İyi okumalar ~
Arel'den
Her yanı yıkılmaya yüz tutan odanın tahta zemininde yatıyordum, son ümidim ise ellerimden kayıp gitmişti.
Her günü acı çektiğim evden kaçıyordum, belki ben öyle sanıyordum. O adam odama aniden girene kadar bu yönde düşünmüştüm.
Koltukta sızar diye düşündüm lakin yanılmam fazla sürmemişti. Kaçmaya kalkıştığımı anladığında ilk defa belki de saatlerce dövdü bilemiyorum.
Bildiğim tek şey vardı, acıdan, korkudan ne ağlayabiliyordum ne de hareket edebiliyordum. Sanırım bu evden canlı olarak kurtulabileceğim tek umudum gitti.
Zorla dirseklerimin üzerinde doğrulduğumda açılan yarama baktım. Derindi. Aldırmadan titreyen dizlerim üzerine oturdum.
Toz kaplı olan yataktan destek aldığımda duvara tutunarak dengede durmayı denemiştim. Yapamıyacağıma kanaat getirdiğimde duvara tutunarak odadan çıktım.
Lavobaya girmeden salona göz gezdirdiğimde sızdığını fark ettim, belki şuan tam vaktiydi fakat ne benim halim vardı ne de isteğim. Kaçsam ne olacaktı nereye gidecektim, dışarıda yaşayamazdım.
Kan damlayan parmaklarım ile dikkatimi düşüncelerimden ayırdım, parmaklarımı yumruk şekline getirerek yaramı sakındım kirlettiğim zemin için tekrardan sorumlu tutulup aynı yaşantıya maruz kalmak istemiyordum.
İçeri girdiğimde karşıma çıkan kırık ayna ile dikkat kesildim. Dudağım kanıyordu. Elimi temas ettirdiğimde verdiği yanma ile sızlanarak geri çektim. Kanayan burnumu acıdan yeni fark ediyordum. Durumum acınasıydı.
Üstümdeki yamalı kıyafetlerden acıya aldanmadan hışımla kurtulmuştum. Nihayet ılıklaşan su ile bedenimi küvetten içeri bıraktım.
Anında bedenim irkilirken elimi sertçe baskılayarak ağzıma kapattım. Canım çok acıyordu. Gözlerimden süzülen yaşlar eşliğinde kendimi sakinleştirmeyi deneyerek yanan vücudumu tekrar sızı veren suya bıraktım.
Elime aldığım lifi yumuşak olmaya özen göstererek, izler bıraktığı bedenimin üzerinden geçirdim birkaç defa.
Çektiği saçlarımdan yanan saç diplerime de aynı işlemi uyguladığımda suyu kapattım. Su eskisi kadar acıtmıyordu. Biraz daha beklesem bir şey olmazdı.
Gözlerimi kapattığımda başımı arkaya verdim. Her yerim fazlasıyla ağrıyordu ve benim geçmesini bekleyene kadar acı çekmekten başka çarem imkansızdı.
Yeterli olduğunu düşündüğümde kollarımdan destek alarak dışarı attım bedenimi. Bacaklarım olağan zayıflığından bedenimi tutamıyordu.
Yemek yemiyordum, suyla besleniyor gibiydim. Gerçi fakir bir yaşamın içinde alkolik bir babaya sahipken hayatta kalmam mucizeydi değil mi
Çıkmadan başımı kapıdan hafifçe uzatarak kontrol ettiğimde hala uyuduğunu görmem ile parmak ucunda yürüyerek çıktığımda odama ilerledim.
Sayılı kıyafetlerim vardı fakat yine de içinde doğru dürüst bir kıyafetim yoktu. Yamalı olur ya da yırtık olurdu. Alışmıştım zaten. Eskisi acıtmıyordu bu yokluk.
Kollarımı başımın altına koyarak ince örtüyü üzerime aldım. Uyursam kurtulurdum, uyursam kurtulabilirdim.
Sayıklamalarım ile gözlerim kapanmaya başladığımda yeni bir güne uyanmak üzerime vücudumu bıraktım.
~~~~~~~~~~~
° 11.25
Sızlayan vücudum eşliğinde, ağrıdan kasılan bedenimle göz kapaklarımı araladım. Yere odaklanmış gözlerimi ayırdığımda başımı kollarımdan kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{×Evane§cent}'bxb
Teen FictionBoş olan karanlıkta bekliyordum, bu onun adında bir cezaydı. Ona karşı gelmenin onun çapında ufak bir cezasıydı. Karanlıktan korkan biriydim ve o beni çok iyi tanıyordu. Burada saatler geçmiyordu, ağlamaktan şişmiş gözlerim ile ufak bir ışık arıyord...