüyordum ama aklıma geçerli bir neden gelmiyordu.

{×Evane§cent}'bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin