Part 7 - Öfke Gücün Sembolüdür

164 76 1
                                    

yazma aşamasında olduğum 14 tane ficime yb hazırlarken değiştirdiğim kişiliklerim yüzünden kafayı yemek üzereyim sanırım. İMDAT

❄️

24 Ekim 2011

Yine diğer sabahlarda olduğu gibi erken uyanmıştı Jungkook, buna mecburdu güçlenmenin tek yolu erken vakitte kalkarak aynı rutinin zorlaştırılmış versiyonuna devam etmekti. Üzerini giyindi ve sırt çantasını tek omuzuna atıp az önce yazdığı notu Jimin'in odasına bırakmak için odasından ayrıldı.

Notta aynen şu şekil cümleler yazıyordu;
Sabah kahvaltısından önce odada hızlı koşu yap kahvaltıda bol protein tüket, söylediğim egzersizleri tekrarla ve doğrudan okuluna git.
-Jungkook hyung'un

Odasına girdi ve kağıdı çalışma masasının üzerinde duran bilgisayarına yapıştırdı. Bir haftadır aynı rutini yapıyorlardı birlikte akşama kadar yüz yüze gelemiyorlardı çünkü Jungkook akşam vakti anca evde oluyordu geldiğinde ise Jimin ile dövüş eğitimine başlıyor ona öğrendiği her şeyi aktarmaya çalışıyordu. İkisi tüm bunları yaparken Yoongi uykusuna devam ediyordu hiç bir şeyden haberi yoktu büyük olanın.

Jungkook yatakta yan gelmiş yatmış turuncu saçlı çocuğa bakmadan odadan ayrıldı, ona son günlerde fazla bakmamaya çalışıyordu çünkü ergenlik döneminde olduğundan aklından hiç iyi şeyler geçmiyordu. Evden ayrıldığında güneş daha yeni doğmaya başlamış sokak lambaları yanmayı bırakmıştı. Yine o ıssız sokakta bulunan merdiven altı yere benzeyen yere gitmeye başladı.

Gece yağan yağmurdan ıslanan kaldırımda yürüyordu kış kapıya dayanmıştı her an kar yağacak gibiydi havanın soğukluğu. Ellerini ceketinin cebine yerleştirdi ve başını eğerek yolda yürümeye devam etti. Yoongi dün akşam ondan şüphelenmişti çünkü okul bizzat Yoongi ile iletişime geçmiş Jungkook'un bir haftadır okula gelmediği hakkında şikayette bulunmuştu. Dün gece Jimin'den habersiz tartışmışlardı her zamanki gibi.

Yine o alana geldiğinde etrafını kontrol etti ve ara sokağa girdi, 17 yaşında bir genç için kesinlikle tehlikeli bir yerdi ama Jungkook buraya kolaylıkla uyum sağlamıştı. Zaten çoğu dövüşçü Jungkook'un yaşına göre üstün dövüş yeteneğini fark ettikleri .için onu serbest bırakıyorlardı yoksa şimdiye kolu kanadı kırık bir şekilde hastanede yatıyor olurdu.

Kendisinin iki katı adamların arasından sıvıştı ve içeri girdi. Yine aynı hayvan gibi bağırış sesleri yankılanıyordu binanın içinde. Aslında bina değildi binanın bodrum katını bir dövüş meyanına çevirmişlerdi.

Jungkook sırt çantasını parmakları ile sıktı, buraya her girişinde parmak uçlarına kadar hissettiği sinir yüzünden kendisine hakim olamamaktan korkuyordu. Bu fazla sinirini dövüşerek attığından akşam eve geldiğinde Jimin'e fazla bağırıp onu üzmüyordu. Sanırım tek iyi tarafı da buydu.

"Hey Jeon benimle bir maça var mısın?" dedi yaşı yirmileri geçmiş adam, diliyle dişlerinin çevresini yalayarak sapık gibi gülümsedi. Jungkook başını hafif yan yatırarak ona baktı, bakışları buradaki herkesten masumdu Jungkook'un lakin vücudundaki sinir hepsinden korkutucuydu.

"Teklifini geri çevirirsem ayıp olur." dedi adam gibi gülümsemeye çalışarak ama bir etkisi olmamıştı çünkü onun kadar iğrenç zihniyetli değildi. Adam oturduğu erden kalkarak Jungkook'un önünü kesti. Keyifli ifadesiyle kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Tam da yaşına göre konuşuyorsun ergen ve kanı hızlı." dedi adam Jungkook'un saçlarını kırıştırarak. Adımlarını kafes dövüşü yapılan alana yöneltti, Jungkook da onu adım adım takip etti. Sabah sabah bu ağır dövüşü kaldırabileceğini düşünmüyordu ama denemekten zarar gelmezdi nasıl olsa öldürecek değildi adam onu, en azından Jungkook böyle düşünüyordu.

Ters Kelepçe ٭ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin