düzelecek her şey
❄️
24 Ekim 2011
Jungkook o soğuk sahilde uzun uzadıya bir vakit geçirdi. Hiç gidesi yoktu o eve, Jimin'i görmek dahi istemiyordu. Hem zaten eve gitse Yoongi bir köşede yakalayıp onu her zamanki gibi sorguya çekecekti. Şimdilik bu gece evde olmayacaktı.
Eğitim aldığı yere tekrardan dönemezdi daha birkaç saat öncesinde fena halde rezil olmuştu oradaki insanlara ve emindi ki hepsi teker teker alay edecekti Jungkook ile. Kumlarda ayakkabısının düzleşmiş tabanını sürükleyerek yürüdü, sırtındaki ceket bir hayli serin hissettiriyordu.
Gözlerini kısarak gün batımına baktı, neredeyse akşam olacaktı. Dalgalanan suyun ve trafikte olan arabaların sesinden başka şey işitmiyordu. Arkasında saatlerce ona seslenen dövüş kulübündeki çocuğu bile fark etmedi. Hoseok çığlık çığlığa bağıracak dereceye gelmişti Jungkook'un kendisini fark etmemesi sinir etmişti küçüğü.
"Jungkook dur artık lan!" diye bağırdı dikildiği yerde. Siyah saçlı olan dönüp kendisine bağıran kişiye baktı, Hoseok'un kumral saçları rüzgardan savruluyordu. Ellerini cebinden çıkarmadan Jungkook'a koştu hızlıca. Neden acele ediyor kendisi de bilmiyordu.
"Ne var?" dedi ifadesiz ve soğuk sesiyle. Hoseok ona yaklaşıp yaklaşmamak arasında kararsız kaldı, Jungkook şu an herkese zarar verebilecek derecede sinirli görünüyordu. Temkinli adımlarla yaklaştı arkadaş olmaya çalıştığı Jungkook'a, evet arkadaş olmaya çalışıyordu çünkü o dövüş kursunda kendi yaşına yakın bulduğu tek insandı Jungkook. Hoseok ondan iki yaş büyüktü sadece.
"Sen gittikten sonra kulübü kapattılar, yarına kadar kimsenin gelmemesini emretti patron Seokjin." Jungkook kaşlarını çattı ve kumral saçlıya baktı, bunları söylemek için mi geldin derecesine tavır takındı ifadesine. Hoseok onun tepkilerini çözerek başını iki yana salladı. "Üniversite yurdum bu taraflarda bir yerlerde ve sizi sahilde Jimin denen çocukla kavga ettiğinizi gördüm. Merak ettim yani istemeden dinlemişte olabilirim." diyerek kendini açıklamaya çalıştı Hoseok. Jungkook ile arkadaşlığı başlamadan bitecekmiş gibi hissediyordu çünkü Jungkook ona öfkeyle bakıyordu.
"Yani?" dedi sinirle soluyarak. Şu an Jimin ile girdiği tartışmayı yeniden hatırlamış Hoseok'un ağzını yüzünü dağıtma isteğiyle dolup taşımıştı. Cebinde duran yumruğunu sıktı, kıstığı gözleri ile kumral saçlıya baktı. Adını bile bilmiyordu daha gerçi sormak aklına dahi gelmemişti.
"Yanisi yok ama sen yine de turuncu kafalı çocuğun peşinden gitsen iyi olur. Çok kötü ağlıyordu, önüne bakmadan yolda karşıdan karşıya geçti bir şey olursa daha da üzülürsün." Hoseok'un korkuyla kurduğu cümleler Jungkook'un omuzlarına ağırlık bindirmişti. Yine Jimin'i üzmüş ve ağlatmış olması kendisinden nefret etmesine neden olmuştu yeniden.
"Sağolasın." dedi ve Jimin'in gittiği yönden koşmaya başladı. Arkasında bıraktığı Hoseok ise şapşal gibi sırıtıyordu, nihayet dayak yemeden onunla konuşmuş olmanın heyecanı vardı içinde. "Bu arada adım Jung Hoseok, arkadaş olmak isterim!" diye bağırdı koşan Jungkook'un arkasından.
Jungkook onun dediklerini duyup koşarken baş parmağını kaldırdı ve onay verdi. Hoseok kazanmışcasına gülüp eliyle havaya yumruk geçirdi, ardından ıslık çalarak sahilde yürümeye devam etti.
...
Jungkook'un adımları kendisini evine getirmişti. Jimin'in evde olduğunu kapı girişinde rastgele fırlatılmış gibi çıkarılmış bir çift ayakkabılarından fark etmişti. Jimin kendisinin aksine düzenli birisiydi ve ayakkabısını raflara eşit şekilde bırakmadan içeriye asla girmezdi. Şu an kötü halde olduğundan ayakkabıyı gelişi güzel attığını düşündü Jungkook.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Kelepçe ٭ Jikook
FanficHer şey yüreği taşlaşmış Jungkook'un kendinden yaşça küçük Jimin'in kalbini defalarca kırması ile başlamıştı. Jimin intikamı için geçen 10 yılın ardından Jungkook'un karşısına tekrardan çıkmıştı fakat hesaba katmadığı bir şey vardı, Jungkook onu hat...