İyi okumalar ~
Arel'den
"bunlar çok fazla"
Oturduğum masada önüme servis edilmiş olan tabağa bakıyordum. Bu benim için fazlaydı, çok fazla. Bakışlarımı odakladığım yerden çekip yemem için bana işaret veren Çağan'a baktım.
Neredeyse on dakikaya yakındır yememek için itiraz ediyordum, o ise yaşıma nazaran çok zayıf olduğumu bundan sonrasında daha sağlıklı besleneceğimi söyleyip yememi bekliyordu.
"itiraz yok ufaklık, yoksa ben yedireceğim"
Dediği şey ile gözlerim bakışlarını bulduğunda dudaklarımı büzüp nefesimi çektim mızlanırcasına. Şu an sabırla yememi bekliyordu ve sinirlenmekten öte yüzünden belli belirsiz bir gülümseme vardı, biraz itirazdan zarar gelmezdi sanırım.
"daha düşünecek misin minik"
Duyduğum kalın tonu ile düşüncelerimden sıyrıldığımda tekrar bakışlarımı ona odakladım. Ağzımı açtığımda söyleyeceğim şeyden vazgeçip tekrar kapattım. Ters bir tepki vermesini istemezdim.
"söyle bakalım ufaklık"
Sıkıntıyla yanaklarımı şişirip parmaklarımı birbirine kenetlediğimde, omuzlarımı daha içe çekip cevap bekleyen yüzüne baktım. Artık konuşmam gerekiyordu.
Yanaklarımı serbest bıraktığımda benden uzun olan yapısı yüzünden başımı kaldırıp gözlerine karşılık verdim.
"yemek istemiyorum, hem saat geç oldu zaten, yarın yesem, lütfen"
İç çekerek gözlerini benden çektiğinde ayaklanıp oturduğum yere doğru adımlayıp dibimde bitti. Ellerini sandalyeye dayayarak yüzüme doğru eğildiğinde, kulağımda sıcak nefesi hissetmemle titreyen bedenime engel olamamıştım.
"söz dinlememek kötüdür bebeğim, değil mi hm"
Dediği sözlerin üzerine sabrını zorladığımı anlamam uzun sürmemişti. Birkaç lokmadan zarar gelmezdi, açlığımı çok net hissediyorken yemek benim için daha iyi bir seçimdi.
"peki, biraz yesem"
Yavaşça ellerini dayandığı yerden çekip kalktığında anlamadığım bir şekilde kelimelerini geveledi.
Aniden büyük ellerin belimi kavranması ile aynı anda kendimi kucağımda bulmuştum. Korkuyla boynuna sarıldığımda sesli şekilde gülüp kalktığı yere, kucağında ona dönük olacağım şekilde oturttu.
Ağzımı açacakken gözlerini üzerime dikip ciddiyetini belirtmişti.
"itiraz yok, hepsi bitecek"
Çatalı haşlanmış küçük bir sebze parçasını baktırdığında ağzıma doğru uzattı...kokusu dahi rahatsızlık vericiydi.
Memnuniyetsizliğimi belirtip ağzımdan mırıltılar çıkarıp başımı yana çevirip reddettim. Görüntüsü bile hoş değildi.
Çatalı bir kenara bırakıp içine derin bir nefes çekti. Parmakları çenemi bulduğunda yumuşak bir baskıyla tekrar kendine çevirdi yavaşça.
Gözlerine baktığımda, sinirlenmeye başladığını anlamak zor değildi. Beni korkutan şey de buydu. Zarar vermesinden çekiniyordum.
Parmakları çenemi nazik tutuşundan çekip belime doğru indiğinde olduğu yeri okşamaya başladı. Eli tişörtümün içine girdiğinde ağzımdan küçük bir nida çıkarıp kucağında kıvrandım. Soğuk elleri tenimi titretirken, diğer yandan iyi hissetmemi sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{×Evane§cent}'bxb
Teen FictionBoş olan karanlıkta bekliyordum, bu onun adında bir cezaydı. Ona karşı gelmenin onun çapında ufak bir cezasıydı. Karanlıktan korkan biriydim ve o beni çok iyi tanıyordu. Burada saatler geçmiyordu, ağlamaktan şişmiş gözlerim ile ufak bir ışık arıyord...