Part 6 - Kurban

170 83 1
                                    

dırırırırm ben geldim, yorum istiyorum bol bol lütfen

❄️

10 yıl önce
17 Ekim 2011

Jimin'in doğum gününün üzerinden beş gün geçmişti ve bu süreç içerisinde birbirlerine asla bakmamışlardı. Yoongi bile bu durumu fark etmişti ama ikisinin arasının açılması Jimin için iyi olmuştu. Artık onu üzen biri olmayacaktı.

Jungkook son üç gündür sürekli sabahın erken vaktinde evden ayrılıp dövüş kurslarına gidiyordu. Bu bildiğimiz sıradan devlet kursları değildi. Üç gündür gitmesine rağmen birçok şey öğrenmişti onlardan. Artık nasıl dövüşülür iyi biliyordu.

Okulu genellikle asıyordu ve hocaları her zaman durmayıp Yoongi'ye şikayet ediyorlardı onu. Bu durum Jungkook'un hiç hoşuna gitmiyordu. Yoongi onun hiç bir şeyiydi ve bir abi ya da baba gibi bağırıp duruyordu. Jimin konusunda bağırmasını haklı bulsa da diğer konularda katiyen hakkı yoktu.

Elindeki sivri bıçağın ucunu okşamayı bitirerek ayağa kalktı ve salonda birbiri ile güreşip yeni hareketler öğrenmeye çalışan kişilere baktı. Daha 17 yaşında olmasına rağmen kendini, çoktan otuzlarına basmış bir yetişkin gibi hissediyordu.

Çoğu zaman güçlenip bir mafya babasının yanında işe girmeyi planlıyordu ve bunları yaparken Jimin ve Yoongi'yi terk etmesi gerekiyordu. İkilemde kaldığı için gidemiyordu Busan'dan. Onu bu şehre bağlayan Jimin'in ta kendisiydi.

Fahişe bir annenin iki yaşındayken sokağa bıraktığı o çocuktu Jungkook. Mahalleli ona bakmasaydı çoktan kışın ayazında veya sarhoş zihniyetlerin elinde ölmüş olacaktı. 9 yaşına kadar sokakta yaşadı ki bu düşünülenin aksine çok zor bir dönemdi. Jungkook o günlerini asla unutamıyordu. Zihninde insanlara olan nefreti ile büyümüştü.

Fakat soğuk bir kış sabahı ıslanmış battaniyeye umutsuzca sarılarak ısınmaya çalışırken kırmızı bir çift çizme gözlerine ilişmişti. Çocuk çizmeleriydi üstelik kendisine uzatılan minik bir el vardı. O elin sahibi Jimin'di. Onu yaşamaya davet etmişti küçük olan, Jungkook bu anı beklercesine onun davetini, kabul etmişti.

Jimin de tıpkı onun gibi bir sokak çocuğuydu fakat Yoongi onu evine almıştı. Jungkook'u eve alması zor olmuştu, eğer Jimin ille de 'Ben o abiyi istiyorum.' diyerek ağlamasaydı Yoongi onu evin önüne bile yaklaştırmayı düşünmüyordu.
Jungkook bunca yıl evde istenmediğini bilerek büyümüştü, Jimin olmasa o evi terk ederdi. Yoongi'in imaları sinirlerini bozuyordu. Jungkook bu sinir problemini asla düzene sokamamıştı.

"59 numara Jeon Jungkook!" dedi yaşı yirmilerde olan. Dövüş için insanları kafese çağırıyordu.

Jungkook bıçağını çantasına kıyafetlerinin arasına yerleştirdi ve ellerinde bağlı olan lastikleri gererek tekrar sabitledi. Çevredeki herkesin gözleri ona çevrili haldeydi. Bunun sebebi dün kendisinden altı yaş büyük olan kalıplı çocuğu yenmesiydi. Çoğu kişinin ona güveni artmıştı.

Ağzına dilinin yaralanmaması için kullanılan aparatı yerleştirdi ve boks eldivenlerini giydi. Üzerinde hala okul formasının olması gülünç durumdu. Jungkook formayı çıkarmak istememişti, vücudunun diğerlerinden güçsüz olduğunu biliyordu ve göstermek istememişti.

Kafesin içine girdi ve rakibine kaydı bakışları. Bu seferki rakibi ile hemen hemen aynı yaşlardaydı fakat güç olarak Jungkook'tan daha etkili görünüyordu. Jungkook mütevazi davranıp başıyla selam verdi ama rakibi sinsi şekilde ona gülmüştü. Dünden sonra herkes Jungkook'u kendine rakip görmeye başlamış olmalıydı.

Oyunun taraf tutan hakemi düdüğünü çalarak maçı başlattı. Jungkook öğrendiği derslerden yola çıkarak kendini savunmaya başladı çünkü rakibi aniden ona saldırmaya başlayacaktı. Tahmin ettiği gibi de oldu rakibi ani saldırı yaparak Jungkoo'un üzerine yürüdü. Jungkook çevik hareketle kenara kaydı ve gelmekte olan darbeden kurtuldu.

Ters Kelepçe ٭ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin