~ Ana Düzen'e İlk Adım ~

125 85 26
                                    

Bölüm 7:

~ İlk Adım ~

Tanrılar ve dost canlılar kalkanın yok olmasının ardından aydınlık evrenine, oradan da El-Letra sistemindeki Ana Düzen'e doğru adeta bir vakum gibi çekilmişlerdi.

Gezegenin o olağanüstü atmosferine ışık hızında giren Düzen tarafı, oluşan hava sürtünmesinden dolayı yemyeşil verimli topraklara alev topları eşliğinde ve yüzeye indiklerinde küçük kraterler oluşturarak düşmüşlerdi.

El değmemiş olan muazzam arazide oluşan çukurlardan Tanrılar hafif yaralar ile çıkarken, bazı yaratıklar alevler içinde kalarak ve feci yaralar alarak yüzeye inişini gerçekleştirmişlerdi.

Tanrılar önce birbirlerine ve etrafına bakındıktan sonra bulundukları arazinin, yer yer ağaçlı ve ucu görünmeyecek şekilde yeşil çimlerle kaplı olduğunu fark etmişlerdi. 

Yeryüzünün sakinliği binlerce yaratığın ve onlarca türün, Tanrılar ile birlikte gezegene büyük bir hışımla inmesi yüzünden bozulmuştu. Üstelik çoğu doğa ve su yaratığının alevlenme sonucu aldığı yaralanmalar eşliğinde acı bağırışları ve yanmaları sürmekteydi. 

Deniz Tanrısı olan Galmandros bu duruma; üzerinde durduğu toprağın üstünde diz çökerek, iki elini de toprağın derinliklerine sokmuştu. Orada bulunan ve bedenine doğru süzülen su kürelerini Mandrakan'ın da izniyle iyice yumuşamış toprakta ve yerin altında bulunan suyun açtığı yollarla, büyük çukurların dibinde taşmıştı ve giderek orayı hızlıca doldurmayı başarmıştı.

Başta su yaratıkları olmak üzere çoğu doğa yaratığı sevinçle bu göletlere atlayarak biraz ds olsa rahatlamışlardı.

Bunu gören Mandrakan diğer tanrılarıda şaşırtarak, yeri yararak çıkan toprakla bütünleşip kalan çukurları  doldurmuş ve bu etkileşim, Ana Düzen ile ilk bağın kurulmasını sağlamıştı.

Daha sonradan Madarkan (İlk Dokunuş) olarak adlandırılacak bu olay, en eski tarihi etkileşim belirtilerinden biri olarak Detrokma'nın kanlı sayfalarına kazınacaktı.

Toprağın Tanrısı çukurları doldurduktan sonra Ledeyana, vücudunu saran sarmaşıkları toprağa dökerek çimenleri taklit etmesini sağlamıştı. Elini üzerinde gezdirip sarmaşıkların çimlere dönüşmesinin ardından,  büyük bir bitki örtüsü oluşturmuştu. Galmandros ise uzak denizlerden çağırıp hükmettiği suyu, örtülmüş yığınlara dökerek uyum içinde çalıştıklarını tekrardan göstermişti.

Latras (Işık Tanrısı) ise günışığı ile çıkacak bitkilerin günler sürecek filizlenmesini daha erkene çekmek amacıyla, sistemin güneşinin ışık gücünün küçük bir kısmını çekerek yığınlara yansıtmıştı. Latras'ın bu gösterişi diğer Tanrılar ile aralarında büyük bir güç farkı olduğunun bir nişanesi olarak belirlenmişti.

Bu güçlü dörtlü birleşimden ilk tanrıların birlikte yarattıkları ilk farklı bitkiler doğmuş bulunmaktaydı.

Birkaç saniye sonra çıkan bitkiler bütün herkesi hayal kırıklığına uğratmıştı. Çirkin ve soluk bir şekilde çıkmıştı.

Katrena'ya bakanlar içlerinden çiçekleri güzelleştirmesini dilemiş ve tanrıça bu isteği gülümseyerek karşılaşmıştı. Bitkilerin yanına süzülerek giden Güzelliğin Tanrıçası, elini oluşan çiçeklerde gezdirerek güzelleşmesini ve küçük bir buse kondurarakta canlılaşmasını sağlamıştı.

Çirkin çiçekler birbirinden farklı harikulade birer sanat eserine dönüşmüşlerdi.

Çiçeğe hayran kalan bir doğa yaratığı ise çiçeğe isim vermek için ağzında kelimeleri geveleyerek en sonunda "Günışığı Çiçeği" anlamına gelen -Gala Liya- ismini bulmuştu.

Tanrılar ve yaratıklar kahkalar içinde ismi bağırarak tekrar etmişlerdi.

"Gala Liya! Gala Liya! Gala Liya!"


İKİ EVREN ~ YARATILIŞ ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin