𝘓𝘰𝘷𝘦 𝘞𝘪𝘯𝘦 *🍷

ÜlDen :)

[Aşk olsun ya!
Olmasın hiçbirşey olmasın!]

Biraz olsun kendimizi toparlamış içeri geçmiştik . Leya elindeki tepsiyle gelirken hepimize yaptığı nescafeleri veriyordu . Elime aldığım beyaz kupa sıcaktı ama umursamadan ellerimle bardağı sardım .

Yağız: Gitmemiz gerekiyor... yarın okul var ve kampa gitcez .

Yağız haklıydı okulu asma gibi bir şansımızda yoktu .

Leya: Tamam ... Kahvelerimizi içelim çıkarız .

Çağan elini dudağına götürmüş dalmış düşünürken gözlerimi ondan ayırıp elimdeki kahveden bir yudum alıp parmaklarımla kupada daireler çiziyordum .

Ülkü: Ben... yurdamı dönücem ?

Soruyla başımı kupadan kaldırdım .

Tuana: Hayır tabiki , yani aslında bende biyerde sığıntı-

Çağan: naz ! Saçmalama istersen .

Deyip gözlerini ülküye çevirdi .

Çağan: Bizde kalıcaksın cimcime ...

Ülkünün gözleri benim ve çağan arasında gidip gelirken dayanamamış konuşmaya başlamıştı .

Ülkü: Siz sevgili misiniz?

Çağan elini dudağından çekip yerinde dikleşirken elimde tuttuğum kupayi gergince iki tekli koltuğun arasındaki kırmızı sehbaya koymuştum . Leya ve yağız sırıtarak bize bakarken gözlerimi onlardan çekip tekrar ülküye yöneldim. 

Tuana: Yok güzelim... Çağan abinin sevgilisi var .

Derken ülkünün şaşkınca gözleri havaya kalmıştı. 

Ülkü: Birsey diycem ama yanlış anlamayın . Ben çok iyi insan tanırım yani yaptığı hareketlerden ... Çağan abi pek arkadaşca bakmıyor sanki sana abla

Benim yanaklarım kızarırken çağan afallayarak elindeki kahveyi eline dökmüştü .

Çağan: Ah !

Hemen ayağa kalkıp elindeki kupayı aldım .

Tuana: İyimisin ..?

Derken bir yandan da elini kontrol ediyordum bana bakarak elimi tutarak indirirken yutkunup gözlerine baktım .

Ülkü: Bundan bahsediyordum...

Çağan bana bakmayı bırakıp omzumun üstünden arkamdaki ülküye bakarken elini yavaşca gevşetmişti gevşetmesiyle tereddütle elimi çekerken tuttu elimi avcumun içine alıp yerime oturup yanan yanaklarıma elimi tersini koydum .

Çağan gülerek bana bakarken leya gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyor yağız ve ülkü bildiğin gülüyorlardı ...

Yağız: Neyse gençler ... kalkın gidelim saat 1 !

Deyince hepimiz toparlanmış evden çıkmıştık leya ve yağız geldikleri arabaya binerken bende ülküyle çağanın arabasına arkaya binmiştik ülkü yorgun bir şekilde gözlerime bakarken daha fazla kıvranmaması için ben söze girdim .

Tuana: Noldu güzelim?

Ülkü: Benim gözlerim çok acıyorda biraz uyusam olur mu?

Gülümseyerek dizlerimi gösterince naif bir şekilde gülümsemiş dizlerime uzanmış kendi dizlerini karnına kadar çekmiş büzüşmüştü . Ellerimi omuzlarındaki saç diplerine atıp okşarken gülümsedim . Başımı kaldırıp çağana bakarken gülümseyerek dikiz aynasından bizi izlediğini görmeyi beklemiyordum ...